SP, HADEP ve ÖDP, tartışmada türbanlılara "haksızlık yapıldığı" görüşünde birleşti. Ancak ÖDP, "kamusal alanda dinsel yaklaşımlar içeren sembollere" karşı.
57. hükümetin ortaklarından DSP ile ANAP ise, "türbana dikkat edilmesi ve kamusal alanda kullanımına izin verilmemesi gerektiğini" savunuyor.
Siyasi partilerin türban tartışmasıyla ilgili görüşleri şöyle:
DSP: Sezer'i destekliyoruz
DSP Genel Sekreteri Süleyman Yağız, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i desteklediklerini söylüyor ve Sezer'in uyarısını yineliyor: "Türban kamusal alanın dışında tutulmalıdır."
Yağız'a göre türbanın kamusal alanda kullanılması toplumsal duyarlılıkların zedelenmesine yol açabilir: "Bu konuda AKP'nin zorlayıcı olmaması lazım. AKP, şimdilik yaptıklarıyla bu duyarlılığa yanıt veremedi."
SP: Sorun AKP'nin değil yasakçıların
SP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu ise türban takmanın temel insan haklarından olduğuna dikkat çekiyor ve "Türban üzerinden yapılan tartışmaları yadırgıyoruz" diyor:
* Ama cumhurbaşkanı bu konuyu "herhangi bir yasal düzenleme bile yapılamaz" gibi bir hale getiriyor. Demokrasilerde Meclisler elbette her şeye yetkili değildir ama, yetki sınırları "temel insan haklarını kısıtlayıcı yasalar"ın dışında olmalıdır.
* Türban konusunun AKP'nin bu tavrına rağmen gündeme getirilmesi Türkiye'de bazı çevrelerin bir kesimi millete rağmen dikkate almamayı, küçümsemeyi sürdürdükleri anlamına geliyor. Abdullah Gül'e Hilton'da namazın hoş olmadığını söyletmişler. Peki niye Hilton'da namaz kılınamaz? Hilton'da herşey yapılır da niye namaz kılınamaz? Gayet tabii ki kılınabilir.
Bekaroğlu, AKP'nin tavrını ise "çekingen" olarak tanımlıyor, "doğal" buluyor:
"AKP çekingen, sorun çıkmamasını istiyor. AKP'nin tavrında bir anormallik yok. bir daha sorunların çıkmamasını istiyor, bunun için de azami ölçüde dikkat ediyorlar. Türkiye bu şekilde gidemez. Bu AKP'nin değil bu yasağı dayatanların problemidir."
HADEP: Kamusal alan flu
HADEP Genel Başkan Yardımcısı Naci Kutlay, Türkiye'de kamusal alan kavramının tartışmalı olduğunu, bu kavramı herkesin farklı değerlendirdiğini hatırlatıyor, "Türkiye'de kamu alanının sınırları flu olmuş durumda" diyor.
Kutlay, türban tartışmasında "anlayış" çağrısı yapıyor:
* "İnsanların çok daha rahat olmaları gerektiğini düşünüyoruz. İnsanların birbirlerine karşı konum almalarını gerektiren bir şey olmamalı, demokrasi en genel şekilde kullanılmalı. İnsanlar birbirlerini daha iyi anlamalı. Bülent Arınç, devlet protokolüne eşiyle gitmenin yadırganacağını düşünmeliydi.
* Türban konusu herkesin önünü tıkayan bir anlayıştır. Türbanın tartışma konusu yapılmasını anlamlı bulmuyorum, ne türban takanlar onu çok öne getirmeli, ne de karşı olanlar. Daha anlayışlı olmak zorundayız.
ANAP: Üniversitede rahatlık sağlanmalı
ANAP Genel Başkan Yardımcısı Cengiz Altınkaya da, türbanın kamusal alanda kullanımına karşı ama, üniversite ve liselerde rahatlık sağlanması gerektiği görüşünde:
* Partimiz bu konuda iki defa anayasa değişikliği yaptı ama, değiştirdiğimiz kanunları Anayasa Mahkemesi iptal etti. Şu an bu işin çözümü çok net gözüküyor ki anayasa değişikliğine bağlı.
* Türban sorun olmamalıydı. AKP'den bir kısmı hiç değinmiyor, bir kısmı bizim gibi düşünüyor, bir kısmı da inadına yapıyor. Kamusal alanlarda devletin bir kılık kıyafet düzeni var. Bunlara herkesin uyması lazım. Ama okullarda rahatlığı sağlamak lazım. Meslek liseleri ve üniversitelerde rahatlık sağlanmalı. Laik bir ülkede devlet binalarında buna uyulması gerekiyor.
ÖDP: Üniversiteler kamu değil bilim alanı
ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Alper Taş da, türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasını istiyor, üniversiteyi kamusal alanın dışında, bir bilim alanı olarak gördüklerini söylüyor. Taş'a göre türban tartışması kitlelerin esas gündemi değil, iktidarlar arası bir kavga:
* Üniversiteler dışında kamusal alana dair yerlerde dini inançları sembolize eden dinsel yaklaşımlar içeren sembollere karşıyız. Üniversitelerde serbest olmalı.
* Tartışma, emekçi halkın gerçek talepleri üzerine oturan bir tartışma değil. Burada hem AKP'nin hem de kendisini laik olarak ifade edenlerin geliştirdiği bu sorun üzerindeki gerilimi biz yapay bir mesele olarak görüyoruz.
* AKP üzerine bir tartışma olacaksa bunun daha çok halkın gündelik sorunları üzerinden yapılması gerekir. CHP gibi sosyal demokrat partilerin de bu tür meseleler üzerinden siyaset geliştirmesi ve bunun üzerinden bir siyasal gerilim yaratıp bundan güç alma siyasetlerinin de başarılı olmayacağını düşünüyoruz.
* AKP de bu konuda yanlış bir tutum alıyor. Kamuoyundaki hassasiyetleri bilmekle birlikte biraz da kör gözüm parmağına hesabı bir siyaset geliştirmeye çalışarak bir tür meydan okuma havası yaratmaya çalışıyorlar. Zaten belirli bir laik kesim bunu siyasetin öznesi haline getirmiş. (BB/NK)