DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk, "Çözüm İçin Diyalog Konferansı"nda, çatışmaların durması ve barış için bir çözüm sürecinin doğduğunu, savaşan taraflar için silah meşruiyetinin ortadan kalkıyor olduğunu, tartışmanın ve siyaset yapmanın dışında yol olmadığını söyledi.
Türkiye Barış Meclisi'nin önceki gün (6 Haziran) Bilgi Üniversitesi'nde düzenlediği konferansa katılan Tuğluk, Kürt sorununda çözüm için üç yol göründüğünü, hızlı çözüm yolunun bir devlet yetkilisinin hapisteki PKK Lideri Abdullah Öcalan'la görüşmesi olduğunu söyledi. Tuğluk bu önerisini "Öcalan hem örgüte hem de tabana hakim" diyerek açıkladı.
İkinci yolun devletin kimseyi muhatap almadan sorunu kendi tanımlayıp, uluslararası aktörleri de devreye sokarak çözmesi olduğunu söyleyen Tuğluk, şu an uygulamada olanın da bu yol olduğunu savundu. Ancak "DTP, PKK, Öcalan muhatap alınmazsa bu yolun sonucu olumsuz olur" dedi.
Tuğluk'un önerdiği üçüncü yol da DTP'yle diyalog kurulması. Tuğluk, bunun PKK ve Öcalan'la da dolaylı diyalog anlamına geleceğini dile getirdi.
Tuğluk bu süreçte, PKK liderlerinden Murat Karayılan'ın önerdiği "akil insanlar"ın da sürecin tıkanma ihtimaline karşı hazır bulunması gerektiğini söyledi.
Salondan gelen soruları yanıtlarken de Tuğluk "STP'ye verilen 2,5 milyon oyun PKK'ye sempatiyle bakan insanlardan oluştuğunu görmek gerek. PKK sadece Kandil'deki 5-7 bin kişi değil. Siyasallaşmış, halkalaşmış durumda" diye konuştu.
"Devlet operasyonları durdursun, PKK çatışmaya mahal vermesin"
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "fırsat" diye nitelediği süreçte kimsenin hata yapma lüksünün olmadığını birkaç kez vurgulayan, bütün taraflar için özveri ve cesaretin esas olduğunu söyleyen Tuğluk, devlete, PKK'ye ve siyasetçilere düşen "özveri" rollerini şöyle sıraladı:
"Devlet operasyonları durdurmalı; PKK çatışmaya mahal vermemeli; siyasetçiler sürecin önünü tıkayacak dilden uzak durmalı."
"Kışkırtıcı olaylara karşı ortak refleks geliştirmeliyiz"
Devlet yetkililerinin sözlerini "iyi niyet beyanları" olarak niteleyen Tuğluk, çözüm için yol haritasına ihtiyaç olduğunu, bunun ana maddelerinin de "çatışmasızlık, diyalog ve yeni anayasa" olduğunu söyledi; "Gerçekten ciddi bir fırsat var; iyi değerlendirelim. Barışı motive edebiliriz. Sarsıcı, kışkırtıcı olaylar olabilir. Bunlara karşı ortak refleks geliştirmeliyiz. Barış umutları yine kırılırsa yeniden yeşertmek çok zor" diye konuştu.
"Demokratik özerklik mutlak değil, tartışalım"
Tuğluk, "diyalog"dan kasıtlarının masa başında pazarlık etmek değil, sorunun insaniliğini fark ederek tartışılması, çözüm platformlarının oluşturulması olduğunu söyledi.
DTP'nin "yerinden yönetim" için "demokratik özerklik" adıyla önerdiği modelin mutlak olmadığını anımsatan Tuğluk "Neresi uyuyor, neresi uymuyor, gelin tartışalım" dedi.
"Diyaloğun ön şartı iyi niyet ve sivil dil"
Tuğluk diyalog sürecinde ön şartın iyi niyet, sivil dil, milliyetçi reflekslerin giderilmesi ve özeleştirisel yaklaşım olduğunu söyledi. Farklı ülkelerdeki çözüm ve yönetim modellerini gündeme getirdiklerinde de bunun bu modellerin bire bir uygulanmasını önermek olmadığını, çözüm tekniklerini, yöntemlerini kast ettiklerini dile getirdi. (TK)