Yine öylesine anlardan birini kendimle hesaplaşarak bu hafta boyu yaşadım.
Kitaplığımın uzun zamandır el değmemiş bir bölümü bana bakıp sitem ediyor, Bizi epeydir boşladın. Üvey evlat mıyız? Oysa bir zamanlar başucundan ayırmazdın. Neler oldu! Devir devran mı değişti? Yoksa biz bilmeden emek-sermaye çelişkisi mi ortadan kalktı? demeye getiriyorlardı.
Haklıydılar elbet! Onlar Sol yayınlarıydılar, Bilim ve Sosyalizm Yayınlarıydılar, Onur yayınlarıydılar.
Her birinin arka kapaklarında 7,5 lira, 10 lira, 12,5 lira yazıyordu.
Öğrencilik yıllarımız, 1970'li yıllarda burs paralarımızdan arttırarak almıştık onları. Ama bugün epeydir açılmayan, sanki ihtiyaç duyulmayan, sayfaları sararmaya yüz tutan kitaplar olarak kalmışlardı köşede bucakta.
Neden mi onları anımsadım? Paylaşayım...
Bir haber-reklam, neredeyse on gündür bombardıman gibi gündeme düştü. Bir televizyon haber kanalından tabii ki! Gün içinde de sıkça tekrarlanıyor. Yetmiyor kelli-felli beni ademlerle tartışma programları düzenleniyor.
"Alış veriş hakkımız söke söke alırız. Avrupalı Türkiye, bu Komünist uygulamaya artık son vermelidir. Tüm dünyanın mağazaları birleşin!!!" sloganları ile bayramlarda da tüm mağazaların açılmasını istiyorlar!
Mağazaların açılmasını istemelerine bir diyeceğim elbette yok. Benim asıl derdim kullandıkları sloganlarla ilgili. Ne kadar ihmal etmişiz meğer kendimize dair değerleri. Bizim dışımızdakiler bizim ürettiklerimizle bizleri avlamaya çalışıyorlar.
Biz bilirdik ki; işçiler, "Genel grev hakkımız söke söke alırız, " ya da "Dünyanın tüm işçileri, birleşiniz" derler.
Demek ki devran değişmiş. İşçi sınıfının sloganlarının tersine çevrilme zamanıymış meğer!
O nedenle şimdi benim hüzünlü kitaplarımı yeniden okumanın tam zamanıdır.
Bakın Friedrich Engels, Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu'nda ne diyor:
"Sezgisel materyazilmin, yani maddi dünyayı pratik eylem olarak kavramayan materyalizmin ulaştığı en üst nokta, 'burjuva toplumu' içinde tek tek ele alınmış bireyler görme biçimidir." ( 1)
İşte tam da bu nedenle bakın nasıl esir alınmaya çalışılıyoruz.
"Şöyle bir hatırlayın: Bayram öncesi hınca hınç dolan alış veriş merkezlerinin ışıkları bayramda söner. Hal ve Pazar yerlerinde in-cin top oynar...
"Hatta biraz Anadolu'ya uzanırsanız fırınlar ekmek vardiyasını kapatır. Bayram boyunca sizi bayat ekmeğe talim ettirir. Derken bayram sabahı... Namaza gidenler döner. Sofralar kurulur.
"Ekmek bayat, tuz eksik, çay şekeri gıdım gıdımdır... Alacak yer de yoktur. Bunun çaresi de yoktur. Çünkü dükkanların alışveriş merkezlerinin ve marketlerin kapısında şöyle bir yazı vardır: Bayram dolayısıyla kapalıyız." (2)
Ve benim ikinci kitabım; Karl Marx'ın Louis Bonaparte'ın 18. Brumaire'inde ise şöyle deniyor:
"Bütün tarihsel ve büyük olaylar ve kişiler, hemen hemen iki kez yinelenir. Birinci kez trajedi olarak, ikinci kez komedi olarak... İnsanlar kendi tarihlerini kendileri yaparlar, ama kendi keyiflerine göre, kendi seçtikleri koşullar içinde yapmazlar.
"Doğrudan veri olan ve geçmişten kalan koşullar içinde yaparlar. Bütün ölmüş kuşakların geleneği, büyük bir ağırlıkla, yaşayanların beyinleri üzerine çöker. Ve, onlar kendilerini ve şeyleri, bir başka biçime dönüştürmekle, tamamıyla yepyeni bir şey yaratmakla uğraşır göründüklerinde bile, özellikle bu devrimci bunalım çağlarında, korku ile geçmişteki ruhları kafalarında canlandırırlar.
"Tarihin yeni sahnesinde o saygıdeğer eğreti kılıkla ve başkasından alınma ağızla ortaya çıkmak üzere, onların adlarını, sloganlarını, kılıklarını alırlar." (3)
Eminim şimdi Marx mezarından kemikleri sızlayarak başını kaldırmış ve 157 yıl önceki sözlerini söyleyerek sitem ediyordur: "Proleterlerin zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri yoktur. Kazanacakları koca bir dünya var. Bütün ülkelerin işçileri, birleşiniz!" (4)
Ne dersiniz hiç değilse bize ait olanlara sahip çıkmak, ya da ters yüz edilmesine sessiz kalmak ayıbına ortak olmamak gerekmiyor mu dersiniz? (ŞD/BA)
(1) Friedrich Engels. Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu. Sol Yayınları. Ocak 1976. Birinci baskı Ankara.
(2) www.haberturk.com 25.Ekim.2005
(3) Karl Marx. Louis Bonaparte'ın 18 Brumaire'i. Sol Yayınları.Mayıs 1976.Birinci baskı. Ankara.
(4) Karl Marx, Friedrich Engels. Komünist Manifesto. bilim ve sosyalizm yayınları.Mart 1976 Ankara.