Toplumsal Cinsiyet Odaklı Haber Fotoğrafçılığı Atölyesi'nin Zoom programı üzerinden gerçekleşen üçüncü oturumu 8 Ağustos Cumartesi günü düzenlendi.
*Üçüncü oturum
12 katılımcının yer aldığı oturumda fotoğrafçı Şehlem Kaçar, “Toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve hak temelli habercilik” başlıklı bir sunum yaptı.
Toplumsal cinsiyet temelli şiddet
Şehlem Kaçar, sunumuna onay/onay inşası kavramlarını ve cinsel şiddetin medyadaki temsili ve toplumda algılanışını anlatarak başladı.
“Toplumsal cinsiyet temelli şiddet dediğimiz zaman aslında bir ayrımcılıktan bahsediyoruz” diyen Kaçar, toplumsal cinsiyet temelli şiddeti şöyle tanımladı:
“Toplumsal cinsiyet kalıpları, cinsiyete dayalı ayrımcılık ve cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan şiddet biçimlerinin tümüdür. Hak ve özgürlükleri ksııtlar, ortadan kaldırır veya kaldırmayı düşünür. Özel alanda da kamusal alanda da gerçekleşebilir.
*Şehlem Kaçar
"Tanıdığımız ya da tanımadığımız kişilerden gelebilir ve biz de farkında olarak ya da olmayarak uyguluyor olabiliriz. Aşağılama, alay etme, dışlama, tehdit etme, baskılama gibi davranışlarla başlasa da kişinin yaşamını tehdit etme noktasına da gelebilir."
Kaçar, “Toplumsal cinsiyet şiddet temelli şiddetle mücadeleye kendimizden başlamamız gerekir. Sessiz kalmak da şiddet ve baskıyı arttırır” dedi.
Kaçar, daha sonra katılımcılara “erkek fatma, ibne" gibi kavramlar vererek bu kavramlarla olumlu cümleler yazmalarını istedi.
Cinsel şiddet kavramı
Kaçar, cinsel şiddet kavramını, onay almaksızın, onay inşa ederek veya onay almanın söz konusu olamayacağı durumlarda kişinin/kişilerin uyguladığı, cinselliğe yönelik teşebbüs ve tehdit içeren her türlü eylem, davranış ve müdahale şeklinde tanımladı ve şöyle devam etti:
“Cinsel şiddet bir güç eylemidir. Cinsellikle ilgisi yoktur. Bireyi küçük düşürmek cezalandırmak, kontrol etmek veya üzerinde otorite ve baskı kurmak için cinsel eylemlerin araç olarak kullanılmasıdır.
“Her türlü, eylem ve müdahale derken de şunu kastediyoruz; Eylem girişimde kalmış olabilir, cinselliğe yönelik gözdağı, şantaj ve tehdit davranışları olabilir. Bedensel ve/veya cinsel bütünlüğe yönelik bir müdahale olabilir. Bunlar da cinsel sağlığı tehdit eden bir müdahale olabilir, üreme sağlığı ile ilgili ilaç ve hizmete erişimin engellenmesi ve cinsiyet kimliğine karşı yapılan zorunlu operasyonlar olabilir.
Rıza ve rıza inşası
“Bir kişinin belirli bir davranışı özgür iradesiyle, sözlü veya bedensel ifade yoluyla onaylamasıdır. Rıza inşası ise kişinin rıza göstermediği herhangi bir cinsel davranıştaki hayır’ıevet’e çevirmek için kullanılan ve fiziksel zorlama içermeyen ‘bütün’ yöntemlerdir.
“Burada temel almamız gereken şey kişi bunu gerçekten istiyor mu diye sormak ve kişinin onayı var mı yok mu diye sormamız gerekir.
“Cinsel şiddetin bir çok türü var. Bu akran zorbalığından mesleki şiddete kadar gidiyor. Bazen cinsel şiddet kitlesel de olabiliyor. Örneğin, savaş tecavüzleri ve kısırlaştırmalar, translara yönelik kırıslaştırmalar, hayvanlara yönelik cinsel şiddet gibi.
Cinsel şiddetin temsiliyeti
Kaçar, medyada cinsel şiddetin ve şiddete uğrayan kişinin (mağdurun), failin temsiliyeti üzerine, medyada yer alan fotoğrafları gösterdi ve bu fotoğraf üzerine katılımcılarl değerlendirmeler yapıldı.
Kaçar, kavramları anlatmaya şöyle devam etti:
“Mağdur, kurban ya da çaresiz demiyoruz hayatta kalan demeyi tercih ediyoruz. Sapık, canavar, pedofil demiyoruz, fail demeliyiz. Saldırgan demiyoruz çünkü saldırganlık fiziksel teması da içeriyor. Dolayısıyla mesela dijital şiddette kişinin saldırgan davranışları olmuş olabilir ama fiziksel bir temas olmadığı için saldırgan diyemeyiz, fail diyebiliriz. Kurban demiyoruz çünkü mağdur, kurban ya da kişiyi daha fazla ajıte edecek bir tanımdan kaçınıyoruz. Tecavüzcüsü de dememeliyiz.
Tecavüz kültürü
“Tecavüzün ve toplumsal şiddetin ataerkil normlar ve anaakım medya kanalları aracılığıyla toplumda normalleştirilmesi, önemsenmemesi ve şaka malzemesi yapılarak doğallaştırılması tecavüz kültürüdür.
“Tecavüzün normal olduğu, kadının güvenilmez olduğu, erkeğin doğal suçsuzluğu gibi mitlerin toplumda yaygınlaşması tecavüz kültürüne yol açar."
Cinsel şiddeti ihbar etmenin önündeki 10 engel
*Üçüncü oturum
- Cinsel şiddeti ihbar etmenin önündeki engelleri ise Kaçar şöyle sıraladı:
- Cinsel şiddete maruz bırakılan utandırılması ve suçlanması
- Travmanın etkileri
- Faillerin tanıdık veya yakın kişiler olması ihtimali yüksektir
- Hukukü bilgi ve yönlendirmeye erişimdeki eşitsizlik
- Cinsel saldırı suçlarında hükümsüzlük ve cezasızlık
- Polise ve kamu kurumlarına olan güvensizlik
- Ötekileştirilmiş gruplara yönelik orantısız hüküm ve cezalar
- İspat yükümlülüğü ve delil bulmanın hayatta kalana yüklenmesi
- Yasal sürecin şiddeti yaşayan için destekleyici olmaması
- Ekonomik yetersizlik, tehdit unsurları ve dezavantajlı durumlar
Cinsel şiddeti haberleştirme
“Cinsel şiddetle ilgili haberler, cinsel şiddete dair düşünme biçimimizi etkiliyor” diyen Kaçar, haberleştirmeyle ilgili şunları anlattı:
“Haber dilinizi oluştururken nötr ifadeler kullanın, 'söyledi, aktardı, dedi, ..ya göre' demeliyiz. İddia etti, öne sürdü demeyin.
“Saldırgan, sapık, canavar yerine fail demeliyiz.
“Alçakça, korkunç, iğrenç, gibi sansasyon yaratan uç ifadeler kullanmayın.
“Şiddeti yaşayan, maruz bırakılan, şiddetten hayatta kalan” gibi ifadeleri tercih edin.
“Hayatta kalanın, kimliğini, yönelimini, mesleğini vb. kendi beyan ettiği biçimde kullanın.
“Beyan edilmeyen referansları kullanmayın. Örneğin; solcu, eşcinsel, ülkücü, trans, erkek, travesti.
*Grup çalışması
“Fiille faili ilişkilendiren ifadeler kullanın. 'Tecavüz etti, taciz suçlamasıyla yargılanıyor' gibi.
“Cinsel şiddeti kesin bir dille ifade edin. Örneğin; cinsel istismar, taciz, tecavüz.
“Medya rızası vardı diyemez, toplumu rıza konusunda yönlendiremez.
“Haberin çerçevesinde, şiddet oluşurken kurumların ve sorumluların ihmali varsa sorgulayın.
“Fail ve maruz bırakılan arasındaki iktidar ilişkisini görünür kılın."
Grup çalışması
Kaçar son olarak katılımcılara örnek haberler verdi ve bu haberleri toplumsal cinsiyete dayalı şiddet haberciliği üzerinden yeniden yazmalarını istedi.
(SO/EMK)
Şehlem Kaçar kimdir?
Lisans yıllarında Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde toplumsal cinsiyet, fotoğraf ve eleştirel medya okumaları ile ilgilendi. Yüksek lisansında beden teorileri ve görsel sanatlar üzerine çalışmalar yaptı.
Danimarka Hükümeti Kültürel bursu kazanarak Aalborg Üniversitesi Feminist Araştırmalar Merkezi ve Eşitlik, Çeşitlilik ve Toplumsal Cinsiyet bölümleriyle bir dönem birlikte çalıştı. Amargi Kadın Kooperatifi'nde kolektifin bir parçası olarak görsel anlatım dili ve feminizm üzerine çeşitli üretimler gerçekleştirdi.
2016 yılında Helsinki Üniversitesi Medya Bölümü’nde ziyaretçi araştırmacı olarak bulundu, aralarında “Cinsel Şiddet Alanında Hak Temelli Habercilik Kılavuzu” da olan pek çok yayına ve akademik yayına imza attı. İstanbul Kadın Müzesi gönüllüsü, Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’nde medya atölyeleri yürütüyor.
İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Bilimleri Bölümü’nde fotoğraf ve toplumsal cinsiyet üzerine doktora çalışmasını sürdürüyor, İFSAK ve Galata Fotoğrafhanesi'nde Toplumsal Cinsiyet ve Fotoğraf konusunda ders veriyor ve Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği'nde Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddet, Cinsel Şiddet Alanında Hak Temelli Habercilik atölyelerinin yürütücülüğünü yapıyor.
Atölye BİA hakkında |
IPS İletişim Vakfı/bianet'in Atölye BİA adıyla düzenlediği habercilik seminerleri medyanın farklı birimlerinden gazetecilere, işsiz bırakılmış gazetecilere, iletişim fakültesi öğrencilerine ve gazetecilik yapmak isteyen herkese açık. Atölye BİA programları hak, toplumsal cinsiyet ve çocuk odaklı habercilikle barış gazeteciliği perspektifi ve tercihiyle temel gazetecilik, haber fotoğrafçılığı, yargı haberciliği, araştırmacı gazetecilik, yeni medya, görselleştirme araçları, dijital güvenlik gibi alan ve temalar üzerinden kuruluyor. Atölye BİA ile birlikte IPS İletişim Vakfı’nın 2002-2007 aralığında düzenlediği temel gazetecilik, kadın, çocuk, insan hakları odaklı habercilik eğitimleri ve 2008-2017 aralığında gerçekleştirilen Okuldan Haber Odası programları yıl içine yayıldı ve gazetecilere ve ilgilenen herkese açık hale geldi. Haziran 2018'de başlayan Atölye BİA programında, Aralık sonu itibariyle 8 atölye (7-13 Haziran Gazeteciler İçin Yeni Medya, 16-25 Temmuz Gazeteciler İçin Haber, 2 Eylül Kürtçe Habercilik ve Çeviri, 7-9 Eylül Haber Fotoğrafçılığı ve Fotoröportaj, 17-26 Eylül Çevre ve Kent Haberciliği, 1-8 Ekim Yargı Haberciliği, 15-23 ve 8-16 Kasım Gazeteciler için Haber Atölyeleri) 101 kişinin katılımıyla gerçekleştirildi. 2019 yılında ise farklı tarihlerde (11-18 Şubat, 20-27 Şubat, 14-21 Haziran, 22-29 Temmuz, 2-10 Eylül, 5-13 Aralık) altı "Temel Gazetecilik Atölyesi", yine farklı tarihlerde (27-28 Nisan Kürtçe Habercilik ve Çeviri, 4-5 Mayıs Dijital Güvenlik, 10-12 Mayıs Haber Fotoğrafçılığı, 13-20 Mayıs Gazeteciler Yeni Medya, 21-25 Ekim İklim Haberciliği, 11-15 Kasım Kadın-LGBTİ+ ve Yargı Haberciliği) altı tematik atölye düzenlendi. 2020 yılı boyunca temel ve tematik habercilik atölyeleri devam edecek. 2020 yılı başlangıcında düzenlenen atölyeler şöyle; 24-28 Şubat Uygulamalı Haber Atölyesi, 29 Şubat - 1 Mart Podcast Atölyesi, 11-26 Nisan Online Kürtçe Medya Atölyesi, 16-17 Mayıs Online Podcast Atölyesi, 27-31 Mayıs ve 13-17 Haziran Online Haber Fotoğrafçılığı Atölyesi. Bu proje İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı (SIDA) desteğiyle gerçekleştiriliyor. |
* Atölye BİA haberleri için tıklayın.