Haberin İngilizcesi için tıklayın
* Fotoğraf: Çiçek Tahaoğlu
19 Haziran 2016 Trans Onur Yürüyüşü’nde gözaltına alınan dokuz kişi hakkında 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması görüldü.
Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde 60. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada yedi sanık karakol ifadelerini tekrarladı, polisin hakaret, tehdit, şiddet ve ters kelepçeye maruz kaldıklarını anlattı. Sanık avukatları ifade vererek suçun oluşmadığından bahisle beraat istedi.
Mahkeme, duruşmaya gelemeyen iki sanığın ifadesinin alınması için duruşmayı 24 Mayıs saat 11.30’a bıraktı.
Valilikçe yasaklanan, polis tarafından engellenen 7. Trans Onur Yürüyüşü'nde gözaltına alınanlar İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde ifade verdikten sonra geç saatlerde serbest bırakılmıştı.
“Suçun unsurları oluşmadı”
Sanık avukatlarından Levent Pişkin duruşmada yaşananları bianet’e anlattı.
“Suçun unsurlarının oluşmadığını söyledik. 2911 sayılı kanuna aykırı durum değil, toplantı ve gösteri yürüyüşünün engellenmesi maddesine aykırı tutumlar yaşanmıştı.”
“Tehditlere dava yok”
Onur Yürüyüşü’nden önce kendilerini “Müslüman Anadolu Gençliği” olarak adlandıran grup da Onur Yürüyüşü’ne saldırı çağrısı yapmak için Facebook’ta bir etkinlik sayfası açmış, Alperen Ocakları İstanbul İl Başkanı Kürşat Mican devlet yürüyüşü engellemezse “derin milletin temsilcileri” olarak Alperen Ocakları’nın yürüyüşe engel olacağını söylemişti.
İstanbul Onur Haftası Komitesi ve Lambdaistanbul Derneği, 26 Haziran’da düzenlenecek 14. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne yönelik tehdit ve nefret içeren bu açıklamalar yapan gruplar hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Pişkin, mahkemede tehditleri hatırlatarak “Tehditlere yönelik dava yok, suç duyurularımıza takipsizlik var” dediklerini aktardı.
İstanbul Valiliği’nin yürüyüşü yasaklama açıklamasının da hukuka aykırı olduğunu söylediklerini belirtti.
“Hakların kullanımı sağlanmalı”
Pişkin, yürüyüşün yapılması ve basın açıklamasına müsaade edilmediğini, bu durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ve Anayasa’nın ilgili maddelerini ihlal anlamına geldiğini söylediklerini aktardı.
“Demokratik hakların kullanımını engellemeye yönelik tutumların yargılanması gerektiğini, devletin görevinin hakkın kullanımı sağlamak olduğunu, tehditler olduğu için yürüyüşün engellenmesinin kabul edilebilir olmadığını söyledik."
AİHM kararlarını sundular
Avukatlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Rusya ve Gürcistan’daki onur yürüyüşlerini engellenmesi ve saldırılar hakkındaki kararlarını da mahkemeye sundular.
Kaos GL'de yer alan bilgilere göre Rusya’daki Onur Yürüyüşünün engellenmesi ve yürüyüşe yapılan saldırıyla ilgili Alekseyev v. Rusya kararında mahkeme 2006, 2007 ve 2008 Moskova Onur Yürüyüşleri’nin yasaklanmasının AİHS’in 11. maddesini açıkça ihlal ettiğine karar verdi.
Identoba ve Diğerleri v. Gürcistan kararında da özellikle saldırı sırasında söylenen homofobik cümleleri dikkate alarak, LGBTİ’lerin gösteri sırasında maruz kaldıkları şiddeti, o sırada duydukları korkuyu ve hissettikleri aşağılanmayı 14. maddeyle bağlantılı olarak 3. maddenin ihlali kabul ederek ayrımcılık yasağı kapsamında değerlendirdi. (BK)