Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu, Sağlık Bakanlığı’nın "Normal Doğum Eylem Planı"na ve bu planın tanıtımında yayımlanan videoya tepki gösterdi.
Sağlık Bakanlığı, sosyal medya hesabından normal doğumun doğru olduğunu belirten "Annecim Başardık" başlıklı bir kamu spotu yayınlamıştı.
"Normal doğum yapan anneler ile bebekleri arasında ilk andan itibaren sağlıklı bir bağ kurulur. Anne emzirmeye hemen başlayabilir ve günlük hayatına çok kısa zamanda dönebilir. Tıbbi olarak zorunluluk olmadıkça doğal ve sağlıklı olan normal doğumdur" notuyla paylaşılan söz konusu videoya kadın örgütlerinden tepki gelmişti.
TTB, eylem planının sezaryen doğum oranlarının artışını gerekçe gösterdiğini ancak sağlık sistemindeki temel eksiklikleri göz ardı ettiğini belirtti. Özellikle birinci basamak sağlık hizmetlerindeki yetersizlikler ve gebelik takiplerindeki eksiklikler eleştirildi.
Eylem planında sezaryen doğumların takip ve denetimine vurgu yapılırken, sezaryen doğum gerçekleştiren hekimlerin soruşturmaya tabi tutulabileceği endişesi dile getirildi.
Ayrıca, planın kadınların bedenleri üzerindeki karar verme haklarını göz ardı ettiği ve hekimlerin üzerindeki baskıyı artırdığına dikkat çekildi.
"Eylem Planı kadınları ötekileştiriyor"
Planın tanıtım videosunda sezaryenle doğum yapan kadınların “başarısız” olarak tanıtıldığına dikkat çeken TTB, bu durumun kadınlar üzerinde psikolojik baskı yarattığını belirtti. Videonun kadın bedeni üzerinde dayatma yaratarak ötekileştirici bir dil kullandığı, sosyal medyada kadınlardan büyük tepki gördüğü vurgulandı.
“Bilimsel olmayan fıtrat söylemleri kabul edilemez”
Eylem planında "fıtrat" söylemlerinin tekrarlandığını belirten TTB, bilimsel bir tıbbi uygulamanın "fıtrat" kavramıyla açıklanmasını eleştirdi. Kadınların bedensel haklarına yönelik bu müdahalelere karşı mücadele edeceklerini açıklayan TTB, devletin kadınların sağlık haklarını eşit ve kapsayıcı bir şekilde sağlaması gerektiğini belirtti.
“Devlet kadınların bedensel haklarına saygı göstermeli”
Açıklama özetle şöyle:
Videoda vajinal yoldan doğum yapan kadınlar “başarılı”, sezaryen ile doğum yapan kadınlar “başarısız” olarak tanımlanmakta; üstelik bu tanımlama anne karnındaki bir bebeğin konuşturulması ile duygusal istismar yaratılarak işlenmektedir.
Bunun yanı sıra sezaryen olan kadınlar sezaryen ile doğumu kendileri tercih eden, kolaycı anneler olarak damgalanmakta ve çocuklarının hayatını tehlikeye attıkları ima edilmektedir. Anne ve çocuk arasında kurulan bağ video içeriğinde sezaryen ile ilgili bir trajedi yaratılması yoluyla kötüye kullanılmaktadır.
Kadın bedeni üzerinden bir dayatma yaratarak yine bir ötekileştirmeye gidilmiş ve kadınları rahatsız eden video sosyal medyada da kadınlardan çok fazla tepki almıştır.
Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı hekimler, anne ve bebek için riskli durumlar mevcut değilse, gebeler için vajinal yolla doğumu önermektedir. Ancak bu hasta-hekim arasında ve takiplerle yürütülen bir süreç ve nihayetinde hasta ve hekimin birlikte verdiği bir karardır. Gebelik süreci doğal, fizyolojik bir süreç olduğu kadar, kendine özgü sağlık sorunlarını ve komplikasyonları da içeren bir süreçtir.
Bu olumsuz süreçlerle baş edebilmek etkili, nitelikli bir gebe takibi ile mümkün olabilmektedir. Görülmektedir ki bu eylem planı yine kadın sağlığına ilişkin temel gereklilikleri görmezden gelmeye devam etmekte, kadın bedeni üzerinden dayatmalar ile müdahalede bulunmaktadır.
Ayrıca bu projede yer alan eylem planlaması, sezaryen ile doğum yaptıran hekimlere yönelik “takip ve izleme” gerekçesi ile bir baskı oluşturulması ve belki de soruşturmaya tabi tutulmanın söz konusu olabileceğini düşündürmektedir.
Bu durumun kadınların bedenleri üzerinden tıbbi yaklaşımlara da müdahaleyi getirebileceğini, baskı altında yanlış kararlar verilebilmesine ve büyük halk sağlığı sorunlarına yol açabileceğini, ayrıca kamu ve özel hastanelerde gelişecek uygulama farklılıklarıyla maddi gücü olmayan kadınların eşitsizliklerden daha fazla zarar görebileceğini düşünüyoruz.
Uzun süredir sağlık politikalarına ilişkin iktidar söylemlerinde “sezaryenin fıtrata aykırı” olduğu, “Bu işin doğalı, fıtratı normal doğumdur. Sezaryen bir ameliyat, manavdan muz almıyoruz”, “sezaryene savaş açıldığı” ve “en az üç çocuk” söylemlerinin iktidar tarafından dile getirildiğini biliyoruz.
Bahsi geçen eylem planı tanıtım toplantısında fıtrat söyleminin tekrarlanması dikkat çekicidir. Bilimsel bir tıbbi uygulamanın “fıtrat” gibi bilimdışı bir söylemle ele alınmasını kabul etmiyoruz.
(EMK)