*Fotoğraf: MA
“Aysel Tuğluk için 1000 Kadın” kampanyası başlatan kadınlar, İstanbul’un Kadıköy ilçesinde bulunan PTT Merkez binası önünde bir araya geldi.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre; kadınlar, Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Adli Tıp Kurumu, Meclis Başkanlığı, Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Türkiye Barolar Birliği’ne (TBB) dilekçe gönderdiler.
Kadınlar kartları göndermeden önce açıklama yaptılar. Kadınlar Birlikte Güçlü’den Feride Eralp, “Aysel Tuğluk ‘cezaevinde kalamaz’ raporuna rağmen halen tutsak. Buna karşı muhattaplarına yani Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Adli Tıp Kurumu ve Meclis’e tıp etik ve hukukuna uygun davranmaları çağrısıyla bugün buradayız. Dilekçelerimizi kurumlara yolluyoruz. Aysel için, hasta tutsaklar için ses çıkarıyoruz” dedi.
TIKLAYIN-"Cezaevi idaresi bile Aysel'in iyi olmadığını söylüyor"
54 ülkeden destek
Ardından Kadın Zamanı Derneği Başkanı Dilek Başalan, ortak basın metnini okudu. Başalan, basın metnini okuduğu sırada polis sık sık anons geçerek açıklamayı kesmeye çalıştı. Ancak Başalan, basın metni okumaya devam etti.
Başalan, 54 ülkeden kadınların kampanyaya destek verdiği bilgisini paylaşarak, sorumlulara bir kez daha seslendi: “Aysel Tuğluk zor bir coğrafyanın çok katmanlı sorunlarına doğmuş milyonlarca kadın yurttaştan biri. Seçimini başta Kürtler ve kadınlar olmak üzere toplumun güç ve iktidar ilişkileri içinde ötekileştirilmiş bütün kesimleriyle birlikte ve ötekileştirmelere karşı mücadeleden yana yapmış bir isim."
TIKLAYIN-Alaattin Tuğluk: "Bir hukuk varsa onu arıyoruz, kimseye yalvarmıyoruz"
Başalan, kadınların ortak taleplerini ise şöyle sıraladı:
* Aysel Tuğluk’un yaşadığı ağır hastalığa ilişkin yetkili sağlık kurumlarının hazırladığı ‘cezaevinde kalamaz’ raporlarının dikkate alınmasını,
* Hukuka, insan haklarına uygun bir karar verilmesini,
* Gözlem altına alınıp sonra tekrar cezaevine gönderilen Aysel Tuğluk’un derhal serbest bırakılarak tedavi olmasının sağlanmasını talep ediyoruz.
Açıklamanın ardından kadınlar, dilekçelerini ilgili kurumlara göndermek üzere PTT’ye geçti.
Ne olmuştu?
Beş yılı aşkın süredir Kandıra F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Aysel Tuğluk, 13 Eylül 2017’de annesi Hatun Tuğluk’u kaybetti.
Annesinin kaybının ardından sağlık sorunları yaşamaya başlayan Tuğluk’a 15 Mart 2021'de Kocaeli Üniversitesi Hastanesi demans tanısı koydu.
KOÜ Adli Tıp Anabilim Dalı 12 Temmuz'da açıkladığı kesin raporunda ise; "Demansın ilerleyebileceğini, cezaevi koşullarında tıbbi destek ve bakımın yeterliliğinde sorun yaşanabileceğini, Tuğluk'un yaşamını bir başkasının yardımı olmaksızın sürdürmesinin mümkün olmadığını, zorunlu ihtiyaçları karşılayamayacağını, infazının ertelenmesi gerektiğini, infaz kurumunda hayatını yalnız idame ettiremeyeceğini" belirtti.
Tuğluk, daha sonra İstanbul Adli Tıp Kurumu'na sevk edildi. ATK, iki saat süren incelemenin ardından “hayatını yalnız başına idame ettirebilir, tedavisi ve düzenli kontrolleri sağlanarak, cezaevinde infazına devam edilebilir" yönünde rapor verdi.
ATK raporu nedeniyle Savcılık, infaz ertelenmesi talebini de reddetti.
TIKLAYIN-Aysel Tuğluk: Şikayetimi yansıtmak istemedim
"İhtiyaçlarını karşılamayacak durumda"
Tuğluk'un ağabeyi Alaattin Tuğluk, 22 Aralık'ta bianet’e verdiği röportajda “Ben kardeşim serbest bırakılsın diye bir çaba içinde değilim. Benim tek önceliğim kardeşimin sağlığı, doğru teşhis doğru tedavi tek derdim” demişti.
Cezaevinde Tuğluk'u ziyaret eden HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ise, "Tuğluk'un kendi ihtiyaçlarını karşılamayacak duruma geldiğini" söylemişti.
Buldan'a 24 Aralık'ta bianet'e verdiği röportajda şöyle konuşmuştu: "Konuşmakta, tanımakta zorluk çekiyor, hareketlerinde kısıtlılık var. Görmeye gittiğim gün Aysel Hanımı hastaneye götürmüşlerdi, sanırım Kobanî Davasındaki mahkeme heyeti SEGBİS ile Aysel Hanım'ın mahkemelere katılmasını talep etmiş ve bu talep nedeniyle hastaneye götürmüşlerdi.
Fakat Aysel Hanım bunu bize anlatamadı, beraberinde giden oda arkadaşı bir kağıda yazmıştı ve Aysel Hanım bu notu cama tutmaya çalıştı. Fakat bunu dahi zorlanarak yapıyordu." (RT)