Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Bayrampaşa Cezaevinde 19 Aralık 2000’deki Hayata Dönüş Operasyonu kapsamındaki Tufan planıyla ilgili 18 kişinin başvurusunu bugün sonuçlandırdı.
Mahkeme Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. ve 3. maddeleri uyarınca yaşam hakkını ve işkence yasağını ihlal ettiğine karar verdi.
AİHM, başvuruculardan Songül İnce’nin yaşam hakkının, Özgül Dede, Gülperi Özen, Aydan Odabaş ve Fatma Güzel’le ilgili de işkence ve kötü muamele yasağının ihlal edildiğine hükmetti. Türkiye İnce’ye 15 bin Euro, Dede ve Özen’e 10 biner Euro, Odabaş ve Güzel’e 8 biner Euro manevi tazminat ödeyecek. Ayrıca dört başvurucuya toplam 3 bin Euro mahkeme masrafı ödenecek.
Başvuru, 19 Aralık 2000’de Bayrampaşa Cezaevinde uygulanan ve 12 kişinin öldürüldüğü 55 kişinin yaralandığı Hayata Dönüş Operasyonu’nda aşırı ve orantısız güç kullanımıyla ilgiliydi.
AİHM’den “Hayata Dönüş” cezaları
Bu karar, Hayata Dönüş Operasyonuyla ilgili AİHM’de Türkiye’ye verilen ilk mahkumiyet değil.
Cuma Şat, Tufan Planı’nın uygulandığı Bayrampaşa Cezaevi'ndeydi. İsviçre'nin Basel kentinde yaşayan Şat, Türkiye'de yaptığı başvurulardan sonuç alamayınca "operasyonda yaşam hakkının tehlikeye atıldığı, işkence ve kötü muamele gördüğü, kurşun yarasının yeterince tedavi edilmediği, bununla ilgili etkin soruşturma yapılmadığı" gerekçeleriyle AİHM’e başvurdu.
AİHM, 9 Ağustos 2012’deki kararıyla Şat'ı haklı buldu ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesi uyarınca yaşam hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Türkiye, Şat'a 15 bin Euro (yaklaşık 33 bin TL) manevi tazminat, 1000 Euro da mahkeme masrafı ödemeye mahkum oldu.
AİHM başvurusu kabul edilen Erol Arıkan, Dinçer Otluçimen, Turhan Tarakçı ve Hacer Arıkan 20 Kasım 2012’deki kararla tazminat almaya hak kazandı. Türkiye, Erol Arıkan, Otluçimen ve Tarakçı'ya 15'er bin Euro, operasyonda yüzü yanan Hacer Arıkan'a 20 bin Euro ödemeye mahkum oldu. Türkiye'nin mahkeme masraflarıyla birlikte ödeyeceği toplam tazminat 69 bin Euro.
19 Mart 2013’te AİHM, Hayata Dönüş Operasyonu’nun ardından Kandıra F Tipi Cezaevi’ne sevk edilirken işkence gören Ayhan Mimtaş’ın başvurusunu sonuçlandırdı.
Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) işkence yasağını düzenleyen 3. maddesi uyarınca suçlu bulundu. Mimtaş’a 9 bin 750 Euro manevi tazminat, 3 bin Euro da masraflar için tazminat ödenmesine karar verdi. DHKP-C davası hükümlüsü olan Ayhan Mimtaş, 19 Aralık’ta yapılan Hayata Dönüş Operasyonu sırasında beş kişinin öldürüldüğü Ümraniye Cezaevi’ndeydi.
Çanakkale Hapishanesinde Hayata Dönüş Operasyonu’na maruz kalan 20 kadının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yaptığı başvuruyla ilgili de 10 Aralık 2013’te karar çıktı.
AİHM Türkiye’nin yaşam hakkı ve işkence yasağıyla ilgili soruşturma yükümlülüğünü ihlal ettiğine karar verdi. Altı kadın başvurucuya toplam 36 bin 200 Euro tazminat ödenmesine hükmetti.
Tufan Davası |
Bayrampaşa Cezaevi’yle ilgili ilk dava, olaydan 10 yıl sonra 2010’da açıldı. Eyüp Cumhuriyet Savcılığı’nın 37 er ve 2 astsubay hakkında hazırladığı iddianameye göre, Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılama sürüyor. Tufan planıyla ilgili 157 jandarma mensubuna "öldürme" ve yaralılarla ilgili "öldürmeye teşebbüs" suçlamalarıyla 12 Mart'ta ikinci dava açıldı. Sanıklar arasında üst düzey komutanlar da var. İddianame İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi ve Bayrampaşa Davasının görüldüğü Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki davayla birleştirilmesine karar verilerek mahkemeye gönderildi. Bayrampaşa Cezaevi'yle ilgili bu ikinci davada 157 jandarma hakkında 735 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Sanıklar arasında, Hayata Dönüş Operasyonu'nu yöneten, dönemin Jandarma Özel Asayiş Komando Birlikleri (JÖAK) Komutanı Albay Burhan Ergin de var. Bayrampaşa Cezaevi Jandarma Koruma Bölüğünden Zeki Bingöl de sanık olarak davada yer alıyor. Sanıkların çoğu Ankara Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı'ndan (JÖAK). Ayrıca operasyonda görev alan Elazığ j komando taburundan da askerler davanın sanığı. İddianamede savcı, operasyonda görev alan birliklere mensup jandarma görevlilerinin görev sınırlarını aşarak aşırı güç ve silah kullanmak suretiyle 12 kişinin ateşli silah mermileri ve yangınlarda yaralanıp ölümlerine, 29 kişinin yaralanmasına sebep olduklarını ifade etti. Savcı ölü ve yaralı sayısının fazlalığı, yaralıların yaralarının ağırlığı, olayın oluş şekli itibarıyla yaralılara yönelik eylemlerin öldürmeye teşebbüs niteliğinde değerlendirildiğini belirtti. Ancak sanıklar, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 24. maddesindeki "verilen emri yerine getirmek" ve 25/2 maddedeki "meşru savunma ve zorunluluk hali" ile de yargılanıyor. |