Fotoğraflar: Dilek Şen
Üniversiteliler, hafta başından bu yana Boğaziçi Üniversitesi'ne daha önce Adalet ve Kalkınma Partisi'nden (AKP) milletvekili aday adayı olan Prof. Dr. Melih Bulu'nun 2 Ocak'ta rektör olarak atanmasını protesto ediyor.
Üniversitelerine atanan Bulu'nun "kayyım" olduğunu söyleyen Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine, daha önce benzer yöntemle rektör atanmış üniversitelerin öğrencilerinden gelen destek de günden güne büyüyor.
TIKLAYIN - "Demokratik olmayan bir ortamda bilgi üretilemez"
"Yaşasın öğrenci dayanışması" sloganı müdahalelerin, gözaltıların, hedef göstermelerin ardından daha yüksek sesle duyuluyor. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eylemlere katılanlara yönelik "Bu işin içinde teröristler var" sözlerine Güney Kampüs'ten "Biz öğrenciyiz" yanıtı geliyor.
Boğaziçi'nin dünyanın farklı yerlerindeki mezunları da bu atamaya karşı çıkıyor. Öğrencilerin ve mezunların talebi, Bulu'nun istifası.
bianet'e konuşan Boğaziçi Üniversitesi mezunlarından Berna Mert ve protestolara katılan öğrencilerden Ebru Batur, bu talebi yineleyip okulun tüm bileşenlerinin demokratik seçimle kendi rektörünü belirleyebileceğini söylüyor.
"Akademinin özgürlüğünü savunuyoruz"
Berna Mert: Biz, okul içinde Melih Bulu'ya rektör demiyoruz. Kendisi atanmış bir kayyımdır ve hiçbir şekilde Boğaziçi değerlerini temsil etmemektedir. Bu diktayı kabul etmiyoruz. Tüm bileşenlerimizle karşısındayız Melih Bulu'nun ve bunun için dayanaklarımız var. Kendisiyle kişisel bir problemimiz olmadığını da anlattık ona. Zaten neden kişisel bir problemimiz olsun?
"Neredeyse İstanbul'daki tüm kolluk güçleri hem kampüsümüzde hem de okulumuzun bulunduğu semtte konuşlanmış durumda. Ortama büyük bir kaos hâkim ve bu olay büyük bir korku salıyor. Ben bir mezun olarak pandemi sürecinde okula giremezken okulun içinde bir sürü polis var. Bu durum hem çok canımı yakıyor hem de ağırıma gidiyor.
2021 Türkiye'si ve insan hakları
"Rektörün görevlerini biliyoruz biz. Bu talimatlar kimden verilir, biliyoruz. Polisin gelip benim telefonumdan görüntü silme hakkı yoktur. Ama polis şu an böyle davranıyor bize. Hisarüstü'ndeki arkadaşlarımız sorgulanıyor. Polis sokakta görüp çevirdiği insanlara kimlik soruyor. 2021 Türkiye'sinde Boğaziçi öğrencileri sokakta çevrilyorsa biz burada çok büyük bir insan hakları mücadelesi veriyoruz demektir.
"Karamsarlık içindeyiz ama çok da güçlüyüz"
"Evimiz gibi gördüğümüz Boğaziçi'nin başına bu gelenleri kimse anlamlandıramıyor. Çok büyük karamsarlık içindeyiz ama aynı zamanda çok da güçlüyüz. Asla pes etmeyi düşünmüyoruz; hocalarımız arkamızda, tüm dünyadaki mezunlar olarak kenetlenmiş vaziyetteyiz.
"Öncelikli talebimiz; Bulu'nun istifasıdır, demokratik seçimin geri gelmesidir. Biz üniversitelerin özerkliğini, akademinin özgürlüğünü savunuyoruz. Akademin diktaya ve faşizme karşı olduğunu (söylüyoruz) ve bunu savunuyoruz."
“Kayyım, küçük bir darbe girişimi”
Ebru Batur: “Asıl karşı olduğumuz şey, küçük bir darbe girişimi şeklinde buraya kayyım atamaya çalışmaları. Ben bu okula 2017 yılında girdim, Mehmed Özkan daha yeni atanmıştı ve kendisi bir kayyımdı.Biz bu okulda kayyımdan hiçbir fayda görmedik. Yerine daha da kötüsü geldi. O yüzden bundan sonra atamayla gelen, okuldaki hiç kimsenin istemediği herhangi birinin -partisi çok da fark etmez- bir faydası olacağını düşünmüyorum.
“Yüzsüzlük” karşısında dayanışma
“Melih Bulu’nun ‘Yok canım, ne istifası?’ deme yüzsüzlüğü onun şahsıyla ilgili değil. Bu doğrudan bir AKP rejimi yüzsüzlüğü aslında. Ne olaylar yaşanıyor da herhangi bir istifa alamıyoruz, bu cevabı alıyoruz. Dolayısıyla tepemize binen bu yüzsüzlüğün bütünlüklü olduğunu düşünüyorum.
TIKLAYIN - Bulu: Öğrencilerimiz, hocalarımız büyük resmi görmüyor
“En azından temel insan hakları konusunda birleşebilen bir okul burası. Bu dayanışmanın sağlanmasını çok umut verici buluyorum. Kayyım rektör istifa ederse de bu devam etmeli. Çünkü kayyım istifa edecek ve muhteşem bir demokrasi geri gelecek Boğaziçi’ne gibi bir düşüncemiz yok. Gerçekten bir öğrenci mücadelesi vermeye çalışıyoruz.”
(DŞ)