Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bakırhan sözlerine, "Gazeteci Hakan Tosun'a saldırı yapanların kim olduğuna dair kamuoyunun aydınlatılmasını diliyorum. Öte yandan Rojbin Kabaiş'le ilgili durumun açığa çıkmasını istediğimizi belirtiyoruz. Neden öldürüldüğü, detay açıklanmaması eleştiri konusudur. Katillerinin peşindeyiz" ifadeleriyle başladı.

Bahçeli: 27 Şubat İmralı açıklaması dışında hiçbir sözün hükmü yoktur
DEM Parti kimin tarafında?
Bakırhan, sıklıkla 'DEM Parti kimin tarafında?' sorusu ile karşılaştıklarını belirterek, "Birileri bizi iktidardan yana göstermeye çalışıyor; seçim dönemlerinde ise başka bir partiye payanda gibi sunuyorlar. Sonda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim: Biz halktan, emekçiden ve ezilenlerden yanayız. İki siyasal kutba sıkıştırılmak istenen toplumun nefesiyiz, sesiyiz, üçüncü yoluz" dedi.
"Zihniyetin değişmesi gerekiyor"
Bakırhan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Son bir yılda çözüm ve barış adına önemli anlara tanıklık ettik; bu gelişmeler, çatışmanın değil siyasetin konuştuğu yeni bir dönemin kapısını araladı. Meclis çatısı altında kurulan komisyon bu sürecin önemli bir zemini olarak öne çıktı. Komisyonda dinlediğimiz tüm davetlilerin, farklı perspektiflerden gelseler de ortak bir vurgusu vardı: 'Çözüm olmalı, ölümler sona ermeli.' Eski Meclis Başkanları umut hakkının ve eşit yurttaşlığın şart olduğunu vurgularken; akademisyenler, bu meselede kök nedenlere inilmesi ve zihniyetin değişmesi gerektiğinin altını çizdi.
"Demokrasiler tabularla değil müzakerelerle gelişir"
"Komisyon dinlemeleri çok kıymetli; toplum, bir dinlemeyi daha bekliyor: Sayın Öcalan’ın dinlenmesi. Sayın Öcalan konuştukça çözüm zemininin güçlendiğine, sunduğu barış perspektifiyle süreci aydınlattığına hepimiz şahidiz. Yüz yıllık bir meselenin çözümünü konuşurken ürkeklik olmaz; cesur olmalı, önyargılarımızı bir kenara bırakmalıyız. Komisyonun Sayın Öcalan’la görüşmesini tabulaştırmamalıyız; demokrasiler tabularla değil, demokratik müzakerelerle gelişir.
"Gözler Demirtaş ve Yüksekdağ adımlarında"
"Halk, Meclisin dertlere deva, yaralara merhem olmasını bekliyor. Meclisten AİHM kararlarına uyan ve milletin iradesini yansıtan düzenlemeler isteniyor. Gözler, Demirtaş ile Yüksekdağ’ın özgür kalmasını bekleyen adımlarda.
"Bu yasama yılını 'çözüm yılı' yapalım"
"Meclisin omuzlarında bir yılın değil, yüz yıllık geleceğin tarihi sorumluluğu var. Bu yılın Meclisi, ilk Meclis kadar önemlidir; demokratik müzakereyle demokratik cumhuriyeti inşa etme göreviyle karşı karşıyadır. Türkiye’nin yüzde 95’inden fazlasını temsil eden Meclise sesleniyoruz: Bu yıl herhangi bir yıl değildir. Bu bağlamda çağrımız açıktır; gelin, bu yasama yılını Türkiye tarihinin 'çözüm yılı' yapalım."
DEM Parti ne istiyor?
"Değerli arkadaşlar, bize hep soruyorlar: DEM Parti ne istiyor, DEM Parti’nin çözümü nedir? Somut taleplerimiz şunlardır:
- Herkese aynı nazardan bakan ve herkesi kapsayan anayasal yurttaşlık istiyoruz.
- Keyfiliğin değil, hukukun üstünlüğünün esas alınmasını talep ediyoruz.
- Kayyımların değil, halk iradesinin esas kabul edilmesi gerektiğini savunuyoruz.
- Söz, basın ve örgütlenme özgürlüğünün rahatça soluk aldığı bir kamusal alan istiyoruz.
- Ana dilinde eğitim hakkını talep ediyoruz.
- Yerelin sözünün duyulduğu, kararın yerinden filizlendiği bir demokrasinin hayat kurtarıcı olduğuna inanıyoruz.
- TMK, TCK ve infaz başta olmak üzere temel yasal düzenlemelerin acilen hayata geçirilmesinin Türkiye’ye nefes aldıracağını biliyoruz.
- Hakikat, adalet ve onarım eksenli bir geçiş dönemi yasası çağrısı yapıyoruz.
- Hasta ve siyasi tutsakların serbest bırakılmasının vicdanları rahatlatacağını söylüyoruz.
- Siyasi sebeplerle sürgünde bulunan arkadaşlarımızın bir an önce topraklarına kavuşmasını istiyoruz.
Bu talepler abartılı, uçuk ya da maksimalist değildir; çağdaş bir demokraside bulunması gereken asgari standartlardır."
(AB)











