1 Ocak 2009’dan itibaren kullanılmaya başlanacak olan Türk Lirası banknotlarının ön yüzünde Mustafa Kemal Atatürk, arka yüzünde bilim ve sanatta öne çıkan isimlerin portreleri yer alıyor.
50 Türk Lirasının bir yüzünde ise yazar Fatma Aliye'nin portresi olacak. Daha eski dönemde fındık toplayan kadınların figürleri banknotta yer ederken böylelikle ilk kez bir kadın yazarın portresi kullanılıyor.
"Bir hanım" imzasıyla Fatma Aliye
Türk edebiyatının ilk kadın romancısı olarak tanınan Fatma Aliye 9 Ekim 1862'de İstanbul'da doğdu. Tarihçi Ahmed Cevdet Paşa ile Adviye Hanım'ın kızıdır.
Yaşadığı devirde bir kadının eğitilebileceğine inanılmadığından kendisine özel bir eğitim verilmese de ağabeyi Ali Sedat Bey'in evde özel hocalardan aldığı dersleri dinlemesi sayesinde kendini geliştirdi.
Fransızca merakının ortaya çıkması üzerine Fransızca dersleri aldı.
Fatma Aliye, 17 yaşında Gazi Osman Paşa'nın yeğeni Kolağası Faik Bey ile evlendi ve dört kızı oldu.
Evliliğinin ilk 10 yılında ancak eşinden gizli olarak kitap okuyabilen Fatma Aliye, eşinin bu konudaki tutumunun değişmesinden sonra onun izni ile tercümeler yapmaya başladı.
Edebi yaşantısı 1889 yılında George Ohnet'in Volonte adlı romanını Meram adıyla çevirmesi ile başladı.
Bu romanı "Bir Hanım" imzasıyla yayımlamıştır. Bu başarısıyla babasının dikkatini çeken Fatma Aliye, kendisinden ders almaya, fikir tartışmaları yapma olanağına kavuştu.
"Bir Hanım"'ın gösterdiği çabalar, yazar Ahmed Mithat Efendi tarafından Tercüman-ı Hakikat gazetesinde övüldü ve yazar kendisini manevi kızı kabul etti.
Fatma Aliye, bu ilk çevirisinden sonraki çevirilerinde "Mütercime-i Meram" takma adını kullandı.
1891 yılında Ahmet Mithat Efendi ile birlikte Hayal ve Hakikat adlı romanı yazdı. Romanın kadın ağzından olan kısmı Fatma Aliye'nin erkek ağzından olan kısmı Ahmet Mithat Efendi'nin kaleminden çıkmıştı.
Eser, Bir kadın ve Ahmet Mithat imzasıyla yayımlandı.
Fatma Aliye, 1892 yılında Muhadarat adlı ilk romanını kendi adıyla yayımladı. Bu romanında bir kadının ilk aşkını unutamayacağı inancını çürütmeye çalıştı.
1899 yılında yayımlanan Udi adlı romanında görevi üzerine gittiği Halep’te yaşamına tanık olduğu bir kadın udiyi anlattı.
Eserlerinde kadın gözüyle evlilik, eşler arasındaki uyum, aşk ve sevgi kavramı, birbirini tanıyarak evlenmenin önemi gibi önemli konuları işleyen Fatma Aliye'nin diğer romanları Ref'et, Enin, Levayih-i Hayat isimlerini taşır.
Yazar romanlarında bireyleşme çabasında olan, çalışan, para kazanan, erkeğe ihtiyaç duymayan kadın kahramanlar yaratır.
Fatma Aliye Hanım, edebi eserlerinin yanısıra kadın sorunları ile ilgili de eser vermişti.
Kadınlara Mahsus Gazete'de kadın sorunlarına ilişkin makaleler yazmış ve Geleneksel görüşlerden kopmadan kadın haklarını savunmuştur.
Fatma Aliye, Hilal-i Ahmer Cemiyeti'nin de ilk kadın üyesi. 1897 yılında asker ailelerine yardım amacıyla Nisvan-ı Osmaniye İmdat Cemiyeti adlı bir dernek kurdu. Bu dernek, ülkedeki ilk resmi kadın derneği.
Fatma Aliye'nin eserleri 1893 yılında Dünya Kadın Kütüphanesi Kataloğu'nda sergilendi. Fatma Aliye, soyadı kanunundan sonra Topuz soyadını aldı.
Fatma Aliye 13 Temmuz 1936 tarihinde İstanbul'da vefat etti.
Fatma Aliye ilk Osmanlı feministlerinden Emine Semiyye'nin ablası, tiyatro ve sinema oyuncusu Suna Selen'in anneannesidir.(EZÖ)
* Vikipedia'dan yararlanarak hazırlandı.