Tunceli Mahkemesi'nin bugün (19 Şubat) verdiği beraat kararı temyiz edilmezse, 1 Haziran 2005'ten beri aralarında gazeteci, yazar ve sendikacının da bulunduğu 100'ün üzerinde kişiyi sanık yapan 301. maddeden ilk içtihat da oluşmuş olacak.
Kesinleşmesi durumunda karar, maddenin yürürlükten kaldırılması veya değiştirilmesi yönünde sivil toplum örgütleri ve hak kuruluşlarını yaptığı çağrıları "içtihat oluşmasını bekleyelim" diyerek geri çeviren hükümete de bir yanıt oluşturacak.
Mahkeme, Yargıtay'ın "ağır eleştiri" görüşüne uydu
6 Kasım 2007 tarihinde Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Bekmezci'nin itirazını yerinde görmüş, bildirinin tamamının "ağır eleştiri niteliğinde" olduğuna ve suçun unsurlarının oluşmadığına hükmetmiş ve cezanın bozulmasına karar vermişti.
Söz konusu kararı değerlendiren mahkeme başkanı Mahmut Aydoğmuş, suçun unsurları oluşmadığı ve Bekmezci'nin eyleminin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu gerekçesiyle Ceza Muhakemesi Yasası'nın 223/2-a maddesinden beraat kararı verdi.
"Asker ve polisi aşağılamak"tan ceza
Bekmezci, 29 Eylül 2005'te Eğitim-Sen yetkilisi olarak yaptığı açıklamada, Tunceli'de öldürülen Hasan Şahin'e ve bir polisin öldürdüğü taksi şoförü Hasan Akdağ'a değinmiş, polisin bunların ardından Tunceli'de keyfi gözaltı furyası başlattığını, buna dair basın açıklamalarını da engellediğini söylemiş, ayrıca "Genelkurmay'ın talimatıyla, sivil faşist güçlerin de harekete geçirilip devreye sokulmasıyla ülkemizin çeşitli yerlerinde tezgahlanan linç girişimleri ve saldırılar henüz hafızalarımızda yerini korumaktadır" ifadesini kullanmıştı.
Bunun üzerine Tunceli Başsavcılığı 28 Kasım'da Ceza Yasası'nın 301. maddesine dayanarak hazırladığı iddianamede, Bekmezci'nin "Türkiye Cumhuriyeti askeri güçleri ve emniyet teşkilatını alenen aşağladığı"nı savunmuştu.
Tunceli Sulh Ceza Mahkemesi de, 14 Şubat 2006 tarihli kararında Bekmezci'nin suçlu olduğuna hükmetmiş, beş ay hapis cezasını adli para cezasına çevirmişti. Bekmezci'nin avukatı Barış Yıldırım davayı Yargıtay'a taşımış, temyiz başvurusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) ifade özgürlüğünün yalnızca zararsız veya önemsiz haberler, düşünceler için değil, halkın bir bölümü için aykırı, kuraldışı, şaşırtıcı veya endişe verici olanları için de geçerli olduğunu vurgulayan kararlarını anımsatmıştı.
Başsavcılık 301'den dava açılmasına gerek görmedi
Tunceli'de 301 kapsamında bir olumlu karar da, Cumhuriyet Başsavcılığı'nca verilmişti. 8 Şubat'ta Başsavcılık, İnsan Hakları Derneği (İHD) temsilcisi Barış Yıldırım hakkında yapılan bir şikayetle ilgili 301. maddesindeki "Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklaması suç oluşturmaz" fıkrasına dayanarak, takipsizlik kararı vermişti. (EÖ/TK)