Fotoğraf: Trump, mahkeme salonuna girişte, Adliye'de
Bir porno oyuncusuna, kendisiyle ilişkisini saklaması için sus payı ödeyerek, gerçekleri örtbas etmek suçlamasıyla başlayan soruşturma kapsamında yargılanmak üzere Manhattan Adliyesi'ne gelen eski ABD Başkanı Donald Trump tutuklandıktan sonra çıkarıldığı mahkemede kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti ve serbest bırakıldı.
Trump hakkındaki suçlamalar ilk kez yüzüne karşı, iddianamenin mührü açılarak okunduktan sonra öğrenildi.
Yaklaşık iki saat süren duruşmada 34 ayrı suçlamayı yanıtlayan Trump suçlamaların tümünü rddetti.
Trump'a yönelik suçlamalardan en az birinin "ağır suç" kapsamına girdiği, diğerlerinin de "sus payı ödemesi" ve bununla ilgili seçim kampanyası ile iş yeri kayıtlarında yapılan sahtekarlıkla ilgili olduğu bildirildi.
Mahkeme sonrasında serbest bırakılan Trump, yoğun güvenlik önlemleri altında özel uçağıyla Florida'daki malikanesine gitmek üzere LaGuardia havalimanına doğru Manhattan adliyesinden ayrıldı.
Trump'ın bu akşam yerel saat ile 20.15 civarında Mar-a-Lago'da hakkındaki suçlamalarla ilgili açıklama yapması bekleniyor.
ABD'de 2024'te yapılacak başkanlık seçimleri için Cumhuriyetçi Parti'den yeniden aday adayı olarak kampanya başlatan Trump hakkında, 18 Mart'ta Manhattan Bölge Savcısı'nca, porno oyuncusu Stormy Daniels'e 2016 Başkanlık seçimleri sırasında kendisiyle olduğu iddia edilen ilişkisini saklaması için "sus payı" ödemesi suçlamalarıyla yürütülen soruşturma sonucunda büyük jüri tarafından hakkında iddianame düzenlenmişti.
ABD tarihinde ceza mahkemesi önüne çıkarılan ilk başkan olan Donald Trump, aşağı Manhattan'daki bölge savcılığına geldikten sonra tutuklandı, polis kontrolünde mahkeme salonuna alındı.
Duruşma sırasında TV kanalları hakim kararı gereğince yayın yapamadı. Yalnızca beş fotoğrafçının sorgu başlamadan önce fotoğraf almasına izin verildi.
Trump tutuklandı mı
gözaltına mı alındı?
ABD'de de Türkiye'de olduğu gibi kişilerin özgürlüklerinden yoksun bırakılmaları ya da başka bir deyişle tutulmaları başlıca iki şekilde gerçekleşiyor tutuklama ("arrest") ya da gözaltı veya gözetim ("detention").
Ancak ABD ve Türkiye'de ceza soruşturması ve ceza muhakemesi usullerine ve tutuklama yetkisinin kimlerde bulunacağına ilişkin farklar dolayısıyla Trump'ın Manhattan Adliyesi'ne gelerek Savcılığa teslim olmasıyla başlayan süreçte karşılaştığı uygulamaların nasıl niteleneceği konusunda Türkiye medyasında kimi tereddütler ortaya çıktı. Kimi kaynaklar "tutuklandı", kimileri "göz altında", kimileri de "usulen tutuklandı" ibarelerini kullandı.
Oysa ABD medyası ya da Anglo-Sakson geleneğin geçerli olduğu ülkelerde Trump'ın Manhattan Adliyesi'nde "tutuklandığı" konusunda bir tereddüt söz konusu değildi. Yazılı ya da görsel medyada Trump'ın karşılaştığı işlem tutuklama ("arrest") olarak nitelendi.
Türkiye'deki uygulamada gözaltı ve tutuklama arasındaki en belirgin ayrım gözaltı uygulamasının polis veya savcılık kararıyla başlamasına karşılık tutuklamanın yalnızca mahkeme kararıyla olabilmesi. Türkiye'de gözaltı, şüphe üzerine polis yada savcının kişiyi sorgulamak üzere bir süreliğine alıkoyması, tutuklamaysa kişinin yargılanmak üzere hakim kararıyla cezaevine konması olarak birbirinden net olarak ayrılıyor.
Oysa ABD mevzuatına göre, tutuklama yetkisi yalnızca mahkemelerde değil polis ve savcılıklarda da olabileceği gibi, tutuklamanın mutlaka tutuklananın cezaevine konularak sonuçlanması gerekmiyor. ABD'de haklı bir şüphe olmadıkça kimse göz altına alınamayacağı gibi, gözaltındaki kişiye belli süre içinde bir suçlama yöneltilemediği takdirde kişi polis ya da savcılıktan çıkıp gitme özgürlüğüne sahip. Oysa, polisin kendisine suçlama yönelttiği kişiyi tutuklamaya ve kişinin sorgusu ya da tutuklama süresi sona erinceye kadar onu hareket özgürlüğünden yoksun bırakmaya yetkisi var. Tutuklanan kişi mahkeme önüne çıkarıldığı takdirde serbest kalıp kalmayacağına mahkeme karar vereceği gibi, polis tutuklama sırasında mahkemeye sevk edecek yeterli kanıt ve suçlamaları doğrulayacak başkaca hukuksal mesnet ortaya koyamadığı takdirde tutukluyu serbest bırakmaya zorunlu.
Trump'ın durumunda bir ceza soruşturması kapsamında hakkında ağır suç şüphesi bulunan bir kişinin kendisini sorguya çağıran savcılığın emrine binaen Manhattan Adliyesi'ne teslim olması söz konusuydu. Ağır suç şüphesi altındaki eski ABD Başkanı Adliye'ye gelince tutuklama prosedürüne tabi tutuldu. ABD mevzuatında tutuklamayla gözaltı arasındaki en önemli prosedürel farklardan biri olarak teslim olduğu andan başlayarak kelepçelenmese de polis gözetimi altında tutuldu. Bir başka fark olarak parmak izi alındı ve suç kaydı oluşturuldu. Oysa ABD mevzuatında gözaltı tutuklamaya dönüşmedikçe göz altındaki hiçbir kişiye bu işlemlerin hiçbiri yapılamaz. Ya da başka bir deyişle bu işlemlerin yapılabileceği bir mevzuat yoktur.
Sonuçta Türkiye'den bakınca Trump sadece mahkemeye çıkmış gibi görünse de, ABD mevzuatına göre, kısa süreli de olsa bir ABD Başkanının tarihte uğradığı en ağır ceza soruşturması uygulamasına uğrayarak, tutuklandı. Çıkarıldığı mahkeme tarafından kefalet aranmaksızın serbest bırakıldı. Ancak Manhattan Adliyesi'nden, tutuklanmış ilk ABD başkanı olarak ardında bir suç kaydı ve parmak izlerini bırakarak ayrıldı.
(AEK)