Bu arada, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı da, Tokatl'a ilgili inceleme başlattı. Savcılık, inceleme sonucunda dava açarsa, Tokat, yeni Ceza Yasası'nın (TCK) 257 ve 170. maddelerindeki içeren "görevi kötüye kullanma" ve "genel güvenliği kasten tehlikeye sokma" suçlarından 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacak.
Diyarbakır Barosu bombalamaların ortaya çıkarılmasını istedi
bianet'in görüştüğü Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır Yönetim Kurulu'nun kararıyla, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na bugün suç duyurusunda bulunulduğunu açıkladı.
Baro, Tokat'ın "Anayasal düzeni değiştirmek, yargı görevini yerine getiren hakim ve savcıları korkutmak ve yıldırmak amacıyla bombalama eylemi; yargıyı etkilemek; görevi kötüye kullanmak"tan yargılanmasını istiyor.
Tanrıkulu, başvuru dilekçelerinde, geçmişe yönelik bombalama eylemlerinin ortaya çıkarılmasını istediklerini de ekledi.
Alataş ve Bilgen: Tokat suçu övmekle kalmadı, suça teşvik etti
Alataş ve Bilgen de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdikleri suç duyurusu dilekçelerinde, Tokat hakkında soruşturma başlatılmasını, onunla birlikte suça karışanların ortaya çıkarılacak suçlarla ilgili yargılanmasını ve cezalandırılmasını istedi.
İki hak savunucusu, Tokat'ın şu suçları işlediğini söylüyor:
* Suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma
* Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit
* Yargı görevi yapanı etkileme
* Halkı kin ve düşmanlığa tahrik
* Görevi kötüye kullanma
* Suç ve suçluyu övme
Alataş ve Bilgen de Tokat'ın sözünü ettiği bombalama ve saldırı olaylarının ortaya çıkarılmasının önemli olduğunu dilekçelerinde belirtti.
"Asıl önemli olan, Altay Tokat'ın emriyle gerçekleşen eylemlerin hangilerinin olduğu ve bu eylemlerde kaç kişinin yaşamını yitirdiği ya da yaralandığının tespitidir. Çünkü gerçekleştirildiği ifade edilen bombalama ve saldırı olaylarının nerelerde, ne zaman ve nasıl gerçekleştirildiği bilinmemektedir.
"Bu eylemlerde Şemdinli örneğinde olduğu gibi ölüm ya da yaralanma olaylarının meydana gelip gelmediği bilinmemektedir. Bu yüzden, adı geçenin görev döneminin mercek altına alınıp, tüm olayların kuşkulu bir yaklaşımla araştırılması zorunludur.
"Üst düzey bir askeri yetkili olması dolayısıyla Altay Tokat'ın beyanlarından sonra bölgedeki olaylarla ilgili resmi açıklamaların hiçbirisinin inandırıcılığı kalmamıştır. Tüm olayların bağımsız ve tarafsız olarak araştırılması, resmi devlet kurumları adına bundan sonra yapılacak olan açıklamaların inandırıcılığı yönünden de son derece önemlidir."
Yurtsever Cephe: Sessiz kalmak onlardan yana olmak demek
Yurtsever Cephe Hukukçular İnisiyatifi de, bugün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak Genelkurmay Askeri Mahkemesi Savcılığı'na gönderilmek üzere Altay Tokat hakkında suç duyurusunda bulundu.
İstanbul Barosu'ndan beş avukatın Ozan Gülhan, Evren Demircan, Bilge Han, Can Acılıoğlu, Fulya Durak, Mahir Arduç'un imzalarını taşıyan suç duyurusunda, Tokat şu suçlarla suçlanıyor:
* Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması
* Kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma
* Askerleri itaatsizliğe teşvik
* Yargı görevi yapanı etkileme
* Devletin kurum ve organlarını aşağılama
* Halkı kin ve düşmanlığa tahrik
* Suçu ve suçluyu övme
Hukukçular, dilekçelerinin sonunda şöyle dediler:
"Adalet duygusunun yıpratılmasına, hizaya getirilmeye çalışılmasına, halkların kin ve nefretle doldurulmasına izin vermeyeceğiz. Altay Tokat'ın ve onun gibilerin elini kolunu sallayarak hareketlerine devam etmesine ve bunları övünerek anlatmasına sessiz kalmak, onlardan yana olmak anlamına gelmektedir. Biz, ülkenin yurtsever hukukçuları, sessiz kalmayı değil; barıştan ve kardeşlikten yana mücadele etmeyi seçiyoruz." (TK)