Basın açıklamasını okuyan, TRT muhabiri ve TRT muhabiri ve Haber-Sen Beyoğlu Şubesi Basın-Yayın Sekreteri Mehmet Demir TRT uygulanan sansür ve baskıyla ilgili pek çok örnek verdi. Bunlardan biri şöyle:
"Açlık sınırının altındaki asgari ücretin, ağır bedellere mal olacağını anlatan bir haberin yayınlanması engellendi. Onun yerine, 'asgari ücretle geçinmenin yollarının' anlatıldığı bir haberde, 'Pirinç yerine bulgur yiyin' türünden tavsiyelerle, halkla düpedüz alay edildi."
"TRT özerkliğini yitirmiş durumda"
İstanbul Radyosu önünde bugün toplanan TRT çalışanları, Haber-Sen üyeleri ve Küresel Bak'a akademisyen Ufuk Uras, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'ndan (KESK) Sevgi Göyçe, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Sekreteri Musa Çam, sanatçı Salih Güney ve TRT Radyosu sanatçısı Umut Akyürek destek verdi.
Çam, "TRT TRT olalı böyle zulüm görmedi. Dört yıllık AKP iktidarı boyunca TRT, hükümetin borazanı haline getirildi. Özerkliğini yitirdi" dedi.
Haber-Sen'den Demir, "TRT'de sansür ve baskı her zaman oldu. Kurumu yönetenler, TRT'nin kamu hizmeti yayını yapan bir kamu yayın kurumu olduğunu ne kendileri kavradılar, ne de hükümetlere anlatabildiler. Hükümetlerin sesini yükseltirken, muhalefetin sesini hep kısmaya çalıştılar" dedi.
Demir, bu durumun suç teşkil ettiğini ve yıllarca bu suçların işlenmeye devam ettiğini söyleyerek Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarından sonra TRT'de siyasal kadrolaşmanın da, sansürün de boyutlarının büyüdüğünü savundu.
"Barışın sesi kısıldı"
Demir'in verdiği bilgiye göre Yeşim Elibol, 16 Mart tarihindeki "Öğle Üzeri" adlı radyo programında "Barış" konusunu işlemek üzere Küresel BAK'tan bir kişiyi konuk etmek istedi.
Program müdürü "Ben uygun görmüyorum" diyerek programı yayından kaldırdı. Anayasaya, yasalara, TRT'nin yayın ilke ve esaslarına dayanan haklı bir gerekçenin kendisine sunulmasını isteyen Elibol'a 13 gün sonra "kınama" cezası verildi.
Mihenk taşı din olan yayın anlayışı
"Asıl olan din programları yayınlamak değil, mihenk faşı din olan bir yayın anlayışını benimsemektir" diyen Muhsin Mete'nin TRT'nin Yayın ve Programdan sorumlu genel müdür yardımcısı koltuğunda oturmasını kınadıklarını açıklayan Demir, "TRT halkın sesidir. Evrensel saygınlığı olması gereken bir kurum. Siyasetçiler elini çeksin" dedi.
"Baskı altındayız, tehdit ediliyoruz"
Demir TRT yapımcılarının programlarını özgürce yapmak istediklerini, muhabirlerin AKP propagandasına alet olmak istemediklerini, sanatçıların özgür olmak istediklerini, TRT izleyicisinin, her kesimin sesini, din, dil, mezhep, cinsiyet, sınıf ve siyaset farkı gözetilmeksizin ekranda ve radyolarda görmek, duymak istediğini savundu.
Demir, ayrıca TRT çalışanlarının ve sanatçılarının sürekli baskı altında tutulduklarını, yaptıkları açıklamaya çalışanların katılmaması için günlerce önceden üst makamlardan tehdit ve baskı geldiğini aktardı.
Çevreden sağlığa hükümete eleştiri sansürleniyor
Demir TRT son dönemde yaşanan sansür olaylarını şöyle sıraladı:
* Uğur Mumcu'nun adına bile tahammül edemeyen Radyo Müdür Yardımcısı, TRT FM'de yayınlanan bir program metninden Mumcu'nun "Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz" cümlesini üzerini çizerek çıkardı.
* ESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul'un davet edildiği bir televizyon programının çekimi iptal edildi.
* Emeklilerin sorunlarının ele alındığı televizyon programına yapımcı tarafından iki kez davet edilen DİSK'e bağlı Emekli-Sen Genel Başkam Veli Beysülen'in yayma çıkması yöneticilerce engellendi.
* Bir başka TRT yapımcısının İzmir Bergama'da Yortanlı Barajının altında kalacak olan Allianoi antik yerleşimi ile ilgili çekliği belgesel yayın günü ve saati belirlenmesine rağmen son dakikada akıştan çıkarıldı.
* Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 11 Şubatta Mersin'de derdini anlatan bir çiftçiyi azarlaması TRT haber bültenlerinde yayınlanmadı. Bu sansür TRT Genel Müdür vekili Ali Güney tarafından "haber değeri taşımadığı için yayınlamadık" diye savunuldu.
* Ankara Radyosu yapımcılarınca hazırlanan "Gündem" programına hükümeti eleştirdikleri için gazetecilerin konuk olarak çağrılmasına son verildi.
* Başbakanlık'tan yapılan müdahale sonucu "Bu Toprağın Sesi" programına Dünya Gazetesi yazarı Ali Ekber Yıldırım'ın telefonla katkısı engellendi.
Yapımcıların önerileri ya gerçekçi olmayan nedenlerle reddediliyor ya da tozlu raflarda bekletiliyor.
* Açlık sınırının altındaki asgari ücretin, ülkeye çok ağır bedellere mal olacağını anlatan bir haberin yayınlanması engellendi. Onun yerine, "asgari ücretle geçinmenin yollarının" anlatıldığı bir haberde, "pirinç yerine bulgur yiyin" tülünden tavsiyelerle, halkla düpedüz alay edildi.
* Enerji Bakanı Hilmi Güler'in Sinop'a yapmayı düşündükleri nükleer santralin Sinop'un turizmine hizmet edeceğini söylerken, dünyaca ünlü nükleer profesörünün "Sinop'a nükleer santral yapılamaz" açıklaması sansürlendi.
Güray elektriği keserek müdahale etti
Basın açıklamasının yapılması için kurulan ses sisteminin elektriğinin Radyo müdürü Abdullah Güray tarafından kesilmesi sonucu, Demir binaya girerek Güray ile konuşmak istedi. Ancak Güray, yardımcısı aracılığıyla toplantısı olduğunu söyleyip görüşmek istemediğini açıkladı. Basın açıklaması megafonla devam etti.
Topluluğun taşıdığı pankartlardan bazıları şöyle: "Akitli sanatçılar haklarının iadesini istiyor", "Tekke televizyonu istemiyoruz", "Sesinize sahip çıkın. TRT halkındır", "Bırakın işimizi yapalım", "Sanatçıya dokunma", "Sansüre baskıya haır", "Sansür suçtur".(EZÖ/KÖ)