Tunus'ta halk ayaklanmasının birinci ayı dolarken ve hükümetin düşmesinin üzerinden henüz 24 saat geçmişken, 2007'de ülkeye yaptığım seyahatte tanıştığım bir kadından bir telefon aldım.
Ramdana Mluhi'yle Aralık 2007'de Af Örgütü için terörle mücadele gerekçesiyle gerçekleştirilen hak ihlallerini araştırmak üzere yaptığı ziyaret sırasında tanışmıştım.
Eşi Abbes Nisan 2005'te gözaltına alındığından bu yana kayıptı. Emekli bir muhasebeci olan Abbes gözaltına alınmadan önce İçişleri Bakanlığı yetkililerince birkaç kez İslamcı bir hareketle bağı öne sürülerek çağrılmıştı.
11 Nisan 2005 sabahı evinin önünde arabasıyla uğraşırken sivil giyimli güvenlik güçlerince alınarak götürüldü. Ramdana onu bir daha hiç görmedi.
Kısacası, sisteme tehdit olarak görülen herkesi terörle mücadele gerekçesiyle ortadan kaldıran devlet aygıtının zorla kaybedilme uygulamasının hedefi olmuştu.
Ramdana, kızıyla birlikte görüştüğümüzde önce sessizce kocasını aradığını anlattı. Karşılaştığı sessizlik onu git gide endişelendirmeye başladı. Her başvurusu cevapsız kaldı; cezaevlerinden ses çıkmazken İçişleri de hiçbir girişimde bulunmuyordu. Başını örttüğü için şikayet ederse polisin onun da peşine düşeceğinden korkuyordu.
Birkaç gün önce başı örtülü genç bir kadının tutuklandığı ve başını örtmemesi için belgeler imzalatıldığı üzerine anlattıklarını dinlediğim için onu anlıyordum.
Af Örgütü'nün ona yardımcı olabileceği söylenmişti ve benden bir şeyler yapmamızı istiyordu.
Görüşmenin ardından Tunuslu bazı insan hakları üzerine çalışan avukatlarla konuştum ve benzer vakalar olup olmadığını sordum. Abbes'in durumu genel uygulamadan farklıydı. İnsanlar sivil görevlilerce alınıp götürülüyor ve kimi zaman aylarca tutuluyordu ama sonunca mahkemeye çıkarılarak cezaevine gönderiliyorlardı.
Abbes'in sorgu sırasında öldürüldüğünden şüpheleniyorduk. Af Örgütü bu konuda Tunuslu yetkililere sorular yöneltti ve konuyu Birleşmiş Milletler'e taşıdı. Her olasılığı değerlendirerek olayı gündemde tutmaya çalıştı. Hala bir cevap bekliyoruz.
Kocasının kaybedilmesinin ardından Ramdana şimdi dokuz yaşında olan kızını tek başına büyüttü.
Ülkede ayaklanma başlayınca beni arayarak durumdan haberdar olup olmadığımı ve Af Örgütü'nün öldürülen göstericiler için bir şey yapıp yapmadığını sordu. Ben Ali'nin ülkeyi terk etmesinden hemen sonra konuştuğumuzda da kocasının şimdi ortaya çıkabileceğinden ümitliydi. Bu yeni dönemde beklediği cevapları alıp alamayacağını merak ediyordu.
Yıllardır süren işkencenin ardından Ramdana Mlouhi şimdi yetkililerden bir cevap bekliyor. Kocası yaşıyorsa nerede olduğunu bilmek ve onu ziyaret edebilmek istiyor. Öldürüldüyse de gerçeğin açıklanmasını, sorumluların cezalandırılmasını bekliyor. (EÜ)
___________________________________________________________________________________
* Af Örgütü'nün Kuzey Afrika ekibinde yer alan Hassiba Hac Sahravi'nin yazısını kısaltarak Türkçeleştirdik.