Kamala Harris ve Donald Trump, kasımdaki başkanlık seçimleri öncesinde karşı karşıya geldikler tek canlı TV tartışmasında daha çok ABD iç kamuoyunu ilgilendiren konular etrafında bağdaştırlması olanaksız yaklaşımlarla sert bir tartışma yürüttüler. Ancak, tartışmanın Ukrayna ve Filistin'deki savaş ve işgaller, kürtaj hakkı, göç ve demokrasiye dönük bahisleri hem ilkesel açıdan, hem emperyalizmin Kabesinin geleceğe yönelik planları dolayısıyla ABD dışındaki dünyayı da yakından ilgilendiriyordu.
Tartışma Harris'e yaradı
Bir buçuk saat süren tartışmanın Trump'tan çok Harris'in yıldızını parlattığı söylenebilir. Tartışma Kamala Harris'le ilgili olarak ABD medyasının yaygınlaştırdığı, önceden hazırlanmamış sorular karşısında bocalayacağına, temel argümanlarının sınırlılığı ve kısıtlılığına ilişkin klişeleri parçalamak için Başkan Yardımcısına bolca fırsat sundu. O da bu fırsatlardan yararlanmayı bildiğini gösterdi. Öte yandan tartışmayı esasen düpedüz yalanlara sarılarak sürdürmekle birlikte, enerjik ve sebatkar bir aura sergilemekten geri durmayan Trump'ın da program sona ererken en azından kendi seçmenini yanında tutmayı başardığını söylemek mümkün.
Tartışma anketlere nasıl yansıyacak?
Tarihsel olarak, başkanlık tartışmalarının seçmen tercihleri üzerinde çok az etkisi olduğunu düşünen Northeastern Üniversitesi'nden seçkin siyaset bilimi ve bilgisayar bilimleri profesörü David Lazer, Harris-Trump tartışmasının da seçmen tercihlerini büyük ölçüde etkilemeyeceği kanısında.
Lazer, "sonuncu tartışmada bile anketler çok fazla kıpırdamamıştı" dedi. "Biden açıkçası efsane bir başarısızlık sergilemiş ve Demokrat Parti kodamanları kesinlikle paniklemişlerdi ama doğrusu anketler pek oynamadı."
Bunun nedeninin parti desteğinin bu aşamada oldukça iyi korunmakta olması olduğunu söyleyen Lazer, "Burada gerçek bir risk varsa, o da Harris hakkında pek fazla fikri olmayan oldukça fazla sayıda insan bulunmasıydı. Bazı seçmenler onunla bu tartışmada ilk kez tanıştılar." dedi.
Harris Trump'ın damarına basmayı başardı
Demokrat başkan yardımcısı, hala reddettiği 2020 seçim yenilgisini hatırlatarak ve diğer uydurma iddialarına alaycı bir şekilde değinerek Cumhuriyetçi eski başkanın damarına basmaya çalıştı ve başardı. Harris'in iğnelemeleri, danışmanları ve destekçilerinin Trump'ın asıl konudan sapmak ve uluorta şahsi saldırılara kalkışmak konusundaki tavsiyelerinden uzaklaşmasına neden oldu.
Trump Orban'la, Harris NATO'yla övündü
Kamala Harris, başkan yardımcılığı döneminde görüştüğü müttefik ülke liderlerinin kendisine Trump'ın başkanlığının bir utanç vesilesi olduğunu söylediklerini aktararak Trump'ın bir daha asla ABD'nin başına geçmemesi gerektiğini söyleyince eski Başkan buna, "illiberal demokrasi" mucidi Macaristan Başkanı Viktor Orbán'ın kendisine yönelik övgülerini aktararak karşılık vermeye çalıştı.
Harris'in Trump karşısında verdiği en parlak görüntü Yüksek Mahkeme'nin Trumpçı üyelerinin kürtaj yasağının önünü açan kararlarına karşı enerjik, güçlü ve ısrarlı bir şekilde kadınların kendi bedenlerine ilişkin kararlarına devletin yön veremeyeceği savunusu oldu.
Ancak, Trump'ın Ukrayna, Afganistan ve Filistin'deki savaşlar ve ABD'nin Çin'e yönelik korunmacı politikaları konusunda, kendisi başkan olsa, bu savaşların hiç olmayacağına ve Şi ve Putin'i lafla yola getirebileceğine ilişkin temelsiz böbürlenmeleri karşısında Harris'in sunabildiği tek seçenek Atlantikçilik temelinde Çin ve Rusya'yı "düşman" ilan ederek daimi bir savaş tehdidini besleyen NATO eksenli militarist küresel politika savunusundan ileri gitmedi.
Trump, Ukrayna'nın Rusya'yla savaşını kazanmasının ABD'nin çıkarına olduğunu söylemeyi iki kez reddetti. Harris, bunun Amerika'nın NATO müttefiklerinin Trump'ın artık görevde olmamasına neden minnettar olduklarına iyi bir örnek olduğunu söyledi. Kendisi ve Biden'ın, Kiev'in Rusya'nın işgalini savuşturmasına yardımcı olmak için on milyarlarca dolar göndermeleriyle övündü.
Salı günkü başkanlık tartışmasından dünyanın geri kalanına düşen tek hisse Harris'in İsrail Başbakanı Netanyahu'nun dizginlenemez katliamcılık ve istilacılığına karşı Filistin için iki devletli çözümü ve kalıcı bir ateşkesi kuvvetle telaffuz eden yaklaşımından ibaretti.
(AEK)