*Fotoğraf: AA
Türkiye Beyazay Derneği engellilerin, engelli yakınlarının, engelliye hizmet verenlerin ve toplumun engelliler ile ilgili bakış açısının değiştirilmesi ve bu yönde eğitim verilmesi için mücadele eden derneklerden biri. Talepleri de aslında bir o kadar basit: "Birlikte yaşama kültürünü arttırmalı, birbirimizi tanımalı ve anlamalıyız."
Türkiye Beyazay Derneği Şube Başkanı Salih Arıkan ile 7-14 Ocak Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası'nı, dile getirmeye çalıştıkları sorunları ve yaptıkları çalışmaları konuştuk.
Salih Arıkan, toplumun görme engellileri tanımadığını ve görme engellilere nasıl davranacağını da bilmediğini söylüyor. Bu yüzden bunu fırsata dönüştürerek, toplumun görme engellileri anlaması ve tanıması için çalışmalar yürütüyorlar.
"Sesli uyarı ve indüksiyon sistemi istiyoruz"
Arıkan bu çalışmalardan birkaçını şöyle anlatıyor:
"'Benim durağa geldik mi?' diye bir çalışmamız var. Görmeyen beyaz bastonuyla dolu kaldırımlarda ilerlemeye çalışır ve durağa gelir, mobil uygulamaları kullanıyorsa durağa gelen otobüsün saatini tahmin edebilir. Yoksa herkese bineceği otobüsü sormaya başlar. Hele bir de sorduğu kişinin otobüsü önce gelirse görme engelli biri bu sefer haber alacağım diye bekleyip kalabiliyor. Bir şekilde binebildi diyelim. Daha sonra onu bir sürpriz bekliyor. Halihazırda otobüslerde olan sesli uyarı sistemleri çalışmıyor.
"Çalışsa da sesi kısık oluyor. Bu sefer sürekli kaptana 'Abi benim durağa geldik mi?' diye sorup kalıyor. Dolayısıyla biz her ulaşım aracında aslında sesli uyarı sistemi, işitme engelliler içinde indüksiyon sistemi istiyoruz. Bunu maalesef hala yapmayanlar var.
"'Sarı çizgi burada' çalışmasında ise, sarı çizgilerin toplumdaki karşılığını sorgulmaya çalışıyoruz. Son yıllarda ana caddelerde sarı çizgiler artmaya başladı. Sarı çizgiler, sarı çizgi üzerinde yürümeyi tercih etmeyen ya da kaldırım ya da duvar takibiyle kapı arayanların ciddi bir sorunu oldu. Sizi zorla karga tulumba sarı çizginin üzerine koymaya ve yürütmeye çalışıyorlar. Bu da bizi rahatsız ediyor. Evet, 'Sarı çizgiler burada' deyip sesli uyarmaları yeterli olacaktır."
"Acıma ve sızlanmayla karşılaşıyoruz"
Arıkan, özel haftalar ve günlerde farkındalığın daha çok arttığını ancak diğer günlerde yine duyarlılığın kaybolduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor:
"Bizim çağdaş toplumunun sıkıntısı budur. Hafta ve gün neyse o konu üzerine konuşulur. Sonrasında unutulur.
"Engelliler gününde bizlere karşı daha çok acıma ve sızlanma davranışlarıyla karşılaşıyorum. Ama aslında talebimiz basit, birlikte yaşama kültürünü arttırmak, tanımaya ve anlamaya çalışmak gibi daha çok aslında birbirimizden farkımız olmadığını, bütün farklılıklara rağmen de hayatı paylaşmak için engel yok gibi düşünmemiz gerekiyor ama maalesef öyle olmuyor.
"Bu işin temelinde zihinsel dönüşümler var. Aslında ilkel toplumlarda öyleymiş ama çağdaş toplumda da karşımıza çıkıyor."
"İletişim kurun, anlamaya çalışın"
Arıkan, toplumsal yaşamın farklı alanlarında karşılaştıkları sorunları ise şöyle anlatıyor:
"Okullarda akran zorbalığı ile karşşılaşıyoruz. Öğretmen ve veliler engelli çocuklları istemiyor. Aksaray’da otizmli çocuklar istenmedi hatırlarsınız. Farklı illerde görme engelli öğretmenler istenmedi vs. Bu toplumsal yaşamın tümünde karşımıza çıkıyor. Engelli olduğunuz için size sürekli farklı yaklaşılıyor. Normal vatandaştan ayrı olarak, yardıma muhtaçmışçasına yaklaşımlar görüyoruz. İş hayatında engelli olduğu için iş bulamayanlar var. Evlenmek istediğinde kendiniz gibi engelli biriyle evlenmek durumunda kalıyorsunuz, kimse çünkü sizi istemiyor. Bu tarz yaklaşımlar çok var."
Arıkan, talepleri ise şöyle sıralıyor:
"Görme engellilerle karşılaştıklarında yardım isteyip istemedikleri sorulsun. Kolundan çekiştirmeyin. Zorla yardım etmeyin.
"Sarı çizgiye gelmeyen engelliyi, sarı çizgiye çekiştirmeyin.
"İletişim kurun, tanıyıp anlamaya çalışın.
"Beyaz bastonlu birini görünce dikkat etsinler, bastonu ezmesinler."
"Görme engellilerin hayatı, salgınla daha zorlaştı"
Öte yandan CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yüksel Taşkın da bugün 7-14 Ocak Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası vesilesiyle bir basın açıklaması yaparak, "Görme engellilerin Covid-19 salgını boyunca giderek derinleşen sorunlarına dikkat çekmek istiyoruz" dedi.
Taşkın, açıklamasında şöyle dedi:
"Görme engelli vatandaşlarımız için toplumsal hayatın her alanında bağımsız hareket edebilmek, kamusal alanları kullanabilmek, istihdamda yer almak, sağlığa, eğitime ve bilgiye erişmek bir haktır. Türkiye’de resmi verilere göre, 281 bin 439 görme engelli vatandaşımız yaşıyor. 19 yıldır iktidarda olan AKP’nin uyguladığı politikalar yüzünden haklarına erişimde ciddi sorunlar yaşayan görme engelli vatandaşlarımız için hayat, Covid- 19 salgınından sonra daha da zorlaştı.
"Sağlık ve eğitim hizmetlerinin, kamusal mekanların, kaldırımlar- yollar- alt üst geçitlerin ve toplu taşıma araçlarının gerektiği ölçüde erişilebilir olmaması, görme engelli vatandaşlarımız için salgın sürecinde de bağımsız hareket etme ve ihtiyaçlarını karşılama konularında sorunlar yaşamalarına neden oluyor.
"Özel tedbirlerin alınması gerekiyor"
"Görme engelli vatandaşlarımızın toplu taşıma araçlarına binmek, nesneleri dokunarak algılamak ve çevresindeki insanlarla etkileşim halinde bulunmak gibi kendisinden kaynaklı olmayan durumlar nedeniyle fiziksel mesafeyi koruyabilmek için daha fazla dikkat etmeleri gerektiği bir gerçekliktir. Bu nedenle sokakta, toplu taşıma araçlarında ve kapalı ortamlarda ciddi tedirginlikler yaşamaktadırlar. En temel insan hakkı olan yaşama hakkının görme engelli vatandaşlarımız için güvence altına alınabilmesi için birtakım özel tedbirlerin alınması ve yeni yöntemler geliştirilmesi gerekmektedir."
Taşkın görme engellilerin karşılaştıkları sorunların başında istihdamın geldiğini, uzaktan eğitimde de erişim sorunu yaşadıklarını belirterek, "Uzaktan eğitim görme engelli öğrencilerin algılayacağı şekilde yeniden düzenlenmeli ve desteklenmelidir. Bu nedenle engellileri temsil eden sivil toplum kuruluşlarıyla kalıcı ve sonuç odaklı bir etkileşim kültürü inşa etmeyi bir görev sayıyoruz" dedi.
(SO)