Bellek ve Kültür Sosyolojisi Çalışmaları Derneği'nin (BEKS) düzenlediği "Kolektif Belleğin İzinde Sokak ve Toplumsal Hareketler" paneli Mimar Sinan Üniversitesi Fındıklı kampüsünde başladı. İki gün sürecek panelde toplumsal hareketlerin sokakla ilişkisi tarihsel ve sosyolojik bir yaklaşımla ele alınıyor.
Panelin "Toplumsal Hareketler ve Sokak" başlıklı oturumunda 15-16 Haziran 1970'deki kitlesel işçi grevi, 1989'da Bahar Eylemleri olarak anılan işçi direnişi, feminist hareketin sokakla ilişkisi ve Diyarbakır'ın Hançepek Mahallesi'nde Kürt-Çingene ve PKK-Hizbullah ayrışmaları tartışıldı.
15-16 Haziran grevi, direniş potansiyelinin keşfedilmesini sağladı
Melike Işık Durmaz, "15-16 Haziran'ı yeniden okumak" başlıklı konuşmasında, 15-16 Haziran eylemlerini kitleselliği ve tarihsel toplumsal sonuçları açısından ele aldı. Bu eylemin "Türkiye işçi sınıfının yükselişi, devrimci sendikaların doğuşu ve öğrenci örgütlenmelerinde" kilit bir rol üstlendiğini anlatan Durmaz, sol hareket içerisinde büyük kırılma noktası ve toparlamaların da başlangıcı olduğunu da söyledi.
"15-16 Haziran eylemleri, çalışma yaşamını düzenleyen iki yasa düzenlenmesiyle başladı. Yapılan değişiklik, işçilerin sendika seçme özgürlüğünü kısıtlıyor, Türk-iş'ten DİSK'e işçi akışını engellemeyi planlıyordu. DİSK'in Türk-iş'e karşı örgütlediği bu yürüyüşe Türk-iş'li işçiler de katıldı ve genel bir grev halini aldı.
"Bu dönem işçi ve sosyalizm gibi kavramların 1930'lardan sonra ilk defa kullanılmaya başladığı ve sendikaların politikayla ilişkisinin tartışıldığı bir dönemdi. Sadece bir grev değil, işçilerin toplu olarak sokakları ele geçirdiği bir grev, işçilerin devletle karşı karşıya geldiği bir durum hiç yaşanmamıştı.
"1970'lerin siyasal ortamının şekillenmesinde önemli bir rol oynayan bu grev, AP'nin, CHP'nin, TİP'İn ve diğer örgütlerin taktik ve stratejilerini gözden geçirmelerine neden olacak kadar önemli bir eylemdi. Türkiye sosyalistleri açısından bir potansiyelin farkedilmesi anlamına geliyordu."
İşçiler seslerini duyurmak için yaratıcı yollara başvuruyordu
Neşe Voyvoda, "1989 Bahar Eylemleri: İşçi sınıfı hareketinin yaratıcı deneyimi" başlıklı konuşmasında, bu eylemi hazırlayan koşullardan ve 80'lerdeki dönüşüm ve değişik eylem biçimlerinin nasıl ortaya çıktığını anlattı.
"24 Ocak kararları ve 12 Eylül darbesiyle gündelik hayatlarının etkilenmesi işçileri mobilize etti. Bir taraftan da sendikasızlaştırma politikalarıyla, işçiler işyerlerinde örgütlenmeye başlamıştı.
"İşçiler tepkilerini göstermek için sembolik ve üretim durdurmaya yönelik eylemler düzenlemeye başlamıştı. Üretimi durdurmak için toplu viziteye çıkılıyor, doktora ' biz hastayız, işveren bize kötü davranıyor' diyorlardı. Böylece hem kolektif bir şekilde sokağa çıkıyor, hem de üretimi durdurmuş oluyorlardı.
"İşyerine geç gelmek için servis kullanmama eylemi yapıyorlardı. Grev yapması yasak olan belediye otobüsü şoförleri şehir içinde 30km hızla gitme kararı almışlardı. Sakal bırakmanın yasak olduğu işyerlerinde tüm işçiler sakal bırakıyorlar, işyerinde verilen yemekleri yemiyorlardı. Parasızlıktan ve borçlardan yakınan işçiler sembolik olarak çocuklarını satılığa çıkarmışlardı ve toplu boşanma davaları açmışlardı.
"Bu süreci düşündüğümüzde 80 öncesinden farklı bir 'işçi özne'yi görüyoruz. Devrim yapıp dünyayı değiştirmek, burada kaybedilmiş hakları geri almak için bir mücadeleye dönüşüyor. Buna da 80 darbesinin işçi sınıfı üzerindeki atkisi diyebiliriz".
Feminist hareket ve sokak eylemleri
Berna Ekal, "Geceleri de, Sokakları da, Meydanları da İstiyoruz!: Türkiye'de feminist hareket ve sokak eylemleri" başlıklı konuşmasında feminist hareketin sokağı nasıl ele aldığına değindi.
"Sokağın hareketin görünür olacağı ve sesini duyuracağı bir mekân olduğu söylenebilir. Ama feministler sokağın kendisine karşı bir eylem içindedir. 'Kadın için yasak mekan' olan sokağın anlamının değiştirilmesi mücadelesini verirler. Bu sokak eylemleri arasında amaç odaklı eylemler, taleplerin sıralandığı ama gece düzenlenen eylemler ve olay odaklı eylemler görürüz.
"87de dayağa karşı eylem, 89'da vapurlarda kadınlara iğne satılarak yapılan tacize karşı mor iğne eylemleri, gece yürüyüşleri, 8 martlarda eylem biçimi olarak sokakların tercih edilmesi ve 2010'da "sokaklar bizimdir hesap sorulmaz, 12den sonra büyü bozulmaz" sloganıyla düzenlenen sokak partileri buna örnek oluşturur.
"Feministlerin sokak eylemleriyle işaret ettikleri bir ikilik vardır: sokak, kadınlar için tehlikeli görülürken, güvenli mekânlar sayılan kendi evlerinde şiddete uğramaktadırlar".
Diyarbakır'da sokak, hayatın merkezi
Adnan Çelik, konuşmasında "Diyarbakır Hançepek Mahallesi'nde sokakların kontrolü ve yönetimi bağlamında PKK-Hizbullah ve Kürt-Çingene ayrışmalarını" ele aldı. Mahallenin çokkültürlülükten gettolaşmaya doğru evrimini sözlü tarih incelemesiyle anlatmaya çalıştığını söyleyen Çelik, bu mahellede eskiden türk, kerdani, kürt, ermeni, süryani ve yahudilerin bir arada yaşadığını ancak günümüzde etnik karşıtlıkları barındırdığından bahsetti.
"90'lı yıllara gelindiğinde zorunlu göçle köyden kente gelen yoksul kürtler bu mahalleye yerleşiyorlar. Ancak çingenelere karşı ciddi bir dışlama mekanizması işliyor. Bu dışlamanın asıl sebebi ekonomik rant paylaşımı ve kültürel önyargılar.
"Mahallede yaşanan bir diğer karşıtlık ise PKK ile Hizbullah arasında yaşanıyor. Diyarbakır'da sokak ciddi bir öneme sahip. Özellikle yazın insanlar içeri girmez, kilimlerini sokağa serip bütün günü orada geçirirler. Bu nedenle Hançepek'te sokaklarında gündelik hayatı kuşatan bir karşılaşma var."
Panelin yarınki programı şöyle:
10:00 - 1. Oturum: "Mücadelenin Belleği ve 1 Mayıs Alanını Geri Alma Mücadelesi" Göksun Yazıcı , Fahrettin Erdoğan
11:45 - 2. Oturum : Bellek Savaşlarının Mekânı Olarak Sokak
"Darbenin Hafıza Mekânları" Derya Fırat, Öndercan Muti
"Devrim Şehidine Adanan Mekânın İnşası ve İmhası" Turgay Gülpınar
"Toplumsal Hafızada 'Sokak' İmgesinin Dönüşümü: Sokak Ortasında Söylemi ve Sokağın Kriminalleştirilmesi" Bekir Düzcan, Murat Arpacı
14:00 - 3. Oturum : Gündelik Yaşam Pratikleri ve Sokak
"70'li Yıllarda Sol Hareketler ve Kolektif Örgütleyici Olarak Radikal Medya" İlkay Kara
"Kazımkarabekir Mahallesi'nde Kentsel Dönüşüm Karşıtı Hareketin Geçmiş Muhalefet Pratikleri ve Toplumsal Alışkanlıklarla İlişkisi" Gizem Aksümer
"Sınıfsal Öfke ve Arzunun Gösteri Alanı Olarak Sokak: Zeytinburnu ve 1 Mayıs Mahallesi Örnekleri" Deniz Yonucu
"Otoritenin Kıyısındaki Eyleyiş: Kahkaha" Mehmet Kendirci
"Dengbej Geleneğinin Kent Mekânına Geri Dönüşü : Mala Dengbêja" Yusuf Uygar
16:15 - 4. Oturum: Video/Eylem Atölyesi
Eylem görüntüleri üzerinden okumalar yapmayı amaçlayan atölyenin derdi kameranın eylemle, eylemcinin görüntüyle, meydanın perdeyle, propagandanın Show'la ilişkilendiği noktaları katılımcılarla birlikte araştırmak, "sol" yanımızın sokaktaki görünürlüğü üzerine kafa yormak...
Emre Özkapı (Karahaber)
Özlem Sarıyıldız (Karahaber Videoeylem Atölyesi)
Gürşat Özdamar (Mülksüzler Radyo ve Karahaber)
Oktay İnce (Karahaber Videoeylem Atölyesi). (ÇT/ŞA)