Direnişin barış sürecini nasıl etkileyeceği tartışmaları sürerken Tuncel, “Taksim meydanı barışın toplumsallaşmasının mümkün olduğunu gösterdi” diyerek direnişle beraber Türkiye’nin de yeni bir sürece girdiğini söyledi.
“Benim sevdiğim bir söz var ‘politik alanda kazanmadan hiçbir alanda kazanmak mümkün değildir.’ Politik olarak kazanmak örgütlülüğü ifade eder. Bu nedenle Gezi politik olarak kazanmıştır.
“Meselenin sadece ağaçların kesilmesine karşı bir direniş olarak ele alınmaması gerekir. Tüm kesimlerden insanlar Taksim’de.
“Kürtler 30 yıldır Kürdistan’daki savaşı batıya anlatmak için buradaydı. İktidarın buradaki direnişi iyi okuması gerekiyor. İktidar, serhildanın mesajını iyi okuyabilmiş değil. Serhildanın başarıya dönüşmesi için örgütlü mücadelemizi yükseltmeliyiz.
“Taksim Meydanı barışın toplumsallaşmasının mümkün olduğunu gösterdi. Türk bayrağı ve Öcalan posterlerini yan yana görüyoruz. Gezi bundan sonra politik bir harekettir.
Tuncel, barışın toplumsallaşmasının önündeki engelin ırkçı, milliyetçi bir söylem olduğunu belirterek “birlikte yaşayabilmenin koşulu bu ülke benimdir diyebilmektir” dedi. Ayrıca direnişin barış sürecine katkı sağladığını ifade ederek Gezi direnişiyle Kürtler artık terörist olarak görülmeyecek dedi.
“Dün teröristtik bugün hep birlikte çapulcu olduk. Oysa başbakan görmüyor ki çapulcular dünyayı değiştiriyor.”
“Barışın toplumsallaşması lazım”
İstanbul Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nükhet Sirman da “Barış sürecinin doğru dürüst ilerleyebilmesinin en temel ilkesi barışın toplumsallaşmasıdır” dedi.
“30 yıllık savaşı Kürt halkı yaşadı. Bizler televizyonlarda gördüğümüz kadarıyla biliyoruz. Buradaki halk bunu bilmiyor. Dolayısıyla da barış toplumsallaşamıyor.”
Dersim’e gittiğini ve oradaki halkın gerillanın çekilmesini istemediğini belirterek şunları söyledi:
“Dersim halkı gerillanın çekilmesiyle ortalığın Sünnilere kalacağını ve kendilerini bastıracaklarını ve ağır silahlı insanların gezmeye başladıklarını söyledi. Yapılan kalekolları kendi gözlerimle gördüm. Bu şekilde barış toplumsallaşamaz. Barışın toplumsallaşması için Türk tarafının Kürt tarafında neler yaşadığını bilmesi lazım. Barışın gelebilmesi için insanların birbirlerini dinlemeleri, anlamaları gerekiyor. Gezi direnişin de biraz da bunu gördük.”
“Devletin düğmesi Gezi Parkı’nda koptu”
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi'nden (SYKP) Cengiz Uzuner “Burada gençler, kadınlar, işsizler, işçiler, engelliler, LGBT’ler var. Bunlar özgürlük, barış, aş istiyorlar. Demirel’in bir lafı vardı ‘devletin düğmesi koparılamaz’ diye. Bu düğme burada kopmuştur” dedi.
Söyleşi sonunda söz alan dinleyicilerden biri “Kürt olmaya çalışan bir Türk’üm. İlk defa eyleme katılıyorum ve samimiyeti görüyorum. Buradaki tüm halka ve LGBT’lilere biz sahip çıkarız yeter ki AKP elini üzerimizden çeksin” dedi. (ZA/EKN)