Ankara, İstanbul, Diyarbakır, Kırıkkale ve Mardin'de KCK operasyonları kapsamında Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Birliği (SES) Öğrenci Komisyonu ve Türk Tabipler Birliği (TTB) Tıp Öğrencileri Kolu üyesi öğrenciler bugün gözaltına alındı.
Fırat Haber Ajansı (ANF) ve gazeteler operasyona ilişkin "90'a yakın öğrenci gözaltına alındı" derken Anadolu Ajansı (AA) gözaltı sayısını 49 olarak verdi.
TTB, Eğitim-Sen ve SES öğrencilerin gözaltına alınmasını bu akşamüstü saat 18.00'de Yüksel Caddesi'nde bir basın açıklamasıyla protesto etti. Basın açıklamasında üzerinde "Kürt'e yaşamak, işçiye grev, kadına kürtaj, öğrenciye düşünmek yok" yazılı döviz açıldı.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Milletvekilleri Ayla Akat Ata ve Nursel Aydoğan ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı da basın açıklamasına katılanlar arasındaydı.
Erdolu: "Öğrenciler iki kez mağdur ediliyor"
Sendikalar adına basın açıklamasını okuyan SES Genel Başkanı Çetin Erdolu, öğrencilerin sınav döneminde gözaltına alınarak iki kez mağdur edildiğini söyledi.
"Bugünkü gözaltının, final sınavlarının olduğu dönemde yapılmış olması manidardır, AKP'nin eğitime ne kadar değer verdiğini göstermektedir ve öğrencilerin mağduriyetini daha da arttırmaktadır."
Özgen: "Operasyonlar keyfi"
"Bu gözaltılarla, hükümet tekçi-otoriter anlayışını sürdürmektedir" diyen KESK Genel Başkanı Lami Özgen de sınav döneminde yapılan operasyonların keyfi olduğunu dile getirdi.
"Sivil Toplum Kuruşları (STK), muhalif kesimler üniversite gençliğine bilinçli olarak geliştirilen baskılara karşı sesini yükseltmelidir."
Bilaoğlu: "Korkutmaya çalışıyorlar ama beyhude"
TTB Merkez Konseyi Başkanı Eriş Bilaoğlu ise baskılar karşısında mücadele veren insanların korkutulmaya çalışıldığını belirtti. Bilaoğlu "Bu çabalar beyhude bir çabadan öteye gitmeyecektir" diye konuştu.
Ata: "Bu diktatörlük yönetimidir"
bianete konuşan Ayla Akat Ata, yapılan operasyonlarla ülke geleceğinin ipotek altına alınmaya çalışıldığını belirtti.
"Bu ülke de doktorundan, avukatına, öğrencisine kadar muhalif kimliğini ortaya koyan herkes baskıyla karşılaşıyor.
Muhalefete tahammül edemediğini açıkça gösteren bu rejim demokratik olamaz. Bunun adı diktatörlüktür. Bu mesleğe adım atmadan dahi insanlar tehdit olarak görülüyor." (SK/HK)