Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mimarlar Odası yayımladığı basın metninde Çamlıca Tepesi'ne dini tesis ve turizm tesisi yapılarak bölgenin yerleşime açılmasına karşı çıktı.
İstanbul'un ve topografyasının önemli simgesel peyzaj varlığı olan eşsiz doğal sit alanı olarak tanımlanan Çamlıca Tepesi'nin yapılaşmaya açılmasını tehdit olarak değerlendiren TMMOB, sürecin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 29 Mayıs 2012'de Çamlıca Tepesi'ne tüm İstanbul'dan görülebilecek bir cami yapılacağını açıklamasıyla başladığını hatırlattı.
"Çamlıca Tepesi, bu açıklamadan bir hafta sonra, 4 Haziran 2012 günü '1/5000 Ölçekli Nazım ve 1/1000 Ölçekli Büyük Çamlıca Özel Proje Alanı' adı altında "makam oluru" ile yapılaşmaya açılmıştır."
"Yaklaşık 150 bin metrekarelik kamuya ait doğal sit alanının yarısını dini tesis, diğer yarısını ise turizm alanı olarak yapılaşmaya açan karar, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ulusal ve evrensel koruma ilke mevzuatları ve hukuku yok sayılarak, hiçbir kurum, kuruluş görüşü alınmadan, 644 sayılı KHK' nin sağladığı hukuksuzluk şemsiyesi altında 'resen ve sessizce' onaylanmıştır."
"Özgün ve kendisi İstanbul'un simgelerinden olan tepenin asla ve hiçbir koşulda yapılaşmaya açılmaması, bir kamu değeri, bir doğal sit alanı olarak korunması ve yaşatılması düşüncesi göz ardı edilerek bu eşsiz değerin korunması fikri yok edilmiştir."
"TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi olarak, 'plan kararı' hakkında yargı yoluna başvurmak üzere hazırlıkların sürdürüldüğü son aşamada ise, basın ve yayın organlarından 'Çamlıca Silueti Mimarını Arıyor' başlığıyla ulusal bir mimari proje yarışmasının, 'İstanbul Cami ve Eğitim-Kültür Hizmet Birimleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği' tarafından açıldığını ve şartnamesinin yayımlandığını öğrenmiş bulunuyoruz."
"Açılan yarışmayla İstanbul'un eşsiz peyzaj değeri ve korunması zorunlu sit alanında yapılaşma kararına ve girişimine meşruiyet kazandırılması ve değerli doğal mirasın yarışma kurumu kullanılarak rant hedefine hizmet etmesi amaçlanmaktadır."
"Yarışmanın kendisi gerek içeriği, amacı ve yöntemi, gerekse ulusal ve uluslararası çağdaş mimarlık, çevre ve kent politikaları ve hukuku açısından kabul edilebilir değildir." (EKN)
* Basın metninin tamamı için tıklayınız