İstanbul Tabip Odası, "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisini imzaladıkları için "Terör örgütü propagandası" suçlamasıyla yargılanan ve ertelemesiz hapis cezası verilen eski İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği başkanlarından Prof. Dr. Gençay Gürsoy ve Prof. Dr. Özdemir Aktan ile cezaları ertelenen Prof. Dr. Şahika Yüksel ve Prof. Dr. Rezan Tunçay için basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısına TTB Merkez Konsey Başkanı ve Barış Akademisyeni Dr. Raşit Yüksel, Barış Akademisyeni Dr. Rezan Tuncay, İstanbul Tabip Odası eski başkanı ve TTB Merkez Yürütme Konseyi eski başkanı Barış akademisyeni Dr. Gençay Gürsoy, İstanbul Tabip Odası Başkanı Dr. Pınar Saip, TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Sinan Adıyaman, İstanbul Tabip Odası eski başkanı ve TTB Merkez Konseyi Başkanı Barış Akademisyeni Dr. Özdemir Aktan, Barış Akademisyeni Dr. Şahika Yüksel, TTB Merkez Konseyi eski başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu katıldı.
Toplantıda yargılanan ve yargılanmakta olan başta hekim akademisyenler olmak üzere pek çok akademisyenin avukatlığını üstlenen Oya Meriç Eyüboğlu da vardı.
TIKLAYIN - Prof. Dr. Gençay Gürsoy'a Ertelemesiz 2 Yıl 3 Ay Hapis Cezası
TIKLAYIN - Gençay Gürsoy'un Karar Duruşmasında Yaşananlar
TIKLAYIN - 6 Akademisyene Ertelemeli, 3 Akademisyene Ertelemesiz Hapis Cezası
Pınar Saip: Hukuksuz yargılamalara son verilsin
İstanbul Tabip Odası Başkanı Dr. Pınar Saip Ankara'daki tren çarpışmasında hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı dileyerek başladı.
Saip, barış bildirisine 1400 akademisyenin imza attığını belirterek 529 davanın sürdüğünü ve 63 davada cezaların kesinleştiğini söyledi.
"Ülkede barış isteyenler ve bunu ifade edenler 1 yıl 3 ay ve daha fazla cezalara çarptırıldılar. Bunların 16'sı İstanbul Tabip Odası üyesi akademisyen. Biz burada adaletin tecelli etmesini, hukuksuz yargılamalara son verilmesini ve yaşananlar karşısında protestomuzu dile getirmek için toplandık."
Sinan Adıyaman: Hiç kimse düşünceleri nedeniyle hedef gösterilmemeli
Pınar Saip'in ardından söz alan TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Sinan Adıyaman TTB ve İTO'nun ortak basın açıklamasını okudu. Basın açıklamasının ardından Adıyaman düşüncelerini şu cümlelerle dile getiridi:
TIKLAYIN – Türk Tabipleri Birliği ve İstanbul Tabip Odası Ortak Basın Açıklaması
"TTB düşünce ve ifade özgürlüğünün baskı altına alınmasına, sınırlandırılmasına her zaman karşı çıkmış, toplumun ve akademisyenlerin ifade özgürlüğünü kullanmasını istemiştir. Bu hakkın kullanılması için çabalayan TTB mahkemelerde mesnetsiz gerekçelerle suçlu hale getirilmeye çalışılmaktadır.
"Hiç kimse düşüncesi, okuduğu şiir ya da giyim tarzı nedeniyle hedef gösterilmemeli, suçlanmamalı ve cezalandırılmamalıdır. Toplumda böyle bir anlayışın yaygınlaşması bizi demokratik Türkiye'ye götürecektir."
Gençay Gürsoy: Bana özel muamele
Adıyaman'ın ardından kendisine ertelemesiz 2 yıl 3 ay ceza verilmesiyle ilgili konuşan eski İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy hukukun tedavülden kalktığı bir ortamda bir yargı skandalı üzerine konuştuklarını söyledi.
"Her şeye rağmen elimizde demokratik mücadele yürütme alanı olarak sadece belli bir medya grubuna hitap eden basın açıklamaları ve hukuki yollardan başvurma ve mücadelemizi oralarda sürdürmek zorundayız.
"Böylesi bir dönemi geçmişte yaşamadığımızı defalarca söyledim. Bu sadece ihlaller açısından değil, toplumun değer yargıları, reaksiyonları ve kabullenmeleri bakımından da öyle. Sıkıyönetim dönemlerini gördük, geçirdik. Ama sıkıyönetim dönemlerindekinden çok daha farklı bir dönem yaşıyoruz. Akademisyenlerin üniversitelerden uzaklaştırıldığı, iyi yetişmiş genç öğretim üyelerinin de ülkeyi terk ettiği bir dönemdeyiz ve bunun bedelinin ağır olduğunu anlatmaya çalıştık.
"Erteleme ve ceza artırımı baştan kararlaştırılmıştı"
"Bu dönem içerisinde benim özel bir muamele gördüğüm kanısı doğru. Erteleme ve ceza artırımındaki katı tavır, zannedersem baştan kararlaştırılmıştı. Neredeyse oğlum yaşındaki bir hakim beni yargılıyordu. Savunmamı yaparken, avukatım oturup oturamayacağımı sordu. Hakim, oturmama izin vermedi. Önümüzdeki ay 80 yaşıma basacak bir yaştayım. Oğlum yaşındaki hakim bizi yargılarken ayakta bekletti. Bu muameleyi herkese yapmıyorlar. Dolayısıyla baştan hedef alınma söz konusu olduğu anlaşılıyor.
''Mahkemede, TTB'nin 'Savaş bir halk sağlığıdır' görüşüne katılıyor musunuz diye sordular. Katılıyorum dedim. Bunun bedelini 1 yıllık yükseltmeyle ödemiş oluyorum. Umuyorum ki bu dönem de geçmiştekiler gibi tarihe karışacaktır."
Özdemir Aktan: Yaptığımız ifade özgürlüğünden öte bir şey değil
Hakkında ertelemesiz 1 yıl 3 ay ceza verilen eski İTO ve TTB Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan ise kendine verilen cezayla ilgili konuştu. Aktan "Bugün burada bunu tartışıyor olmak Türkiye açısından bir ayıp" dedi.
"Mahkeme salonlarında karşılaştığım hiç kimse yaptığından en ufak bir şüphe duymadı. Avukatlarımız harika savunmalar yapıyorlar. Bunun bir ifade özgürlüğünden öte bir şey olmadığını örneklerle anlatmaya çalışıyorlar ama avukatlarımız şu duvarlara konuşsalar bir tepki alma şansları daha yüksek sanki. Mahkemelerden böyle tepkiler hiç duyulmuyor. Kopyala yapıştır kararlar çıkıyor. Bu yaşananlar barışı savunanların hanesine bir onur olarak yazılacak.''
Şahika Yüksel: Sizi değersizleştirmeye çalışanlar karşısında hak arıyoruz
Kendisine 1 yıl 3 ay ceza verilen Prof. Dr. Şahika Yüksel ise doktorların zor şartlar altında çalıştığını belirterek şunları söyledi:
"Biz doktorlar zor koşullar altında çalışıyoruz, zor bir yapıyoruz ama biz bu vesileyle avukatlarında çok zor bir iş yaptığını tecrübe etmiş olduk. Sizi dinlemeyen ve değersizleştirmeye çalışan kişilere karşı hak aramalarını takdir etmek gerekiyor.
Prof. Dr. Yüksel konuşmasında avukatların durumuyla ilgili, avukat Oya Meriç Eyüboğlu'nu kast ederek "sadece hekimlerin işi zor sanırdım. Bu kadar yakından özellikle Meriç'i gördükten sonra avukatlığın zorluklarının daha iyi anladım" dedi.
''Suç ve ceza arasında bir ilişki vardır. Suçluluk duygusu vardır. Biz bu bildiriye imza attığımız için suçluluk duymuyoruz. Suçluluk duygusunu başkaları düşünsün.'' (HA)