*Fotoğraf: AA/arşiv
Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Türk Eğitim-Sen) “Eğitimde Fırsat Eşitliği Raporu”nu açıkladı.
Saha araştırması yapan Sendika, eğitimdeki sorunlarla ilgili eğitim emekçileriyle anket yaptı.
Anket sonucunu değerlendiren Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, bölgesel farklılıklara değindi ve şöyle dedi: “Coğrafi, ekonomik, eğitim içerikleri açısından fırsat eşitliğinin sağlanamaması ne yazık ki eğitimde ortaya konulan hedeflere ulaşılmasını olumsuz etkileyen bir unsurdur. Yapılması gereken; eğitimin tüm aktörlerinin fikir birliği yaparak, eşitliğin sağlanmasına yönelik adımlar atmasıdır.
“Kız çocuklarının okullaşma oranlarının artırılmasından, ekonomik yönden dezavantajlı çocuklara diğer çocuklarla aynı imkânların sağlanmasına, eğitim materyallerine ulaşmada yaşanan adaletsizliklerden, okullara eşit miktarda kaynak aktarımına kadar tüm eşitsizliklerin giderilmesini istiyoruz.
“Bölgesel farkların ortaya çıkarılması için durum tespiti yapılmalı, Eğitim Fakülteleri ile MEB’e bağlı okullar arasında işbirliği olmalıdır. Eğitim fakültelerinin bulunduğu tüm il ve ilçelerde başarı düzeyi düşük 3 okul belirlenerek, proje okulu ilan edilmelidir. Bu okulların başarı seviyelerinin neden düşük olduğu eğitim fakültelerine bağlı akademisyenler tarafından bir dönem boyunca araştırılarak ve bu sorunların ortadan kaldırılmasına yönelik çözüm planları hazırlanmalıdır."
Araştırmanın sonucunda elde edilen veriler şöyle:
Araştırmanın sonucuna göre; görüşmecilerin yüzde 59,20’si okullarında ücretli öğretmenin görev yaptığını ifade etti. Yüzde 77,30’u okullarında tekli eğitim yapıldığını söyledi.
- Katılımcıların 43,80’i sınıflarında 20-30 arasında, yüzde 35,30’u 31-40 arasında, yüzde 6,20’si 41-50 arasında, yüzde 0,60’ı 50’den fazla öğrenci bulunduğunu belirtti. Sınıfında öğrenci sayısı 20’den az diyenlerin oranı ise yüzde 14,10 oldu.
- Katılımcıların yarısı (yüzde 52,20) okullarındaki öğrencilerin ailelerinin gelir durumunun orta düzeyde olduğunu belirtirken, yüzde 45,60’ı düşük olduğunu ifade etti.
- Katılımcıların yaklaşık yarısı (yüzde 49) okullarındaki öğrencilerin ailelerinin eğitim seviyesinin düşük düzeyde olduğunu belirtirken, yüzde 47,50’si orta düzeyde olduğunu söyledi.
Öğrenciler açısından fırsat eşitliği
Coğrafi Şartlar
- Katılımcıların yüzde 32,50’si taşımalı eğitim yapıldığını belirtti.
- Okullarında taşımalı eğitim yapıldığını belirten katılımcıların yüzde 32,80’i, taşıma ile gelen öğrencilerle, taşımanın yapıldığı yerleşim yerinde yaşayan öğrenciler arasında eğitim fırsatlarına sahip olma açısından fark olduğunu, yüzde 36’sı ise kısmen fark olduğunu ifade etti.
- Katılımcıların yaklaşık yüzde 79,80’i okullarında kız çocukların okullaşma oranının yeterli olduğunu, yüzde 12,80’i kısmen yeterli olduğunu, yüzde 5,40’ı ise yeterli olmadığını belirtti.
- Kız çocuklarının okullaşma oranının kısmen yeterli olduğunu ve yeterli olmadığını düşünen katılımcılar, öncelikli olarak ailenin ilgisizliğini (yüzde 68,20), kız çocukların eğitimde fırsat eşitliğini sağlamada önlerinde engel olarak görüyor.
- Daha sonra sırayla kız çocukların eğitim almasının değersiz görülmesi (yüzde 45,60), erken evlilik (yüzde 21,90), tarımsal faaliyetlere katılım (yüzde 14,80), çocuk işçiliği (yüzde 13,30) ve yakın çevrede okulun bulunmaması (yüzde 10,90) geliyor.
- Katılımcıların yüzde 37,40’ı öğrencinin kardeş sayısının fazla olmasının eğitimde fırsat eşitsizliği oluşturduğunu, yüzde 37,80’i kısmen fırsat eşitsizliği oluşturduğunu ifade etti. Yüzde 23’ü ise kardeş sayısının fazla olmasının fırsat eşitsizliği oluşturmadığını ifade etti.
- Görüşmecilerin 32,80’i kendi okullarının teknolojik alt yapısının ortalama olarak diğer okullarla kıyaslandığında kısmen yeterli düzeyde olduğunu ifade ederken, yüzde 20,10’u yeterli olmadığını belirtti. Katılımcıların yüzde 46,80’i ise yeterli düzeyde olduğunu söyledi.
- Katılımcıların yüzde 36,80’i kendi okullarının eğitim donanımının ortalama olarak diğer okullarla kıyaslandığında kısmen yeterli düzeyde olduğunu ifade ederken, yüzde 19,30’u yeterli olmadığını vurguladı. Katılımcıların yüzde 43,50’si ise yeterli düzeyde olduğunu belirtti.
- Yüzde 51,40’ı dezavantajlı öğrencilerin okulun bütün fiziki imkânlarından kolaylıkla yararlanabildiğini, yüzde 34,40’ı kısmen yararlanabildiğini, yüzde 13,10’u ise yararlanamadığını ifade etti.
- Görüşmecilerin yüzde 33,80’i kaynaştırma eğitimi uygulamalarının eğitimde fırsat eşitliğini sağlamada yardımcı olduğunu, yüzde 37,90’ı kısmen yardımcı olduğunu, yüzde 23,40’ı ise yardımcı olmadığını belirtti.
- Kaynaştırma eğitimi uygulamalarının eğitimde fırsat eşitliğini sağlamada yardımcı olmadığını düşünen katılımcıların en fazla vurguladıkları nedenler; destek eğitim uygulamalarının daha faydalı olduğu (yüzde 48,20), sınıf mevcutlarının kalabalık olmasından dolayı kaynaştırma öğrencilerinin yeterli ilgiyi göremedikleri (yüzde 46,10) ve kaynaştırma öğrencilerinin yaşıtlarıyla normal sınıflarda eğitim öğretime devam etmesi (yüzde 42,80) olarak ifade edildi.
- Görüşmecilerin yüzde 24,50’si okullarındaki özel eğitim sınıfına ait donanımların diğer okullarla aynı düzeyde olmadığını ifade ederken, yüzde 20,10’u kısmen aynı düzeyde, yüzde 16,9’u da aynı düzeyde olduğunu belirtti. Yüzde 33,20’si ise okulunda özel eğitim sınıfı bulunmadığını söyledi.
- Yüzde 18,90’ı yaygın eğitim faaliyetlerinin eğitimde fırsat eşitliğini sağlamayacağını düşündüğünü ifade etti.
Ekonomik Şartlar
- Öğretmenler, okul bütçelerinin yeterli olmadığını düşünüyor.
- Eğitimciler, öğrencilerin okula getirdiği harçlıkların birbirinden farklı olduğunu belirtiyor.
- Ailelerin gelir düzeyi arttıkça çocuklarının eğitimine ayırdıkları miktar da artıyor.
- Katılımcıların yüzde 71,80’i okul bütçelerinin yeterli olmadığını düşünürken, yüzde 18,20’si kısmen yeterli olduğunu, yüzde 8,20’si ise okul bütçelerinin yeterli olduğunu ifade etti.
- Katılımcılar okul giderlerinin nasıl karşılandığına yönelik en çok; okul giderlerinin okul aile birliğinden (yüzde 73,90), İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından (yüzde 40,50), kermes, deneme sınavı, gezi vb. etkinlikler yaparak (yüzde 34) ve gönüllü yardımseverler tarafından (yüzde 18,50) karşılandığını belirtti.
- Katılımcıların yüzde 40,20’si okullarında düzenlenen gezi, piknik, sinema, tiyatro vb. etkinliklere bütün öğrencilerin katılamadığını ifade ederken, yüzde 38,90’u ise kısmen katılabildiğini belirtmiştir. Katılımcıların yüzde 16,90’ı ise öğrencilerinin okulda düzenlenen etkinliklere katılabildiğini vurguladı.
- Katılımcıların yüzde 60,70’i ailelerin gelir düzeyi arttıkça çocuklarının eğitimine ayırdıkları miktarın da kısmen arttığını belirtt. Ancak katılımcıların yüzde 23,10’u ise ailelerin gelir seviyesi artsa bile eğitime önem verilmediğini ifade etti.
Öğretmenler açısından fırsat eşitliği
Öğretmenler eğitim ortamında aynı fırsatlara sahip olmadığını düşünüyor.
- Katılımcıların yüzde 73,10’u öğretmenlerin eğitim öğretim ortamlarında aynı fırsatlara sahip olmadığını ifade ederken, yüze 6,50’si aynı fırsatlara sahip olduğunu ifade etti. Yüzde 20,10’u ise kısmen aynı fırsatlara sahip olduğunu vurguladı.
- Yüzde 75’i bütün öğretmenlerin yönetici olmak için aynı fırsata sahip olmadığını ifade ederken, yüzde 8,70’i aynı fırsatlara sahip olduğunu ifade etti. Katılımcıların yüzde 15,10’u ise kısmen aynı fırsatlara sahip olduğunu söyledi.
- Öğretmenlerin yönetici olmak için fırsat eşitliğine sahip olmak noktasında öncelikli yapılması gerekenler sorulduğunda en fazla belirttiği hususlar; liyakate dayalı bir seçim sisteminin olması (yüzde 78,60), mülakatın kaldırılması (yüzde 69,40), yönetici atama puanlarının nesnel ve herkesin sahip olabileceği kriterlere göre düzenlenmesi (yüzde 62,30), MEB dışı yapıların atama sürecine dahil olmasının engellenmesi (yüzde 51,90) yanıtları verildi.
Proje okullarında eşitlik sağlanmıyor
- Katılımcıların yüzde 81,80’i proje okullarına öğretmen seçimleri yapılırken fırsatların bütün öğretmenler açısından eşit olmadığını belirtirken, yüzde 9,90’ı kısmen eşit olduğunu, yüzde 2,50’si ise eşit olduğunu ifade etti.
- Katılımcıların yüzde 63,70’i öğretmenlik kariyer basamaklarının fırsat eşitsizliğine neden olduğunu ifade ederken, yüzde 12,50’si kısmen neden olduğunu, yüzde 22,50’si ise fırsat eşitsizliğine neden olmadığını belirtti.
- Öğretmenlerin yüzde 63,10’u öğretmenlerin kendi aralarında kadrolu, sözleşmeli, ücretli gibi farklı istihdam şekillerinin öğrenciler açısından fırsat eşitsizliği oluşturduğunu söylerken, yüzde 18’i eşitsizlik meydana getirmediğini söyledi.
- Yüzde 62,80’i tayin ve atama sürecinde bütün öğretmenlerin aynı fırsatlara sahip olmadığını düşünürken, yüzde 13,60’ı ise aynı fırsatlara sahip olduğunu belirtti.
Demografik veriler:
Ankete katılanların öğretmenlerin yüzde 35,9’u kadın, yüzde 64,1’i erkek. yüzde 1,3 1-5 yıl, yüzde 7 6-10 yıl, yüzde 14 11-15 yıl, yüzde 16,6 16-20 yıl, yüzde 61,1 21 yıl ve üzeri görev yapıyor.
Görev Unvanı: Öğretmen yüzde 85,4, Müdür yüzde 4,8, Müdür Yrd. yüzde 7,5, eğitim çalışanı yüzde 1,5, Akademisyen yüzde 0,8.
Okulun Bulunduğu Bölge: İl merkezi (Büyükşehir Kapsamında) yüzde 35,3, İl merkezi yüzde 20,8, İlçe merkezi yüzde 35,9, Belde/Kasaba yüzde 2,9, Köy yüzde 5,1.
(RT)