Fotoğraf: Hale Güzin Kızılaslan / csgorselarsiv.org
"Çocuğun istismara maruz bırakıldığının fark edilmesiyle başlayan bildirim sürecinde, çocuğun öncelikle ev ortamı, bakım verenlerle ilişkileri, sosyal çevresinde yer alan kişiler ve kurumlarla ilişkileri hakkında ayrıntılı sosyal inceleme yapılması ve durumun değerlendirilmesi, değerlendirme sonucunda çocuk için acilen gerekli olan başta koruma olmak üzere tedbirlerin alınması gerekirdi."
Sosyal Hizmet Uzmanı Doç. Dr. Figen Paslı, iki haftadır gündemde olan Hiranur Vakfı'nda 6 yaşındaki çocuğun istismara maruz kalması özelinde bu yorumu yapıyor.
Çocuğun istismara maruz kaldığını ilk olarak doktor fark etmiş ve polise haber vermişti. Savcılık soruşturma başlatsa da süreç ilerlememişti. Çocuğun kemik yaşının tespit edilmesinde yetişkin bir kişi devreye sokulmuş, ayrıca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da olaydan haberinin olduğunu açıklamıştı.
TIKLAYIN - Bakan Hiranur Vakfı'ndaki istismarı anlattı | Olay bize 2020'de intikal etti
Bu vaka özelinde Doç. Dr. Paslı, çocuğun korunmasında yer alan sistemlere, onların işlevlerine ve bu sistemlerin görevini yerine getirip getirmemesinin sonuçlarına yönelik sorularımızı yanıtladı.
Paslı, çocuk istismarının önlenmesinde özellikle sosyal hizmetler alanında bugün mevcut olmayan Toplum Merkezi uygulamasına dikkati çekerek "Çocukların yaşadığı ortamda istismar risklerinin belirlenmesi için önemlidir" diyor.
Çocuk istismarında birincil, ikincil ve üçüncül önleme
"Çocuk istismarının önlenmesi demek, etkin bir çocuk koruma sisteminin varlığı demektir. Etkin bir çocuk koruma sistemi ise çocuğun başına hiçbir şey gelmeden önlemleri almak, yani birincil önleme dediğimiz, çocuk haklarının hayata geçirilmesi ve hak ihlallerinin önlenmesi için koruyucu çevre oluşturmaktır.
"Koruyucu çevrede doğum öncesinden çocuğun sağlıklı gelişiminin izlenmesi, çocuğa ve bakmakla yükümlü olanlara yeterli yaşam standardının ve sosyal desteklerin sağlanması, temel eğitimin tüm çocuklar için erişilebilir olması yer alır.
"İkincil önleme ise çocukların ihmal ve istismara maruz bırakılmasına yol açacak riskleri fark etmek ve belirlemek, bu risklerin değerlendirilmesi ve korunma ihtiyacının belirlenmesine yönelik bildirimi kapsar.
"Üçüncül önleme tüm önleyici müdahalelerin yetersiz kalması sonucunda istismara maruz bırakılan çocuğun korunması, desteklenmesi ve iyileştirilmesini, çocuk dostu adalet sistemini kapsar. Bütün bu çalışmalar çocuk koruma sistemini oluşturan, sağlık, sosyal hizmet ve hukuk sistemlerinin görev ve sorumluluk alanında ve işlevleri arasında yer alır."
"Kurumların arasında eşgüdüm olmalı"
"Bu kurumlardan biri çalışmadığı, görevini yerine getirmediği zaman başta çocuğa ve sonrasında topluma etkisi ne oluyor?" sorusuna ise şöyle yanıt veriyor Doç. Dr. Paslı:
"Çocuğun korunabilmesi için koruma sisteminde yer alan kurumların kendi işlevini yerine getirmiş olması ve aralarında eşgüdüm olması gerekir. Çocuğun yararına yönelik çabalar için bu, gereklidir. Kurumlardan biri çalışmadığı zaman, çocuk yeterince korunmamış oluyor, sistem içerisinde ikincil istismara maruz kalıyor; güvenini ve inancını kaybediyor.
Çocuk ne yaşıyor?
"Kendini suçlama, utanma, becerilerde gerileme, kendine veya başkasına zarar verme davranışları geliştirebiliyor. Toplumda da kurumlara karşı güvensizlik oluşuyor. Güvende hissetmeme sonucu kaygı ve korku artıyor. Diğer insanlardan uzaklaşma, sosyal izolasyon durumları oluşabiliyor."
"Sistemlerin biri tarafından fark edilmesi..."
Çocuğun istismara maruz kaldığı ya da maruz kalma riskinin fark edilmesi durumunda olayın araştırılması ve değerlendirilmesi için bildirimin gerekli olduğunu belirten Figen Paslı şöyle devam ediyor:
"Bildirim, risklerin fark edilmesi durumunda sosyal hizmet kurumuna, bir suçun oluştuğuna yönelik kuşku oluşması durumunda adli makamlara bildirmeyi içerir.
"Çocuğun istismara maruz bırakıldığının fark edilmesiyle başlayan bildirim sürecinde, çocuğun öncelikle ev ortamı, bakım verenlerle ilişkileri, sosyal çevresinde yer alan kişiler ve kurumlarla ilişkileri hakkında ayrıntılı sosyal inceleme yapılması ve durumun değerlendirilmesi, değerlendirme sonucunda çocuk için acilen gerekli olan başta koruma olmak üzere tedbirlerin alınması gerekirdi.
"Sistemlerin biri tarafından fark edilen bir durum, örneğin eğitimine neden devam etmediğinin araştırılması ve sorgulanması çocuğun yaşadığı daha derin mağduriyetlerin önlenmesinde yol açıcı olabilirdi."
"Görevini yapmayan, ihmal edenler sorgulanmalı"Daha çok istismar eden kişiler üzerinden vakalar konuşuluyor. Peki, sistem içinde görevini yapmayan ya da göz yuman kurumların sorumluluğu ne kadar gündem oluyor, olmalı? Yaptırımlar nedir? Figen Paslı şöyle devam ediyor: "Yasal düzenlemelerde cinsel istismara maruz bırakılan çocuğu korumaya yönelik hükümlerin bulunması sistemin güçlü yanlarından. Ancak, sistem içerisinde yer alan profesyonellerin bakış açısı, tutumlarının uygulamalarda etkili olduğunu görüyoruz. "Çocuğun hakları olan bir birey olduğunu unutmadan, öncelikli yararı için gerektiğinde inisiyatif alarak yaklaşılması önemli. Burada da alanında uzman, yetkin olan profesyonellerin ve liyakata dayalı bir sistemin varlığının zorunlu olmasından söz ediyorum. "Kurum ve kişilerde görev ve sorumluluk ihlali olup olmadığı bağımsız denetleme mekanizmalarınca düzenli ve sürekli izlenmelidir. Görevini yapmayan, ihmal eden kişiler mesleki etik komisyonlarınca sorgulanmalı, yine kişiler ve kurumlar hakkında adli soruşturma yürütülmelidir." | |
Toplum Merkezi uygulaması
Doç. Dr. Paslı, "çocuğun başına bir şey geldikten sonra" sistemlerin devreye girdiğini söylüyor. İstismarı önlemeye yönelik ise şu önerileri sunuyor:
"Koruyucu ve önleyici çalışmalar yapıl(a)mıyor demek yanlış olmaz. İstismarı önleyebilmek için istismar risk faktörlerinin belirlenerek, uygun desteklerin, danışmanlıkların verilmesi gerekir.
"Özellikle sosyal hizmetler alanında bugün mevcut olmayan Toplum Merkezi uygulaması çocukların yaşadığı ortamda istismar risklerinin belirlenmesi için önemlidir. Toplum Merkezlerindeki sosyal hizmet uzmanları aracılığıyla her aileye, her çocuğa birebir ulaşılması mümkün olacaktır. Okullarda görev alacak sosyal hizmet uzmanları yine risk altında olan çocukların belirlenmesinde önemli işleve sahip olacaktır. Sosyal hizmet uzmanı çocuğun istismarına yol açabilecek riskleri belirlemek ve değerlendirmek için sosyal inceleme yapma, çocuğun sistemdeki kurum ve kuruluşlarla etkileşimini izleme ve yönlendirme; yani vaka yönetimi yapma konularında yetkin meslek elemanıdır.
"STK'ler de önemli işleve sahip"
"Bildirimi yapılan çocuğun sağlık, sosyal hizmet ve adli süreçlerdeki takibini, sistemlerin birbirleriyle eşgüdüm halinde çalışmasının sağlanmasını da vaka yöneticisi olan sosyal hizmet uzmanı yapmalıdır. Çocuklara yönelik uygulamalar yürüten sivil toplum örgütleri de istismar risklerinin fark edilmesi, haritalanması, savunuculuk anlamında önemli işleve sahiptir.
"Ayrıca çocuğa yönelik her türlü istismarın önlenmesi ve çocuğun korunması için ailelere, profesyonellere, öğrencilere yönelik eğitim, farkındalık çalışmaları yapma, hastaneye çeşitli nedenlerle başvuran çocuklarda istismar ve ihmale ilişkin risk değerlendirmesi yapma, istismara maruz kalan çocuklara yönelik tanı koyma ve tedaviyi yürütme işlevleri olan üniversite hastaneleri bünyesinde hastane temelli Çocuk Koruma Merkezlerinin arttırılması; var olanların işlevsel hale getirilmesi; bu Merkezlerde hastane içindeki birimler ve hastane dışındaki kurumlarla (okul, savcılık, mahkeme, sosyal hizmetler gibi) sistemlerle iletişim ve eşgüdümü sağlayacak olan sosyal hizmet uzmanının vaka yöneticisi olarak görevlendirilmesi gerekli."
(AÖ)