Fotoğraf: Twitter
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Marmara Araştırma Merkezi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın görüş talebi üzerine hazırladığı 14 maddelik bir rapor hazırlayarak Kanal İstanbul eleştirdi.
Olası tehlike ve risklerin ortaya koyulduğu raporda TÜBİTAK ekosistemin hasar göreceği belirtilirken, raporun Türkiye medyasında haber olmasının ardından “Kanal İstanbul Projesi’nin yapılıp/yapılmaması hakkında olumlu ya da olumsuz bir görüş bildirilmemiştir” açıklaması yaptı.
"ÇED Raporunda eksik değerlendirme"
27 Kasım 2019’da Bakanlık ile paylaşılan raporda TÜBİTAK, ÇED raporunda dip taraması sonucu çamur ve organik karbon konusunda gerekli planlamanın yapılmadığı, tarama ve döküm faaliyetinin yaratacağı çevresel etkilerin önlenmesine yönelik tedbirlerin açık olarak belirtilmediğini yazdı.
Taranacak malzemenin Küçükçekmece Gölü’nden geleceği belirtilen raporda, kanalın Marmara Denizi’ne etkisinin ayrıca değerlendirilmesinin zorunlu olduğu belirtildi ve deniz bilimleri uzmanlarından görüş alınması gerektiği aktarıldı. Ayrıca raporun ÇED aşamasında hazırlanmadığı ifade edilerek, çalışmanın rapor hazırlanmadan önce yapılması gerektiği vurgulandı.
Raporda "Dünya genelinde derin ekosistemlerin anlaşılması için ve korunması yönünde yoğun çalışmalar yürütülürken, sadece bize ait olan bir iç denizi koruma ve yaşatma sorumluluğu sadece bizlerde iken, bunun tam tersi bir fikir ve argümanlardan uzak durulmasu kuvvetle gerekir" denildi.
Kılıçdaroğlu gündeme taşıdı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin İstanbul Kongre Merkezinde düzenlediği Kanal İstanbul Çalıştayı'nda dün bir konuşma yaparak TÜBİTAK’ın raporuna dikkat çekmişti.
Kılıçdaroğlu özetle “Bana inanmayabilirsin, diğer bilim insanlarına da inanmayabilirsin TÜBİTAK dediğimiz, Türkiye'nin göz bebeği olan bir kurum var. 14 madde halinde tek tek bu projenin ne kadar yanlış olduğunu sayıyor. Tavsiyem, eğer bulamazsan o raporu ben sana göndereceğim. Ama diyorsan ki 'Sen gönderdiğin zaman ben inanmıyorum', Putin'e veya Trump'a göndereyim o sana göndersin” diye konuşmuştu.
TIKLAYIN - Kılıçdaroğlu: Kentsel Dönüşümü Yapalım
TIKLAYIN - Kanal Güzergahında Yaşayanlara Ne Olacak?
TIKLAYIN - İmamoğlu: Kanal İstanbul Yanlış Bir Ameliyat
TÜBİTAK: Haberler gerçeği yansıtmıyor
TÜBİTAK raporun Türkiye medyasında haber olmasının ve Kılıçdaroğlu’nun raporu gündeme getirmesinin ardından bir açıkladı ve “TÜBİTAK, Kanal İstanbul'a karşı" şeklindeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını duyurdu.
Marmara Araştırma Merkezi tarafından yapılan yazılı açıklamada "27 Şubat 2018 tarihli Kanal İstanbul Projesi/ÇED başvuru dosyası hakkında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü talebi üzerine TÜBİTAK MAM Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü tarafından görüş bildirildi. Komisyon üyesi diğer kurum ve kuruluşlardan da alınan görüşler sonrası hazırlanan taslak ÇED raporu için de 25 Ekim 2019'da kurumumuzdan yine görüş talep edildi. Bu kapsamda, nihai halini almamış ÇED Raporu, ilgili enstitümüz tarafından incelenmiş olup, Kanal İstanbul Projesinin yapılıp/yapılmaması hakkında olumlu veya olumsuz bir görüş bildirilmemiştir. Bu anlamda, ilgili rapor üzerinden basında yapılan TÜBİTAK, Kanal İstanbul’a karşı şeklindeki haberler tamamıyla çarpıtmadır ve gerçeği yansıtmamaktadır” denildi.
Taslak ÇED raporunun bazı bölümlerinin yanlı ve yanlış siyasi yorumlara konu edildiği belirtilen açıklamada, "Kurumumuzun görüşü, nihai halini almamış ve askıya çıkmamış ÇED raporu için verilmiştir. Raporda kullanılan yöntemler, yapılan kabuller ve atıflar çerçevesinde ÇED raporunun içeriği değerlendirilmiş ve raporda görülen eksikliklerin giderilmesi amacı ile önerilerde bulunulmuştur. Verilen görüşler, projenin yapımına ilişkin değildir" değerlendirmesine yer verildi.
TIKLAYIN - Bir Rant Projesi Olarak "Kanal İstanbul"
Kanal İstanbul projesiCumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, başbakan olduğu dönem 2011’de yaptığı bir konuşmada “yeni bir İstanbul” hedefinden söz etti. “Çılgın proje” olarak sunulan bu planın içinde Kanal İstanbul adı da ilk kez duyuldu. “Çılgın proje”de neler var? Haliç Kongre Merkezi’nde 2011’de yapılan toplantıda projeye ilişkin temel bilgiler açıklanmıştı. Buna göre projenin alanı kuzeyde Karadeniz kıyısında eski taşocakları olarak bilinen alanı kapsarken, doğuda Sarıyer, batıda ise Karaburun’a kadar uzanıyordu. Sarıyer Merkez, Kemerburgaz, Göktürk ve Arnavutköy’deki yerleşimler proje dışında bırakılırken, orman sınırından itibaren ormanın bozulmuş alanları projeye dahil edildi. Tarihi sit alanı olan Sarıyer bölgesi, projenin doğu sınırını oluşturuyordu. Çalışma alanı 33 bin 500 hektar olarak belirlendi ve Arnavutköy, Eyüp ile Sarıyer ilçelerinin sınırlarında yer aldı. Çalışma alanının sınırları içinde toplam nüfusu 41 bin 749 olan 21 köy bulunuyordu. Projenin en önemli ayağı ulaşımda entegrasyondu. Bugün bu projede hedeflenen 3. Köprünün yapımı bitti. 3. Havalimanının inşaatı sürüyor. Bakan Arslan Kanal İstanbul için “ilk kazmanın bu yıl vurulacağını” söyledi. Torba yasayla bölge ranta açıldı Mayıs 2016’da 20 kanunun toplam 32 maddesinde değişiklik yapıldı. Mera Kanununa eklenen ek madde ile Kanal İstanbul’un bulunduğu bölgenin imara açılmasına ön ayak oldu. Yasaya getirilen “otoyol hariç erişme kontrolünün uygulandığı yol” ibaresinin dahil edilmesiyle de Kanal İstanbul’a bağlanan yolların ücretli olacağı sonucuna varıldı. 2018'de rotası açıklandı 2018’de dönemin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan projenin güzergahını nihayet açıkladı. Karadeniz ile Marmara Denizi arasında yapay bir suyolu oluşturacak kanalın Küçükçekmece Gölü’nden başlayarak, Küçükçekmece-Sazlıdere-Durusu koridoru boyunca 45 kilometre olacağını söyledi. |
(HA)