bianet'in 19 Kasım'da başlayan "Öldürülen Gazeteciler ve Cezasızlık" dizisi 8 Aralık'ta sona erdi. Gazeteci Oral Çalışlar'a bu konuda neler yapılabileceğini, somut hangi adımlar atılması gerektiğini sorduk.
Gazeteci cinayetlerinin asıl yoğunlaştığı dönem, faili meçhul cinayetlerin, yargısız infazların arttığı dönem. Cinayetlerin tamamına yakını devlet güçleri tarafından işlendi. İstense kısa sürede bunları failleri ortaya çıkarılabilir. Şimdi bir kısmı Ergenekon ve benzeri davalardan yargılanıyorlar.
Gazeteci cinayetlerini diğer faili meçhullerden ayırmak pek de kolay değil. Bu nedenle devlet içindeki çeteleşmenin üzerine gidilmesini istemek gerekiyor.
Geçenlerde TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu tarafından dinlendiğimde "kozmik odaları" aydınlatın demiştim. Benim tecrübem odur ki, devlette her şeyin kaydı bir yerde duruyordur. Özel Harp Dairesi, Seferberlik Tetkik Kurulu'nun kozmik odalarına hala kimse girmedi, giremedi. Oraların havalandırılması ve gerçeklerin ortaya çıkarılması gerekiyor.
Tabii bazı gazeteci cinayetleri var ki, Metin Göktepe cinayetinde olduğu gibi bunların failleri belli. Onların sorumlulları da hesabını vermediler.
Abdi İpekçi cinayetinin tek faili mahkum edilirken Oral Çelik ve Abdullah Çatlı defterleri kapatıldı ve bu nedenle bu cinayetin arkasındaki devlet parmağına ulaşılamadı.
Gazeteci cinayetlerinin köklü bir aydınlığa kavuşması, köklü bir demokratikleşme projesinin parçası. Uğur Mumcu cinayetinde olduğu gibi, "tuğla"yı çekecek bir iradenin oluşması gerekiyor.
Belki bu konuda somut olarak yapılabilecek şey, meslek örgütlerimizin yeni baştan bir liste yaparak cinayetlerde ortaya çıkmış bilgilerin de eklenmesiyle yeniden Meclise ve Adalet Bakanlığı'na başvuru yapmalarını istemek olabilir. (OÇ/HK)