İçinde, yazı yazmaktan hesap tabloları üretmeye, grafik çalışmalardan veritabanına, İnternet'e, iletişim ağına (network) bağlanmak, e-posta alıp göndermekten kişisel bilgilerinizi yönetmeye, müzik dinleyip video izlemekten CD/DVD yazdırmaya kadar hemen bütün kullanıcı ihtiyaçlarını karşılayacak yazılımlar hazır.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nun (TÜBİTAK) desteğiyle geliştirilen PARDUS, 26 Aralık'ı 27 Aralık'a bağlayan gece İnternet'te yayınlandı. İndirip CD'ye yazdırdığınız sistem kolayca kuruluyor.
PARDUS'un, bilgisayarla yeni tanışanların, bilgisayarda Türkçe kullanmak isteyenlerin/kullanmak zorunda olanların hayatını kolaylaştıracağı aşikar.
Ama böyle bir projenin esas önemi, bilişime ve teknolojiye erişim hakkını gözetiyor, bu hakkı kullanılabilir kılıyor olması.
Çünkü kolayca kurulabiliyor, kullanılabiliyor, kullanıcısıyla anlayabileceği bir dilde iletişim kuruyor. Öğrenilmesi kolay, az zaman alıyor.
Kullanıcının kafasının karıştığı, ne yapacağını bilmediği durumlar için hazırlanan "yardım belgeleri" Türkçe ve anlaşılır. Bu konuda PARDUS'un hâlâ gelişmeye ihtiyacı var; yardım belgeleri daha da iyileşebilir, çoğalabilir. Zaten projenin adımlarından biri de, yeni başlayanlar için kapsamlı bir Türkçe kılavuz oluşturmak.
PARDUS'un üretimini üstlenen Ulusal Dağıtım (Uludağ) Projesi, hedeflerini şöyle açıklıyor:
* Yaygın bir işletim sistemi dağıtımı oluşturmak.
* Bu dağıtımı yaşatacak sürdürülebilir bir organizasyon kurmak.
* Bu dağıtım ve çevresinde oluşacak açık kaynak ekosistemi aracılığı ile özgün teknolojik katkı yaratmak.
Varolduğu bilinmeyen hak
Birçok bilgisayar kullanıcısı, bilgisayarı Windows, yazı yazmayı Word, e-posta gönderip almayı da Outlook'tan ibaret biliyor. Kısacası, bilgisayar dünyasının Microsoft dünyasıyla eş anlamlı olduğunu sanıyor.
Neoliberal bakış, bunu Microsoft için bir "pazarlama başarısı" olarak görebilir; ama işin aslı, bu durum, "su" denince akla yalnızca pet şişenin gelmesi, uzayın da yalnızca Dünya'dan oluştuğunun düşünülmesi gibi bir şey.
Kullanıcıların "Linux mu, özgür yazılım mı; o da ne?" demesine neden olan şey, biraz da bilişime ve teknolojiye erişim hakkından pek bahsedilmiyor olması aslında.
Dünyanın büyük sorunlarından biri, Birleşmiş Milletler'in de sık sık işaret ettiği ve çözümü için çalıştığı "dijital uçurum". Güçsüz grupların -yoksullar, kadınlar, çocuklar, yaşlılar- bilişimden ve iletişim teknolojilerinden yararlanma oranıyla, güçlü grupların yararlanma oranı arasında bir uçurum var -djital uçurum- ve bu uçurum giderek derinleşiyor.
Dijital uçurumun yeniden üretilmesine neden olan temel unsurlardan biri bilişim ve iletişim teknolojilerinin üretimine sermayenin yön vermesi. Diğerleri de "bilgisayar okuryazarlığı" ve dil.
PARDUS, bu uçurumu giderme yolunda atılmış kayda değer adımlardan biri.
Doğru dürüst Türkçe
PARDUS'un insana "çok şükür" dedirten özeliklerinden biri de, anlaşılabilir, anlam karmaşası yaratmayacak bir Türkçe kullanması.
Birçok kullanıcının yıllardır mahkum kaldığı " Microsoft Türkçesi "nin bir alternatifi olabileceğinin kanıtı.
Özgür yazılım
Bir başka yanlış kanı da, kendisi de dahil olmak üzere, bilgisayarda karşımıza çıkan her şey için "piyasa koşullarının belirlediği" bir para ödememiz gerektiği; çünkü bilişimle ilgili her türlü ürünün şirketlerin mülkiyet hakkı kapsamında olduğu.
Oysa, özgür yazılım hareketi, yıllardır kapitalizmin dayattığı üretim koşullarının dışında, dayanışma temelli, özgürlük kavramına dayanan bir hukuk çerçevesinde "ortaklaşa üretiyor".
Özetle, özgür yazılım, "kullanıcısına çalıştırma, kopyalama, dağıtma, inceleme, değiştirme ve geliştirme özgürlükleri tanıyan yazılım" demek.
Özgür Yazılım Vakfı'nın ifadesiyle belli başlı dört özgürlüğü barındırır:
* Her türlü amaç için programı çalıştırma özgürlüğü.
* Programın nasıl çalıştığını inceleme ve kendi gereksinimleri doğrultusunda değiştirme özgürlüğü. Program kaynak koduna erişim bunun için bir ön şarttır.
* Yeniden dağıtma ve toplumla paylaşma özgürlüğü.
* Programı geliştirme ve gelişmiş haliyle topluma dağıtma özgürlüğü. Böylece yazılım bütün toplum yararına geliştirilmiş olur. Program kaynak koduna erişim bunun için de bir önşarttır.
Bir program, ancak bütün kullanıcıları bu hakların tümüne sahip oldukları zaman özgür bir yazılım olur. Bu özgürlüklere sahip olmak, kimseden izin almamayı ve izin için hiçbir bedel ödememeyi de içerir.
Genel kanının aksine, özgür bir yazılım, ücretsiz dağıtılabileceği gibi ücretli de dağıtılabilir. Bu nedenle, ticari yazılım olarak satılmasına engel yoktur.
Kamu bu fırsatı değerlendirmeli
PARDUS'un bilişime ve iletişim teknolojilerine erişim hakkı bağlamında akla getirdiği olanaklardan biri de, kamu alanında kullanılması. Brezilya'dan Çin'e birçok ülke, kamuda, e-devlet uygulamalarında özgür yazılım kullanma kararını aldı; uygulamaya koydu.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın görüşmelerini Microsoft ve Intel gibi oligopol yapının büyük ortaklarıyla sınırlı tutmaması gerek.
Bir öneri de, hayattaki tek yazılım türünün satın alınan yazılım olduğunu, gerisinin "korsan" olduğunu düşündürten, televizyondaki korkunç BSA reklamlarını izleyip kaygılanan işletmelere: PARDUS'u bir deneyin. Ufkunuzu açabilir. (TK)
PARDUS'la ilgili linkler: