TRT'nin haftalık programı Şahların Labirenti'nin Maraş katliamıyla ilgili bölümünde konuşan Büyük Birlik Partisi (BBP) yöneticilerinden ve katliamın bir numaralı sanığı Ökkeş Şendiller (Kenger), "Hrant Dink ve arkadaşlarının örgütleri bu işleri yaptı. Zaten olaylarda ölenlerin arasında yer alan 6-7 tane sünnetsiz cesedin Alevilikle Sünnilikle ne alakası var?" dedi.
Taraf gazetesi olayı bugün "Hrant Dink'e bir infaz da TRT'den" başlığıyla manşetine taşıdı.
BBP kadrosundan danışmanlar
Serdar Değirmencioğlu, Şahların Labirenti'nin "çamaşır suyu"na benzettiği yazısında, programın danışmanlarından Hakkı Öznur'un BBP Genel Başkan Yardımcısı, Zülfü Canpolat'ın da Avrupa Nizam-ı Alem Ocakları kurucusu olduğuna dikkat çekmişti.
Değirmencioğlu şöyle yazmıştı:
"Şahların Labirenti, orduya haddini bildiren ama derin devleti ve 16 Mart, Bahçelievler, Maraş, Çorum gibi üstüne gidilmediklerle dolu koca bohçayı , hiç deşmeden şahlara havale eden bir yapım. Tıpkı çamaşır suyu reklamındaki gibi tüm lekeleri çıkarıyor, Türkiye’ye parlak ve bembeyaz bir sicil sunuyor.
"Çamaşır suyu etkisinin kökeni belli oluyor. 13 bölümlük labirentin bir ucu bildik Türk-İslam Sentezi’ne çıkıyor. Diğer uçları nereye çıkıyor, sanıyorum izleyip göreceğiz."
Kenger beraat etmişti
Maraş'ta gerçekleşen katliamda resmi rakamlara göre 111 kişi ölmüştü.
Beraat ettikten sonra Şendiller soyadını alan ve bir dönem milletvekili seçilen Ökkeş Kenger, Adana Sıkıyönetim Mahkemesi'nde açılan davada bir numaralı sanıktı. Katliamın hemen öncesinde, 19 Aralık 1978 günü "Güneş Ne Zaman Doğacak" adlı antikomünist bir filmin oynatıldığı Çiçek Sineması'nı bombalayarak halkı kışkırtmaya çalıştığı gerekçesiyle gözaltına alındı.
Gözaltına alınan Yusuf İlhan adlı bir başka Ülkücü, ifadesinde patlamanın Ülkücü Kenger tarafından gerçekleştirildiğini, kendi görevinin patlamayı duyduktan sonra sinemanın damına dinamit lokumu atmak olduğunu söylüyordu. İlhan'a göre dinamiti patlatmaktaki amaç, "sinemadaki Ülkücü gençliği ve dışarıdaki halkı tahrik etmek ve patlamayı solcuların yaptığı intibaını vererek hadise yaratmak"tı. Ökkeş Kenger'in, patlamalardan hemen sonra Genel Merkezi Ankara'da olan Ülkücü Gençlik Derneği'ni telefonla arayarak durumu rapor ettiği de tespit edilmişti.
Katliamla ilgili açılan davada bir numaralı sanık Kenger beraat ettiği gibi, katliamda birinci derece rolü olan 68 kişi hiç yargılanmadı. 804 kişinin yargılandığı davada, 379 kişi beraat etti. Bir ila 15 yıl arasında mahkûmiyet cezası ile yargılanan 314 kişinin cezalarında önce 1/6 oranında indirim yapıldı, sonra hepsi mahkeme sürecinde salıverildi. 29 kişi hakkında verilen idam ve yedi kişi hakkında verilen müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozuldu. 1991'de çıkan Terörle Mücadele Yasası'nda yapılan değişiklikle de katliam sorumlularının hepsi salıverildi.
Yıllar sonra Susurluk skandalıyla anılacak olan Ünal Osmanağaoğlu, Haluk Kırcı, Mustafa Özmen, Bünyamin Adanalı, Ahmet Ercüment Gedikli gibi isimlerin katliamın yaşandığı günlerde Kahramanmaraş'ta oldukları İçişleri Bakanı İrfan Özaydınlı'nın raporunda yer alıyordu. (TK)