"İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin Aysel Tuğluk ve Ayla Akad Ata'nın yargılanmasına devam edilme kararı anayasanın 14. maddesinin yorum farkından kaynaklanıyor. Bu madde bazı hakların askıya alınabileceğini söylüyor. Yasanın yorum farkı davaların politik nitelikli olmasından kaynaklanıyor."
Sanıkların avukatı Özcan Kılıç milletvekilliği dokunulmazlığının kapsamını belirleyen hukuki düzeni ve Demokratik Toplum Parti'li (DTP) Tuğluk ve Ata'nın yargılanmalarına imkan veren süreci bianet'e değerlendirdi.
"Ceza hukukunda yoruma dayalı karar olmaz"
"Ülke bütünlüğü ve güvenliğine ilişkin bu madde bahane edilerek milletvekillerinin dokunulmazlık kapsamına girmediği düşünüyorlar, bu sadece kötü bir yorum. Özellikle ceza hukukunda yoruma dayalı karar verilemez. Şu durumda Meclis'in tavrı önemli."
Meclis'in "Bu kişiler dokunulmazlık koruması altında, biz yargılama izni vermeyeceğiz" gibi bir bilgi vermesi gerektiğinin altını çizen Kılıç, aksi takdirde dokunulmazlığın kaldırılması için bir işleyişin başlayacağını anlattı.
"Milletvekillerinin mazbata aldıkları andan itibaren dokunulmazlıkları başlıyor. Bu vekillerin de dokunulmazlığı var ve bu dokunulmazlık şu an delinmiş ya da ortadan kaldırılmış değil. Mahkemeler 'Dokunulmazlık kaldırılsın' gibi bir tutum takınıyor."
Süreç neydi?
Tuğluk ve Ata'nın Abdullah Öcalan hakkında Öcalan'ın yargılandığı dönemde yaptıkları açıklama ve yazdıkları yazılarla ilgili "yasadışı örgüt propagandası yapmak" ve "yardım yataklık" suçlarından açılan davalar 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyordu.
İstanbul 3. Bölge'den bağımsız milletvekili seçilen Sebahat Tuncel'in dokunulmazlığı da tartışma konusuydu. Tuncel İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, Türk Ceza Kanununun 314 Terörle Mücadele Yasası'nın 5. maddesi uyarınca sanatçı İbrahim Rojhilat'la birlikte yargılanıyor. Dava 11 Ekim'de görülecek.
İlgili Anayasa maddeleri
83. madde: TBMM üyeleri Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Meclis'te ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanı'nın teklifi üzerine Meclis'ce başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar. (...) Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasa'nın 14'üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak bu halde yetkili makam durumu hemen ve doğrudan doğruya TBMM'ye bildirmek zorundadır.."
14. madde: Anayasa'da yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyet'i ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz. Anayasa hükümlerinden hiçbiri, devlete veya kişilere, Anayasa'yla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasa'da belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz. (GG)