Yani İngiltere'nin kayıplarının çoğu müttefik ateşi olarak adlandırdıkları Amerikan ateşinden kaynaklı. Gizliden gizliye Amerikalılara karşı bir kızgınlık var ancak bunu açığa vurmaları engelleniyor. Özellikle hükümet böyle bir aşamada güvensizliğin ortaya çıkmasını engellemeye çalışıyor.
Televizyona her çıkan bunların savaş sırasında olabileceğini, herkesin profesyonel davranıp bu olayları geride bırakması gerektiğine söylüyor. Bir haliyle televizyon ve diğer basında gizli bir sansür havası da var.
Askerimiz var, gürültü çıkarmayın
Bu durumda savaşa karşı olan insanlar eski sıklıkla BBC televizyonuna çıkarılmıyor mesela. "Şimdi savaşta iken, gençlerimiz ateş hattında iken bu tür şeylerden bahsetmenin vakti değil" lafı da ağızda bir sakız gibi dolaşıyor.
Bizim ülkemizdeki savaş yılları sansürünü ve toplumu susturma yöntemlerini ne kadarda çok hatırlatıyor. Orada askerlerimiz var, bu ülke için savaşıyorlar, fazla gürültü yapmayın sesinizi kesin demeye getiriyorlar kısacası.
Ama bu durum televizyon sunucularının bir başka kaza ile vurulma haberi vermekten korkmasını da, insanlarında sabah ilk uyandıklarında merak ve kaygı haber bültenlerinde önceki gece bir kazayla vurulma yaşanıp yaşanmadığını beklemelerini engelleyemiyor.
Türeyen savaş uzmanları
Bu sabah bir iş arkadaşımla konuşuyordum basının tavrını. Sıradan bir İngiliz olarak hayli şikayetçiydi. Bir müptela gibi tüm hafta sonu televizyon izledim, diyordu. Ne kadar çok savaş uzmanının türediğinden bahsetti.
Gerçektende her saat başı bir sürü uzman sıfatlı eski esir asker, körfez savaşıgazisi, eski büyükelçi ve komutanlar dilleri döndüğünce televizyona çıkıp savaşı yorumluyorlar.
Akıllarda Vietnam
BBC 1 yoğun olarak savaş ile ilgili haber ve programlar yayınlıyor. Irak kuvvetlerinin kontra atakları ve koalisyon kuvvetleri olarak adlandırılan İngiliz ve Amerikan güçlerine verdirdikleri kayıplar içteki kaygıyı arttırıyor. "Vietnam geri mi dönüyor" diye düşünmeye başladıklarını söylersek çok yanılmış olmayız.
En azından Vietnam akıllardan geçmeye başladı. İngilizler Vietnam'ı bilmiyorlar, şimdi savaşan Amerikan askerleri de sadece televizyon filmlerinden biliyorlar.
Cenazeler gelince?
İngilizler henüz kaybettikleri askerlerin tam isimlerini açıklamıyorlar. Kayıp iki askerin saklanmış olabileceğini söylüyorlar. Cenazeler henüz İngiltere'ye ulaşmadı. İsmi telaffuz edilen bir kaç asker için kiliselerde tören hazırlıkları başladı.
Herkes bu cenazelerin geldiği zaman yaşanacakları merak ediyor aslında. Bu törenler "savaş karşıtlığına dönüşür mü" demek kolay değil ama İngilizlere bu ölümlerin açıklanmasının zor olduğunu söylemek mümkün.
Daha aileler özellikle annelere konuşmaya başlamadı. Şimdilik başkalarının yaşamları üstüne politikacılar konuşuyor. Buna benzer başka örnekler yaşanırsa Amerikalılara ve hükümete tepkilerin artacağı kesin.
B-52'ler
Savaş karşıtı bazı gazeteler ölen sivil ve çocukların resimlerinin yanı sıra esir askerleri gösterip bu savaşın yanlış olduğuna halen inandıklarını yazıyorlar. Bugün düşürülen Amerikan helikopterleri kaygıyı gittikçe arttırıyor.
Bağdat'ı bombalayan Amerikan B-52 uçakları İngiltere'deki bir Amerikan üssünden havalanıp 5-6 saat içinde Bağdat'a ulaşıyor ve bombalarını şehrin üstüne bırakıyor.
Televizyon kanalları bu uçaklar havalanmadan önce alana bağlanıp uçak havalanana kadar canlı görüntüler yansıtıyorlar. Bu savaşın en korkunç silahı B-52 bombardıman uçakları. Savaş karşıtları üs çevresinde sürekli eylem yapıyorlar.
Blair kimseyi duymuyor
Sıcak ve güneşli bir Cumartesi günü yarım milyondan fazla insan 5 hafta önceki yürüyüşle iki ayrı koldan aynı güzergahı izleyip Hyde Park'ta toplandık. Ön hazırlıklar için bütün olumsuzluklara ve zaman darlığına rağmen yinede büyük bir insan topluluğu savaşın haksızlığını haykırdı.
Tam kapısının önünden geçmemize ve geçerken sesimizi bir kat daha yükseltmemize rağmen Bay Blair yine sesimizi duymuyordu. Bir gösterici gergin bir yüz ifadesi olan Blair Posteri üstüne 'Why you do not listen us we do not want war' (neden bizi dinlemiyorsun, biz savaş istemiyoruz) yazıp yürüyordu ama Blair kimseyi duymuyordu.
Çok renkli bir gösteriydi, İngiltere'ye ziyaret için gelmiş bir sürü insanda yürüyüşe katılıp dünyada ki savaş karşıtı gösterilerdeki yerini alıyordu. Almanya, Norveç, İtalya ve İsviçre'den gelenlerle tanışma imkanım olduğu için başka ülkelerden gelenler olduğunu biliyorum.
Öcalan'ı Saddam sandılar
Gösteriyi Savaşı Durdurma Koalisyonu, Nükleer Silahsızlandırma Kampanyası ve İngiltere Müslüman Dernekleri organize etti. 15 Şubatta ki yürüyüşte Kürtler sarı zemin üzerine basılmış bıyıklı Öcalan resmini taşırken insanlar onların Saddam resimlerini taşıdıklarını zannetmişlerdir. Kürtler bu soruları cevaplamak için epey zaman harcadılar.
Bu kez gösteride Filistin bayraklarının çokluğu dikkati çekiyordu. Bir kısım insan onun Irak bayrağı olduğunu düşünüyordu. Filistinliler ve diğer Araplar bunu açıklamak için ne kadar çaba sarf etti onu tahmin edemiyorum.
Bu arada belirtmekte fayda var çoğunlukla Filistin bayrakları olan gösteride Fransız ve Alman bayraklarını da tek tük de olsa görmek mümkündü. Fransızca ve İngilizce Fransa'yı destekleyen 'Yaşasın Fransa' ve 'Keşke Fransız Olsaydım' pankartları da göze fazlasıyla çarpıyordu.
Polisin atları ve helikopteri
Bir başka göze çarpan şey ise telefon kulübeleri ve duraklara yapıştırılmış Tony Blair'in telefonunun yazıldığı kağıtların çokluğuydu. Eylemin sonuna doğru bazı gruplar şehrin ana caddelerinde oturma eylemi yapıp yolları kapattılar.
En büyük tepki Bağdat üzerinde uçan helikopterler kadar korkunç olmasa da bütün yürüyüş ve gösteri boyunca havada uçan polis helikopterineydi. Bahsedilmesi gereken başka bir şeyde şu olsa gerek; İngiliz atlı askerlerini hepiniz bilirsiniz.
Bu gösteri için görevlendirilmiş atlı askerlerin atlarının parkın hemen girişinde bıraktıkları pisliklerin başında duran bir savaş karşıtı önce "dikkatli olun" diye bağırıyordu. İnsanlar bu insanın kendisini pisliğe basmaktan koruduğunu düşünürken asıl mesaj geliyordu: "Dikkatli olan Bush ve Blair dikkatli olun!'"
Parlamentoda zorlu sınav
Tony Blair bugün parlamentoda zorlu bir sınav verecek. Bugün Milletvekilleri Tony Blair'e savaşın gelişimi hakkında sorular soracaklar. Muhtemelen Müttefik ateşi ile ölümlere ilişkin sorular en başta gelecek.
İngiltere şaşkın ve şokta, sokaklar normalden erkenden boşalıyor, insanların çoğu erkenden televizyonun karşısına geçip haberleri izliyorlar. Herkes asker cenazelerinin gelmesini bekliyor. Savaş Karşıtları parlamento önünde sürekli eylem yapıyorlar.
Bu savaş durur mu? Kimse ihtimal vermiyor ama gelişmeler savaşı rahat kazanma düşüncesini kaygılı bekleyişe terk ediyor. Bu savaş Körfez savaşından daha farklı diyor başka bir savaş uzmanı sıfatıyla televizyona çıkarılan şahsiyet ve bütün İngilizler günde 10 kez el değiştirdiğini duydukları küçük körfez şehri Umr Qaşr'i şimdi çok iyi biliyor.
Ondan öte her söylenen hemen inanmaması gerektiğini de. Savaşa karşı olan kiliseler diğer dinlerin temsilcilerini ayinlerine çağırıp seslerini savaşa karşı ortaklaştırıyorlar.
Pubta yanımda birasını içip televizyondan savaş haberlerini izleyen bir İngiliz, "Savaş başlamadan önce savaşa karşı çıkan kiliseleri dinlemeyen Tony Blair böyle giderse savaş sonrası günah çıkarmak için kiliseye uğrar" diyor (MG/NM)