Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Gazze'de Barış Kurulu'nun kurulması ve Uluslararası İstikrar Gücü'nün görev yapmasını öngören ABD tasarısını kabul etti.
Türkiye dışında Katar, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Endonezya, Pakistan ve Ürdün’ün desteklediği tasarı 13 "evet" oyuyla geçti. Rusya ile Çin tasarıda "çekimser" oy kullandı. Ret oyu çıkmadı.
Oylama öncesinde konuşma yapan ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Mike Waltz, söz konusu taslağın Gazze'deki "çatışmaları" sona erdirmek ve "sürdürülebilir" bir barışa ulaşabilmek için çok önemli bir dönemeç olacağını kaydetti.
Waltz, söz konusu tasarının, ABD Başkanı Donald Trump'ın 20 maddelik "Gazze'de barış planına" dayandığını hatırlatarak, "Size soruyorum, en çok etkilenen bölge olan Arap ülkeleri, Müslüman ülkeler, Filistinliler ve İsrailliler bu kararı kabul edebiliyorsa buna kim karşı çıkabilir ki? Bizim oralarda eski bir deyiş vardır. Papa'dan daha Katolik olamazsın." diye konuştu. Tüm ülkeleri "evet" oyu kullanmaya çağırdı.
Daha sonra yapılan oylamada Rusya ve Çin hariç diğer 13 ülke tasarıya "evet" oyu verdi.
Rusya ile Çin "çekimser" kaldı
Oylamada "çekimser" oy kullanan Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, tasarının hukuki konularla ilgili "temel unsurları" dikkate almadığını savundu.
Nebenzia, açıklamasında, "Gazze'nin kontrolünün Filistin yönetimine devredilme zaman çizelgesi, Barış Kurulu ve Ulusal İstikrar Gücü ile ilgili herhangi bir kesinlik bulunmamaktadır. Kabul edilen karar metnine göre, ISF, Ramallah'ın (Filistin Yönetimi) tutumu veya görüşü dikkate alınmaksızın tamamen özerk bir şekilde hareket edebilecek gibi görünmektedir." diye konuştu.
Nebenzia ayrıca kararın, "Filistinlilerin kendi görüşlerinin dikkate alınmadığı sömürge uygulamalarını, Milletler Cemiyeti'ni ve İngiliz Filistin Mandasını anımsattığını" savundu.
Çin'in BM Daimi Temsilcisi Fu Cong da benzer endişeleri paylaştı ve kararın "birçok açıdan eksik ve son derece endişe verici" olduğunu belirterek, "birçok kritik konuda belirsiz ve net olmayan" bir karar olduğunu kaydetti.
Cong, "Karar taslağı, Gazze için savaş sonrası yönetim düzenlemelerini özetliyor, ancak Filistin bu taslakta neredeyse hiç görünmüyor ve Filistin'in egemenliği ve mülkiyeti tam olarak yansıtılmıyor." değerlendirmesini yaptı.
Guterres tasarının kabulünden memnun
BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric de yazılı bir açıklama yaparak, Genel Sekreter Antonio Guterres'in sonuçtan memnun olduğunu belirtti.
Dujarric, açıklamasında, "Güvenlik Konseyi'nin Gazze ile ilgili kararı kabul etmesi, ateşkesin pekiştirilmesi açısından önemli bir adımdır. Genel Sekreter, tüm tarafları bu karara uymaya teşvik etmektedir." ifadesini kullandı.
Hamas: Kabul edilen ABD tasarısı Gazze'de uluslararası vesayeti dayatıyor
BMGK’de kabul edilen ABD tasarısıyla ilgili bir açıklama da Hamas'tan geldi.
Hamas söz konusu tasarının, 2 yıl boyunca İsrail'in benzeri görülmemiş suçlar işlediği ve soykırım uyguladığı Gazze'deki Filistinlilerin taleplerinin çok gerisinde kaldığı ifade etti. Siyasi, insani talep ve haklarını karşılamadığını savundu.
Kararın, uluslararası vesayeti ve İsrail'in soykırımla gerçekleştiremediği hedefleri gerçekleştirecek bir mekanizmayı dayattığını kaydetti.
Ayrıca Gazze'yi diğer Filistin coğrafyasından ayırdığını, Filistinlileri "self determinasyon ve başkenti Kudüs olan Filistin devletini kurma" hakkından mahrum ettiğini kaydetti.
İşgale karşı direnişin uluslararası kanunlarca güvence altına alınmış meşru bir hak olduğunu belirten Hamas, Filistin direniş güçlerinin elindeki silahın işgalin bir sonucu olduğu ve bu konunun "işgalin sona ermesini, Filistin devletinin kurulmasını ve self determinasyon hakkını garanti eden" siyasi bir süreçle bağlantılı bir iç mesele olduğunu dile getirdi. Ardından da şunları ekledi:
"Direnişi silahsızlandırmak da dahil olmak üzere Gazze'de uluslararası bir güce görev atfetmek ve rol biçmek, bu gücün tarafsızlığına gölge düşürür ve onu da işgalcinin safında çatışmanın tarafı kılar. Kurulacak herhangi bir uluslararası güç, ateşkesi izlemek için sadece sınır hattında olmalıdır. BM'nin denetimi altında ve Filistinli kurumlarla koordinasyon halinde olmalı, halkımızı ve direniş güçlerini denetleyen bir güvenlik gücüne dönüşmeden yardım akışını sağlamak için çalışmalıdır."
Hamas açıklamada, sınırların açılması, insani yardımlar ve Gazze'deki "felaketzedelere" yardımın temel bir hak olduğuna, politize edilemeyeceğine ve şantaj unsuru olarak kullanılamayacağına işaret etti.
Son olarak da, uluslararası topluma ve BMGK'ya uluslararası hukuku ve insani değerleri gözetme, Gazze ve Filistin davası için adaleti sağlayacak kararlar alma çağrısı yaptı.
FEK: Filistin halkının özgürce yaşama hakkını elinden alınıyor
Konuya ilişkin bir açıklama yapan Filistin Eylem Komitesi ise Türkiye’yi, ABD’nin Gazze'yi kontrol etme planını desteklemekle suçladı. Türkiye’nin Filistin halkının iradesini ve tarihsel haklarını yok sayanlar arasında yer olduğunu savundu:
“ABD tasarısı, Gazze’yi 2 yıl boyunca Trump'ın başkan olduğu sözde ‘Barış Meclisi’ne devretmektedir. Bu kararın içeriği Filistin direnişinin silahsızlandırılması, Siyonizmin ve emperyalizmin istekleri doğrultusunda Gazze’de egemenliğin Filistinlilere değil sömürge yönetimi niteliğinde bir uluslararası heyete verilmesidir.
Filistin halkı ve örgütlerinin iradesi dışında alınan ve Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkını hiçe sayan bu kararı desteklemek, Türkiye’nin soykırım süreci boyunca işgal devletine sağladığı lojistik desteğine benzer yeni bir kara lekeye imza atması anlamına gelmektedir. İşgal devletinin Filistin davasını tasfiye etme politikası doğrultusunda Filistin halkının kendi kaderini tayin ve topraklarına geri dönüş haklarını yok sayan bu karar Filistin halkının özgürce yaşama hakkını elinden almaktadır.
Türkiye hükümeti de Trump planını destekleyip pazarlamakla bu suça ortak olmaktadır.
Soykırımı durdurma bahanesi altında sömürgeci güçlerin Gazze'ye hükmetme hamlesi Filistin halkının tarihsel hakları ve direniş iradesi uğruna göğüslemiş olduğu tüm acıları hiçe saymak anlamına gelecektir.”

2023 İsrail'in Gazze saldıları
Tasarıda ne var?
BMGK’den geçen tasarı İsrail ve Mısır ile birlikte çalışacak bir Uluslararası İstikrar Gücü'nün (ISF) kurulmasını ve bunun başlangıçta iki yıllık bir görev süresi olmasını öngörüyor.
Kuruluşun sorumlulukları arasında Gazze sınırlarının güvenliğini sağlamak, sivilleri korumak, insani yardımları kolaylaştırmak, yeniden oluşturulan Filistin polis gücünün eğitimini ve konuşlandırılmasını desteklemek, Hamas ile bölgedeki diğer silahlı grupların elindeki silahların kalıcı olarak imha edilmesini denetlemek yer alacak.
Metinde ayrıca, İsrail güçlerinin bölgede güvenlik ve operasyonel kontrolü sağlamasının ardından tamamen geri çekileceği belirtiliyor.
Öte yandan 8 Ekim ateşkesini destekleyen barış planı kapsamında, ABD Başkan Donald Trump'ın başkanlığında Barış Kurulu adı altında bir geçiş yönetim mekanizması oluşturulacak. Bu mekanizma, güvenlik, insani yardım ve yeniden yapılanma planlamasını koordine edecek.
Bu, Gazze'yi reforme edilmiş bir Filistin yönetim otoritesine doğru yönlendirecek.
(HA)











