Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sağlık Bakanlığı’nın düzenlediği 124. dönem devlet hizmet yükümlülüğü kurasında 14 bini aşkın sağlık çalışanının yeni görevlerine atanmasına rağmen, bazı meslektaşlarının “güvenlik soruşturması/arşiv araştırması” gerekçesiyle mağduriyet yaşadığını açıkladı.
TTB, son kurada ataması yapılan yaklaşık 140 sağlık çalışanının tebligatlarının yayımlanmadığını bildirildi.
TTB, tebligat gecikmelerinin atama süreçlerini belirsizleştirdiğini, sağlık çalışanlarının maddi kayıplar yaşamasına neden olduğunu ve sosyal çevrelerinde eşitsizlik ile güvensizlik hissini artırdığını vurguladı.
Talepler
Birlik, kamu kurumlarında “güvenlik soruşturması/arşiv araştırması” uygulamasının eleme, sürgün ve kadrolaşma aracı haline gelmesini önleyecek düzenlemelerin yapılmasını talep etti.
TTB ayrıca, Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarına atıfta bulunarak, güvenliğe ilişkin düzenlemelerin Anayasa’nın hukuk devleti, eşitlik, ayrımcılık yasağı, insan onuru ve çalışma hakkı maddelerine uygun şekilde uygulanmasını istedi.
TTB Merkez Konseyi, açıklamasında son olarak, TTB’nin ve tabip odalarının her daim sağlık çalışanlarının yanlarında olacağını ve ihtiyaç halinde tabip odalarıyla iletişime geçebileceklerini hatırlattı.
Güvenlik soruşturması hakkında
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu çerçevesinde uygulamaya konulan “güvenlik soruşturması” ya da resmî adıyla “güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması”, kamu kurumlarında çalışacak kişilerin devlet güvenliği, kamu düzeni ve millî güvenlik açısından uygunluğunu incelemek amacıyla yapılan bir prosedür.
Söz konusu uygulama, özellikle polis, öğretmen, doktor gibi görevlerdeki personelleri kapsıyor.
Meclis’te muhalefetin oylarıyla reddedilen, 8 maddelik 'kamuya personel alımında uygulanan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması' yasası, 2021 yılında Resmî Gazete’de yayımlandı.
Güvenlik soruşturması uygulamaları Türkiye’de özellikle 1980 darbesi ve 15 Temmuz 2016 sonrası süreçlerde, bazı meslek gruplarında yoğun bir biçimde kullanıldı. Darbe süreci ve sonrasındaki olağanüstü hâl (OHAL) dönemlerinde, kamu kurumlarında çalışan veya atanmak isteyen kişiler, çoğu zaman geçmişteki yargılanmaları, siyasi görüşleri, sendikal faaliyetleri veya sosyal ilişkileri gerekçe gösterilerek soruşturma kapsamına alındı.
Uygulama, sadece atanamama değil, işten çıkarılma, meslekten uzaklaştırma veya sürgün gibi mağduriyetlere de neden oldu. (TY)











