Yükseköğretim Kurulu (YÖK) dün tarihinde ilk kez “Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Duyarlı Üniversite Çalıştayı” düzenledi.
Türkiye’nin farklı üniversitelerinden kadın akademisyenler ve sivil toplum kuruluşlarının kadın temsilcilerinden oluşan katılımcılar bir gün boyunca şu dört ana tema üzerinde çalıştılar:
Tema 1 : “Toplumsal cinsiyet eşitliği” dersinin zorunlu ders olarak müfredata entegre edilmesi
Tema 2 : Üniversitelerin akademik ve idari personeline, toplumsal cinsiyet farkındalığının kazandırılması
Tema 3 : Üniversitelerde toplumsal cinsiyet eşitliğinin genel kabul görünürlüğünün sağlanması
Tema 4 : Üniversite ortamında şiddet, cinsel taciz, istismar ve mobbing
Gün sonunda çalıştaylarda oluşturulan raporlar YÖK’e sunuldu. Bu raporlar birleştirilip, en yakın tarihte yapılacak olan YÖK Yürütme Kurulu'nda ve devamında YÖK Genel Kurulunda görüşülecek.
Saraç: Üniversitelilerin yüzde 46’sı kadın
Çalıştay’da YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç ile birlikte Emine Erdoğan ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Doç. Dr. Ayşenur İslam da konuşma yaptı.
Saraç, açıköğretim programları hariç üniversitelerde önlisans ve lisans programlarına okuyan öğrencilerin yüzde 48’inin, , ikinci öğretimde okuyan öğrencilerin yüzde 40’ının, uzaktan öğretimde okuyanların yüzde 46’sının kadınlar olduğunu söyledi.
5 milyon 600 bin öğrencinin 2 milyon 599 binini yani yüzde 46’sının kadın olduğunu belirten Saraç, yüksek lisans ve doktora öğrencileri arasında kadınların oranının yüzde 40’dan fazla olduğunu açıkladı.
Üniversite bünyesindeki “Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezleri”nin ilkinin, 1989 yılında İstanbul Üniversitesi’nde kurulduğunu ve bugün sayılarının 62’ye ulaştığını belirten Saraç, çalıştayın hazırlık sürecini şöyle anlattı:
“Bu merkezlerde çalışan, kadın sorunları üzerine çalışmalarda bulunan akademisyenlerin, Rehberlik ve Psikolojik Danışma alanında konuya ilişkin araştırmalarda bulunan akademisyenlerin, üniversitelerdeki mobbing birimlerinde yer alan akademisyenlerin, eğitim sendikaları ve kadın sorunları üzerine odaklanan STK temsilcilerinden oluşan bu çalışma grubunu oluşturduk.”
Çalıştaydan öneriler
Çalışma gruplarının dört tema için hazırladıkları sonuç raporları gün sonunda paylaşıldı. Raporlardan öne çıkan öneriler şöyle:
1. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dersinin Zorunlu Ders Olarak Müfredata Entegre Edilmesi Ders müfredata nasıl eklemlenecek? * Üniversitelerde özellikle öğrencilerden gelen talebin varlığı ( Çeşitli üniversitelerden verilen örnekler bu tür bir genel eğilimi işaret ediyor) * 2547 sayılı YÖK kanununda belirtilen zorunlu dersler arasında yer alabileceği * Bologna sürecinin kredi sisteminde böyle bir zorunlu dersin açılmasına müsaade edecek esneklikte olduğu * Lisans programları kadar Yüksek lisans Programlarında da gerek duyulduğu. Dersin içeriği: * Farklı içeriklerin sorun doğuracağı görüşü kapsamında ortak bir içeriğin oluşturulması ve bu konuda daha detaylı bir çalışmanın gerekliliği Dersi kim, nasıl verecek? * Üniversitelerin sahip olduğu Kadın Araştırma merkezlerine uzman kadroların sağlanarak bu birimlerde yer alacak bir koordinasyon aracılığa yetkin eğitim kadrosunun oluşturulması. * Kadın Çalışmaları Yüksek Lisans Programları mezunları bu dersleri verilmesi için uygun adaylardır. Nasıl? * Pilot uygulama ile başlanabilir * Tercihe ve üniversite alt yapısına göre Uzaktan ya da Örgün Eğitim Olabilir. * Üniversite içi ve üniversiteler arası işbirliği kuvvetlendirilerek ortak modüller oluşturulabilir. * Yeni eğitim teknolojileri kullanılarak öğrencilerin aktif katılımı sağlanabilir. |
2. Üniversitelerin idari ve akademik personeline toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalığının kazandırılması * İstatistik yapılmalı, her üniversitede toplumsal cinsiyet algısını belirleyen standart ölçeklerle çalışmalar yapılmalı. Farkındalık konusunda mevcut durumu belirlemeye yönelik ortak anket düzenlensin, uzmanlar tarafından hazırlanan, kısa anlaşılabilir ve kolay cevaplanır olmalı. Bütün kurumlardan toplanarak Türkiye profili çıksın. * Her üniversite kendi çapında toplumsal cinsiyet eşitliği algısı, farkındalığı konusunda durum tespiti yapsın. Bu durum değerlendirmesi mevcut çalışmaların gözden geçirilmesi şeklinde de olabilir, yeni de yapılabilir. Bu çalışma için YÖK’te bir komisyon oluşturulmalı. * Karar vericilerin mutlaka toplumsal cinsiyet eğitimi konusunda farkındalıklarının arttırılması gerekli. Toplumsal Cinsiyet karnesi verilmeli. Üniversitelerde durum saptaması için araştırma önerilecek. Büyük olmamalı, örneklemle gerçekçi bir sayı elde edildikten sonra merkezlere görev verilerek bu çalışma üzerinden bir profil oluşturulsun. Farkındalık yaratıcı eğitimleri kimler nasıl verebilir? * Toplumsal cinsiyet eğitimi farkındalığı ile ilgili yapılanlar her zaman bu amaca hizmet etmiyor, hatta dezavantajlı hale getiriyor. Her ortamda kişileri toplumsal cinsiyete hassas hale getirmek önemli. Bu alanda formal eğitimi olan kişi sayısı yeterli değil. * Eğitimleri verecek kişilerin standart eğitimi yapılmalı (eğiticilerin eğitimi). Bazı merkezler bu eğitimi üstlenmeli ve eğiticiler eğitilmeli. * Eğitimi verecek kişilerin mutlaka sertifikalandırılması gerekli. Belli aralıklarla sertifikalar yenilenmeli. Kadın Araştırma Merkezleri bu bağlamda nasıl bir rol oynayabilir * Kadın uygulama merkezlerine yer, insan gücü ve bütçe temin edildiği takdirde işler yürür. * Merkezlerin koordinatör rolü oynaması gerekir. Yapılan tüm çalışmalarda konuyu, geliştirici, uyarıcı, sürdürücü ve sonuçları yayıcı bir rol alabilir. |
3. Üniversitelerde toplumsal cinsiyet eşitliğinin genel kabul görünürlüğünün sağlanması Mevcut durum: * Üniversitelerde kadın akademisyenlerin genelde sayısı iyi görünmekle birlikte akademik yükselmelere ve idari kadrolara baktığımızda kadın akademisyen oranlarının düştüğü görülmektedir. * Üniversitelerde kadın dostu fiziksel ve kültürel çevrenin yeterince sağlanmadığı bilinen bir gerçektir. Üniversitelerin akademik, idari kadro ve öğrenci alanlarında ataerkil bir yapının ağırlıklı olduğu bilinmektedir. * Üniversitelerde toplumsal cinsiyete duyarlı bir bilgi ve veri toplama mekanizması bulunmamaktadır. * Kadın akademisyenlerin akademik çalışmaları sırasında destek mekanizmaları (çocuk bakımı, kreş, vb) yetersizdir. Üniversitelerde toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine fiziksel çevrenin dönüştürülmesine yönelik girişimler: * Toplumsal cinsiyete duyarlı üniversite için öğrenci, öğretim kadrosu, yönetim kadrosu ve memurlar bağlamında eğitime önem verilmeli. * Öğrencilere kayıt olurken toplumsal cinsiyet ve şiddete ilişkin bilgi ve yönlendirme broşürleri dağıtılmalı. * Toplumsal cinsiyet eşitliği algısını, üniversitedeki bilimsel, kültürel, sosyal etkinlikler ile desteklemek için örtük müfredat oluşturacak çalışmalar yapılmalı. * Üniversite mekanlarının özellikle kadın öğrencilerin güvenliği için güvenli, aydınlık hale getirilmesi, kampüs içinde acil hat telefonları yerleştirilmesi gerekli. Üniversite içindeki ringlerin arttırılması, şehirden üniversite kampüslerine güvenli ulaşımın sağlanması kadın dostu bir çerçevenin oluşturulması açısından önemli. * Kampüs içinde kadın güvenlik görevlilerinin de çalıştığı gezici güvenlik araçlarının bulunması bir öneri olarak dikkate alınabilir. * Öğrenci yurtlarının, kadın ve erkek yurtları olarak kentin tamamen ayrı yerlerinde konumlandırılmasının bir fayda sağlamadığı, bu uzaklığın toplumsal cinsiyet uzaklığını beslediği görülmüştür. Okula uzak olan yurtların kadın yurdu olduğu, yakın olanların ise erkek yurdu olarak kullanıldığı örnekleri aktarılmıştır. Kadın öğrenci yurtlarının kampüse yakın alanlara taşınması önemli olacaktır. Üniversitelerde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ile İlgili Koordinasyonu Kim Ya Da Kimler Sağlayabilir? * Üniversiteler, Toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlılık konusunda bir değerlendirme sürecinde olmalıdır. Bunun için, YÖK bünyesinde, bu alanda çalışan akademisyenler ve Kadın Araştırma Merkezlerinden öğretim üyelerinin yer alacağı Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Akreditasyon Kurulu benzeri bir kurul oluşturulmasını öneriyoruz. Bu kurul, kampusun fiziksel çevresinin uygunluğundan başlayarak akademik ve yönetsel kadrolardaki cinsiyet dengesine kadar kontrol edecek bir mekanizma kuracakt. Bu değerlendirmenin sonucu, üniversitelerin bilimsel sıralamalarında önemli bir faktördür. * Üniversitelerin senatoları tarafından kabul edilmiş bir toplumsal cinsiyet eylem planı ve politikası olmalı ve duyurulmalı. Ankara Üniversitesi’nin Toplumsal Cinsiyet Eylem Planı, bu bağlamda örnek alınabilir. Bu, üniversitenin ‘katma değeri’ açısından çok önemlidir. Merkezlerin kapasitesi nasıl geliştirilebilir? * Merkezlerin mekansal koşullarının geliştirilmesi, merkezlerin çalışmaları ve kurumsal yapılarının güçlendirilmesi için önemlidir. Bunun için Kadın Araştırma Merkezlerinin mutlaka kendi çalışma mekanlarına ihtiyaçları vardır. * Merkezlerin çalışmalarını gerçekleştirebilmeleri için kadroya ihtiyacı vardır. Merkeze bu bağlamda kadın çalışmaları master ya da doktora yapmış olan en az 2 uzman kadrosu ile bir sekreter kadrosunun tanınması gerekmektedir. |
4. Üniversite ortamında şiddet, cinsel taciz, istismar ve mobbing * Toplumsal Cinsiyet. Eşitliği dersinin zorunlu ders olarak müfredata eklenmesi gerekli. * Cinsel taciz ve cinsel saldırı konusunda yükseköğretim kurumlarının tamamında farkındalık sağlayacak şekilde eğitim çalışmaları yapılmalı. * Yükseköğretim kurumlarında cinsel taciz ve cinsel saldırıya karşı destek birimleri kurulmalıdır * YÖK Türkiye çapında yükseköğretim kurumlarında cinsel taciz ve cinsel saldırı atlasını çıkarmak için gerekli çalışmayı yapmalıdır. *YÖK yükseköğretim kurumlarının idari yöneticilerinin görev tanımında cinsel taciz ve cinsel saldırıyı önleme faaliyetlerine yer vermelidir. * Cinsel taciz ve cinsel saldırının personel disiplin yönetmeliğinde açıkça suç olarak belirtilmesi ve açık bir şekilde tanımlanmaları zorunlu. * Disiplin yönetmeliklerine mobbingin suç olarak eklenip, açıkça tanımlanması zorunludur. (BK) |
** Dört temanın sonuç raporlarının tamamına ulaşmak için tıklayın;
Tema 1 : "Toplumsal cinsiyet eşitliği" dersinin zorunlu ders olarak müfredata entegre edilmesi
Tema 3 : Üniversitelerde toplumsal cinsiyet eşitliğinin genel kabul görünürlüğünün sağlanması
Tema 4 : Üniversite ortamında şiddet, cinsel taciz, istismar ve mobbing