Hazırladığı tasarıyı, üniversitelerin güzel sanatlar fakültelerine,İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'na, Kültür Bakanlığı'na, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü ve bazı özel tiyatrolara gönderen TSE, tasarıyı, önümüzdeki Eylül ayı gibi hayata geçirmeyi planlıyor.
Tasarının,henüz görüşme aşamasında olduğunu belirten TSE Standart Hazırlama Daire Başkanı Mustafa Aguş, tasarının ilgili yerlerden gelecek görüşler doğrultusunda geliştirileceğini söyledi.
Tiyatro sanatçıları Zafer Diper, Lale Mansur, Kubilay Tunçer ve Bengi Heval Öz ise, tiyatro sanatının ve sanatçısının standardize edilemeyeceği görüşünde.
Türk tiyatrosunun, tiyatro sanatçılarının kişisel çabalarıyla geliştiğini vurgulayan Diper, Mansur, Tunçer ve Öz, tiyatronun öncelikli sorunlarına çözüm bulunmasını istiyorlar...
Aguş: Meslek olarak tanımlanan ne varsa...
Tasarıya ilişkin olumsuz görüşleri ve önerileri de dikkate alacaklarını belirten Aguş, "tasarıyla, yapılan işte kaliteyi artırmayı ve bu işe gerçekten emek veren insanların hak ettikleri yerlere gelmelerini sağlamayı" amaçladıklarını vurguladı. Aguş, şöyle konuştu:
"Bizim hazırladığımız tasarı, meslek standardını içeriyor. Kesinlikle sanata müdahale değil. Elbette ki sanatta esas olan kişisel yetenektir ve sanatın belli bir kalıba sokulması ya da 'kategorize edilmesi' söz konusu değildir. Ancak ilgili Avrupa Birliği (AB) kriterleri doğrultusunda mesleki standartların oluşturulması zorunludur."
Tasarının, şu an ilgili yerlerde çalışan tiyatro personelini kapsamadığını, hayata geçirildikten sonra bu alanlarda çalışacak olanlar için esas alınacağını ifade eden Aguş,"TSE olarak, ilgili mevzuatlarda 'meslek' olarak tanımlanan ne varsa, hepsi için bir standart tasarısı hazırlamayı kendimize misyon edindik" dedi.
Diper: Kara güldürü örneği
"Tiyatro metrelerle satılabilen bir kumaş cinsi ya da herhangi bir madde değildir" diyen tiyatro oyuncusu ve yazarı, Zafer Diper, "TSE hangi ölçütlere göre tiyatrolara, kıstaslar koyabilir?" diye sordu.
"Uygulamayı anlamanın çok güç olduğunu" belirten Diper, "Tiyatro ve tiyatro beğenisi öznel bir görüş açısıyla biçimlenen bir olgudur. Tiyatro konusunda bir değerlendirme yapmak da tiyatro emekçilerinin ve izleyicilerinin işidir" dedi.
TSE'nin, tiyatro için böyle bir "standart tasarısı" hazırlamasını bir "kara güldürü" örneği olarak değerlendiren Diper, Türk Tiyatrosunda birçok sorunun olduğunu ve öncelikli olarak bunlarla ilgilenilmesi gerektiğini belirtti.
Diper sözlerine şunları ekledi:
"TSE ve diğer yetkili kurumlar, Türkiye'de tiyatro yapmanın ne kadar zor olduğunu, tiyatrocuların hangi koşullar altında tiyatro yapmaya çalıştıklarını biliyorlar mı?.Biliyor ve tiyatroların daha kaliteli işler üretmesini istiyorlarsa , bu ülkede ödenekli-ödeneksiz , amatör-profesyonel olsun tiyatro uğraşı içindeki insanlara önce bir şapka çıkarıp, birazcık maddi-manevi destekte bulunsunlar."
Mansur: TSE'nin standart tasarısına ihtiyacı var
Tiyatro ve sinema oyuncusu Lale Mansur ise, "tiyatrodan önce, TSE'nin böyle bir standart tasarısına ihtiyacı olduğunu" söyledi.
Tiyatroda "yeteri kadar" sorun olduğuna dikkat çeken Mansur ayrıca, "Bu uygulama, onların sanattan hiçbir şey anlamadıklarını gösteriyor.Yazar olsaydım, bununla ilgili bir komedi yazardım" dedi.
Tunçer: TSE'nin Türk mizahına katkısı
Tiyatro yazarı ve oyuncusu Kubilay Tunçer ise, "TSE bir şey yapmak istiyorsa, önce tiyatro salonlarının alt yapılarını standardize etsin" şeklinde konuştu.
Nitelik ve niceliğin farklı şeyler olduğunu belirten Tunçer, "sanatın, hesaba-kitaba gelmeyeceğini", bu tür girişimlerin, "pratikte bir karşılığı olmayacağını" söyledi ve ekledi: "TSE'yi, Türk mizahına yaptığı katkıdan dolayı tebrik ediyorum."
Öz: Türk tiyatrosu birkaç Don Kişot'un kişisel çabalarıyla ilerliyor
Tiyatro oyuncusu Bengi Heval Öz, "Böyle bir uygulamayı esas alırsak, Genco Erkal'ı, Şener Şen'i, Türkan Şoray'ı ve daha bir çok kişiyi oyuncu olarak saymamamız gerekiyor. Çünkü bu insanlar, herhangi bir üniversitenin oyunculuk bölümünden mezun değil. Ama bu, onları daha az sanatçı yapmaz" dedi.
Sanattın, böyle bir standart kalıbına sokulamayacağını vurgulayan Öz, "hükümetlerin, tiyatroya ve diğer sanat alanlarına hiçbir zaman yeteri kadar duyarlı olmadıklarını, tiyatronun, birkaç 'Don Kişot'un kişisel çabalarıyla ilerlemeye çalıştığını" söyledi. Öz ayrıca, böyle bir uygulamanın tiyatro sanatına hiçbir katkı sağlamayacağını ve girişimin başarısızlıkla sonuçlanacağını sözlerine ekledi.
Tasarıya göre tiyatro yazarı, oyuncusu, yönetmeni
Hazırlanan standart tasarısına göre tiyatro yazarı, "4 yıllık bir yüksek öğrenim programının tiyatro bölümünü veya dramatik yazarlık ana sanat dalını bitirmiş veya en az 1 adet oyunu devlet tiyatrosunda veya profesyonel bir özel tiyatroda sahnelenmiş, sahne olanaklarını bilen, ayrıca bu olanakların pratikte uygulama biçimlerine hakim ve aranan diğer özellikleri taşıyan kişi" olmalı.
Tasarıda tiyatro oyuncusu ise "4 yıllık yüksek öğrenim programlarının tiyatro oyunculuğu bölümlerinden veya konservatuar mezunu, prova ve temsiller sırasında sahne üzerinde rolünü icra eden kişi'" olarak tanımlanıyor.
Tiyatro yönetmenliğinin, "bir drama yapıtındaki çeşitli sahne yorumlama tekniklerinin sahne tasarımı, giysi, müzik, ışıklama, oyunculuk gibi belli bir oyun zamanı ile belli bir oyun mekanı içinde biçimlendirilmesi ile ilgili meslek alanı" olarak tanımlandığı tasarıda, suflör ise "en az lise mezunu, tiyatro oyununda, provalar ve temsiller sırasında oyun metninden takip eden, gerektiğinde oyunculara hatırlatmalar yapan kişi" olarak tarif ediliyor. (GE/BB)