Çizgi roman yazarı ve çizer Turgut Yüksel'in dijital distopik mizah dergisi "Cesur Yeni Pigya" bugün okurla buluşuyor.
George Orwell'in "Hayvan Çiftliği" ve "1984" romanlarından Aldous Huxley'nin "Cesur Yeni Dünya"sına uzanan bir ilhamla ortaya çıkan "Cesur Yeni Pigya", her ay ücretsiz olarak takip edilebilecek.
Yüksel kurguladığı Pigya gezegenini "şer kervanı, ihanet şebekeleri, küpsel baronlar, bozguncu odaklar, algı oyuncuları, köhnemiş zihniyetliler, kaos simsarları, karanlık lobiler ve paslı zihinler tarafından çepeçevre kuşatılmıştı" sözleriyle anlatıyor.
"Sürekli olarak gezegenin kırmızı çizgisini geçmeye çalışan bu husumet cephesini ise "üst akıl" yönetmekteydi. Cesur Yeni Pigya'nın medyası ve neferleri liderleri Sayın Napolyon önderliğinde bu karanlık odakların bitmek bilmeyen kirli oyunlarına karşı destansı bir mücadele içindeydi."
Dergi ise milyonlarca ışık yılı uzaklıktan alıcılarına ulaşan "Pigya TV"nin sağlık, haber, analiz, sanat gibi programlarını izleyerek gezegendeki hayatı bize aktarıyor.
"Güç, Pigya ile birlikte olsun!" diyen Turgut Yüksel'e bağlanıyoruz.
Küp şeklinde bir gezegen
Pigya nasıl bir gezegen? Nasıl bir dünya tasvir ediyorsunuz? "Cesur Yeni Pigya"nın ilk sayısının kapağında kimi görüyoruz?
Pigya çok uzak bir galakside bulunan küp şeklinde bir gezegen. Araştırmalara göre Pigya'nın tarihçesi çok eskilere dayanıyor, şöyle ki: Her şey uzun zaman önce uzak bir galakside bulunan minik bir gezegenin, minik bir ülkesinin, minik bir kasabasında bulunan minik bir çiftlikte hayvanların sömürülmeye karşı ayaklanarak çiftliği ele geçirmesiyle başladı.
Ayaklanmaya liderlik eden iki domuzdu. Başarılı olan isyandan sonra domuzlardan biri olan Napolyon diğerini hain ilan ederek tek başına lider oldu.
Sanayici ve iş domuzu Von Fork
"Bütün hayvanlar eşittir ama bazıları daha eşittir" demokratik söylemiyle liderliğini pekiştiren Napolyon, ayaklandığı tür olan insan denilen varlıkların yine daha eşit olan bazılarıyla anlaşarak önce kasabayı, sonra ülkeyi ve en sonunda gezegeni ele geçirdi. Yüz yıl içinde bütün kaynakları tüketip, ürettikleri çöplerle, saldıkları gazlarla gezegeni yaşanmaz hale getirince, eşit olmayan ve işlerine yaramayan bazı diğer hayvanları ve insan türünü geride bırakarak bir başka gezegene yerleştiler. Sonra oradaki kaynakları da tüketerek yeni bir gezegene geçtiler ve aynı şeyi tekrar tekrar yaparak galaksiyi dolaşmaya başladılar. İşte Pigya şu an bulundukları gezegen.
Derginin kapağında gördüğümüz, Pigya'nın düşünce tarihinde önemli yer tutan, "Müteahhit, sanayici, iş domuzu ve filozof Pigger Von Fork"tur. Kendisi üst sınıf ilkelerini yeniden belirleyip uygulanmaya konulmasına ön ayak olarak, üst sınıf hak savunuculuğunun önde gelen ismi olmuştur.
Derginin her sayısının kapağında Pigya'nın aydınlanmasında ve ilerlemesinde katkıda bulunan farklı düşünürler, aktivistler ve onların kısa biyografileri yer alacak.
Hayvan Çiftliği devam etseydi...
Dergi bugün yayın hayatına başlıyor. İsminde, motto cümlesinde (Bazıları Daha Eşittir) iki önemli distopya esere gönderme yapmışsınız. "Cesur Yeni Pigya"nın karanlık tarafı neye dayanıyor?
Karanlık tarafı distopik metinlere dayanıyor. Pigya'nın çıkış noktası, "Hayvan Çiftliği" kitabı. Sonra bunu devam ettirmeye karar verdim zihnimde, yani kitap orada bitmese ve hikaye devam etse ne olurdu diye düşündüm. Karşıma, yine Orwell'in" 1984" romanı çıktı... Daha da devam etsem ne olur diye düşündüm, Huxley'in "Cesur Yeni Dünya"sı karşıladı beni. Oradan da devam edeyim deyince Pigya gezegeni oluştu.
"Distopik dünyayı makaraya da alabiliriz"
"Cesur Yeni Pigya" bir distopya. Bildiğimiz distopik metinlerden farklı olarak hikâye, mizahi bir dille anlatılıyor. Bu iki kavramı nasıl buluşturdunuz?
Çok iyi distopik metinler ve filmler var... Hepsi de yapısı gereği, karanlık, kasvetli, çıkış vaat etmeyen dev otoritelerden oluşuyor. Okurken de, izlerken de (çok başarılı oldukları için) ister istemez o atmosferin etkisinde kalıyoruz ve bir nevi o dünyaya boyun eğiyoruz. Ama bu distopik dünyayı makaraya da alabiliriz. Distopya doymak bilmez bir otorite arzusundan oluşuyorsa onun zayıf yanı mizahtır yani Hannah Arendt'in de dediği gibi, "Otoritenin en büyük düşmanı ve onu zayıflatmanın kesin yolu kahkahadır." Buradan yola çıkarak distopik bir mizah dergisi nasıl olur sorusuna vardım. İkisinin birleşmesi böyle oldu.
"Evet, zor!"
"Cesur Yeni Pigya" ücretsiz yayımlanacak. Böyle bir dönemde ücretsiz bir dijital dergi üretmek zor değil mi?
Bu soruya çok kısa bir cevap vermek istiyorum: Evet, zor!
Hikâyeyi bir televizyon kanalı üzerinden kurguluyorsunuz, bu yolu seçmenizdeki neden neydi?
Zamanın ruhu diyebilirim, zira ben de dahil olmak üzere çoğunluğumuz telefon, bilgisayar ve televizyon ekranına gömüldük. Bunu bozmayayım dedim. Ayrıca teknik olarak, yani dergiyi oluşturan konuları, (gelecek sayılar da dahil olmak üzere, açık oturum, haber, sağlık, sinema, dizi, iletişim, estetik, reklamlar, yorum, sanat vb.) televizyon kanalları arasında dolaşarak aktarmak distopya mizahı için iyi bir anlatım bağı oluşturdu.
Dergiyi okumak için:
facebook.com/cesuryeni.pigya
twitter.com/CPigya
instagram.com/cesuryenipigya
patreon.com/cesuryenipigya
(BÖ/AÖ)