Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nda (TÜBİTAK) özel güvenlik görevlisi olarak çalışırken 5188 sayılı Özel Güvenlik Yasası gereğince devlet hastenesinden "İş göremez" raporu verilen 6 özel güvenlik görevlisinin işine son verildi. İşçiler kararın haksız olduğunu savunarak bugün oturma eylemine başladı.
İşçiler, bianet'e, yöneticilerin "kurum içinde başka bir görev sözünü" tutmadığını; üye oldukları Tez Koop-İş sendikasının da "kurumla yakınlığından dolayı" kendilerine destek vermediğini öne sürdü.
Sendikanın Gebze Şube Başkanı Celalettin Kurt'sa işçilerin iddialarına ilişkin, telefonda bilgi vermek istemediğini belirterek, "Süreç yargıda. Yargıda olan bir durumla da ilgili konuşmak istemiyorum. Biz işçiler için elimizden gelen gayreti gösterdik. Niye bununla ilgileniyorsunuz ki? Olayı çarpıtmayalım" dedi.
Yasaya göre, güvenlik görevlilerinin "iş göremez" raporu alsalar dahi ya malulen emekliye ayrılmaları ya da kurum bünyesinde farklı bir birimde görevlendirilmeleri gerekiyor.
TÜBİTAK, geçtiğimiz günlerde bir çalışanını da TEKEL işçilerine destek eylemlerine katıldığı için işten çıkartmıştı.
'Kimseye söylemeyin, TÜBİTAK duyarsa sizi işe almaz'
Bugünden itibaren TÜBİTAK'ın Gebze binası önünde oturma eylemine başlayan işçiler, işten atılma süreçlerini bianet'e anlattılar:
Hanifi Cücen: 2009'da sağlık raporu almamız gerekiyordu ancak bir yıl erken aldırıldı. Bu yüzden geçersiz fakatişten çıkarılmış olduk. Sendikaya durumu anlattık. Bize 'Kimseye söylemeyin, bu olay sakın basında yer almasın, eylem yapmayın, işe iadenizi sağlayacağız. TÜBİTAK duyarsa sizi işe almaz' dediler. 1,5 yıl sonra da emekli olacaktım.
Akın Atasu: TÜBİTAK zaten aile şirketi gibi. Hal böyleyken kime nasıl laf anlatacağız. Tez-Koop- İş de bizim için ne grev kararı aldı ne de başka bir şey yaptı.
Murat Şanlı: 'Sizi istihdam edecek yerimiz yok' dediler. Ama daha önceki güvenlik görevlileri başka birimlere yerleştirildi. Sendikanın yakınlarından biri değiliz diye bizi hemen kapının önüne koydular. Şimdi de çalışanlar işten atılmamak için hastalığını gizlemeye çalışıyor.
Ahmet Uzun: "Bize verilen "iş göremez" raporundan bir yıl sonra işten atılmadık. Çünkü sözleşmelerin süresi daha dolmamıştı. TÜBİTAK bir yandan da silahlarımızın ruhsat sürelerinin dolmasını bekledi. Sendika da bunların hiçbirine ses çıkarmadı. 17 yıldır orada çalışıyordum. Bizi işten attıran asıl sendika. Toplu iş sözleşmesi bittiği gün aynı saatte çıkışlarımız verildi. Sendika başkanına ulaşmaya çalıştık. Bir gün bile bizi dinlemedi. Sendikanın yöneticilerinin yakınlarından çok kişi TÜBİTAK'ta çalışıyor. Dertleri kadro açmak. Bize 'Sessiz şekilde imza atıp çıkın' dediler.
Hayrettin Yılmaz: 18 yıldır çalıştığım kurumdan atıldım. Sendika işverenle işbirliği içinde. Sendikaya gittiğimizde bize 'Kurumu huylandırmayalım' denildi. TÜBİTAK'ta da üst yönetime yakın bir grup var.
Mahmut Kelbat: 12 yıldır çalışıyordum. İşsizlik maaşı alıyorum şu anda. Ama bir iki ay içerisinde o da kesilecek. Hiçbir zaman sendikanın üst düzey yöneticileriyle görüşemedik. Sendika, TÜBİTAK için 'Rahatsız etmeyelim. Vurmalı, kırmayı eylem yapmaya kalkmayın' dedi.(BT/EÜ)