Torba Yasa’yla sağlık personeli için nöbet alanlarına “aile sağlığı merkezleri” ve “toplum sağlığı merkezleri” de eklendi. Yasayı bianet’e değerlendiren İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi aile hekimi Dr. Hakkan Hekimoğlu bu durumun hem sağlık personelinin hem de hastanın hayatını tehlikeye attığını söylüyor.
Ek Madde 33 – (Ek: 23/2/1995 - KHK - 547/10 md.; Değişik: 21/1/2010-5947/10 md.) |
Yataklı tedavi kurumları, seyyar hastaneler, ağız ve diş sağlığı merkezleri ve 112 acil sağlık hizmetlerinde haftalık çalışma süresi dışında normal, acil veya branş nöbeti tutarak, bu nöbet karşılığında kurumunca izin kullanmasına müsaade edilmeyen memurlar ile sözleşmeli personele, izin suretiyle karşılanamayan her bir nöbet saati için (nöbet süresi kesintisiz 6 saatten az olmamak üzere), aşağıda gösterilen gösterge rakamlarının aylık katsayısı ile çarpılması sonucu hesaplanacak tutarda nöbet ücreti ödenir. Ancak ayda 130 saatten fazlası için ödeme yapılmaz. Bu ücret damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaz. Torba Yasa’yla getirilen değişiklik:MADDE 71- 657 sayılı Kanunun ek 33. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesine “ağız ve diş sağlığı merkezleri” ibaresinden sonra gelmek üzere “, aile sağlığı merkezleri, toplum sağlığı merkezleri” ibaresi, üçüncü cümlesine “ayda” ibaresinden sonra gelmek üzere “aile sağlığı ve toplum sağlığı merkezlerinde 60 saatten, diğer yerlerde ve hiçbir şekilde” ibaresi eklenmiştir. |
Son çıkarılan Torba Yasa’dan önce nöbet alanları yataklı tedavi kurumları, seyyar hastaneler, ağız ve diş sağlığı merkezleri ve 112 acil sağlık hizmetleri ile sınırlıydı. Aile hekimleri içinse bu merkezlerde nöbet görevlendirmesi yapılıyordu. Dr. Hekimoğlu, bu listeye eklenen aile sağlık merkezlerinin birinci derece sağlık kuruluşu olduğunu ve acil sağlık hizmeti veremeyeceklerini vurguladı.
“Acil sağlık hizmeti, bunun için özel eğitim almış sağlık personeli tarafından ekip olarak verilir. Kalp krizi gibi durumlarda dakikalar çok önemlidir. Hasta nöbetçi sağlık merkezi olduğu için aile sağlık merkezlerine böyle bir şikayetle gelse, kalbi dursa bir doktor bir hemşire nasıl müdahale edecek. Ağır yaralı, kanamalı hastalar da nasıl müdahale edilecek. Ambulans çağrılacak, geç müdahale sonucunda belki hasta ölecek.”
Sağlık personelinin güvenliği yok
Dr. Hekimoğlu Yeni yasanın, herhangi bir güvenlik Sistemi olmayan aile sağlık merkezlerinde nöbete kalacak olan personelin de güvenliğini tehlikeye attığını söyledi.
“Sağlık personeline yönelik şiddet sürekli artıyor. Ki aile sağlık merkezleri hastanelerde olan güvenlik sisteminden de yoksun. Mesai sonrası nöbet yazıldığı takdirde, nöbette bir doktor ve bir hemşireden başka hiçbir personel kalmayacak. Nöbetteki sağlık personelinin güvenliğini kim sağlayacak.”
Dinlenme izni yok
Sağlık personelleri gündüz geçici görevlendirmeler haricinde kendi çalıştıkları kurumlarda nöbet tutuyor. Ancak aile hekimleri için çıkarılan yönetmelikten sonra aile hekimlerine diğer kurumlarda nöbet tutma zorunluluğu getirmişti.
Uygulamanın uluslararası anlaşmalara aykırı olduğunu ifade eden İstanbul Tabip Odası İstanbul Sağlık Müdürlüğü’ne itiraz dilekçesi yazmış doktorlarsa nöbete gitmeme kararı almıştı. Dr. Hekimoğlu bu yasayla aile hekimlerini nöbete mecbur bıraktıklarını ancak diğer merkezlerde olduğu gibi nöbet sonrası dinlenmelerinin olmadığını ifade etti.
İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği yasaya itiraz etmek için girişimde bulunacak. (EA)