“Yeşil Yol” projesini durdurmak isterken gözaltına alınan 11 yaşam savunucusundan Timur Danış yaşadıklarını ve Yeşil Yol’daki son gelişmeleri anlattı.
Samsun, Bayburt, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize, Trabzon, Artvin’i içine alan sekiz ilin yaylalarında yapımına başlanan “Yeşil Yol” projesi, Çevre ve Ekoloji Hareketi (ÇEHAV) avukatlarının açtığı dava sonucu resmi adı 'Yaylalar Arası Bağlantı Yolu' olan “Yeşil Yol” ile ilgili ilk durdurma kararı Temmuz 2015’te çıkmıştı.
Daha sonrasında Yeşil Yol’un iptali üzerine Tema Vakfı’nın yaptığı itiraz başvurusunda Danıştay, 15 Ekim 2015’de yürütmeyi durdurma kararı vermişti.
Yürütmeyi durdurma kararının olmasına rağmen Yeşil Yol’un çalışmalarına devam edilmiş, buna karşın bölgedeki yaşam savunucuları da yol çalışmasının durdurulmasını için hukuki ve meşru yollara başvuruyorlar.
Dün ellerinde yürütmeyi durdurma kararı olmasına rağmen yol çalışmasını durdurmayan jandarma, ‘iş güvenliğini’ ve ‘işi yaptırmamaktan’ yaşam savunucularından Timur Danış, Deniz Ertanç, Sultan Pelit, Yeliz Ertanç, Kazım Ertanç, Serkan Akay, Gökay Atalay, Fatih Tarakçı, Süreyya Yücel, Perihan Demirci ve Meliha Demirci olmak üzere toplam 11 kişiyi gözaltına aldı; ifadelerini alıp akşam saatlerinde serbest bıraktı.
"Bugün yaylaya çıkamadık"
Jandarma tarafından gözaltına alınan ekolojist ve Leman Dergisi yazarı Timur Danış ile bölgede yaşanan gelişmeleri ise şöyle anlatıyor:
“Ayder Çamlıhemşin’i geçtikten sonra Avusor, Yukarı Kavrun, Ayder ayrımı var. Burayı jandarma 20 robokopla keserek yolu geçilmez hale getirdiler. Çalışma yapılan yerin bir tarafı orman bir tarafı ise uçurum şeklinde biz bugünde oraya gittik fakat gazeteciler dahil kimseyi geçirmediler.
“Bir gün öncesine dönersek dün Yukarı Kavrun’da Yeşil Yol çalışmaya başladı. Biz o çalışmayı daha önce defalarca durdurduk. Üstelik onu can güvenliğimizi tehdit ettiği için durdurduk jandarma ise bunu iş güvenliğini aksattığımız şeklinde yorumlayarak önce beni gözaltına aldı daha sonra kadınları, erkekleri herkesi teker teker gözaltı yaptı. Bizi Çamlıhemşin karakoluna getirdiler. İfadelerimiz alındıktan sonra akşam 19:00 gibi bırakıldık.
“Üç yayla yolu kesildi”
“Bugün üç yaylanın yolu kesilmiş oldu. İnsanlar yaylalarına gidemediler ve bu vasıtayla da Yukarı Kavrun çalışması devam etti. İki ekskavatörle şuan süratle ilerliyorlar. CNN muhabirini yukarıya bir ara bıraktılar ve Albay’ın yanına giderek ‘ben de gidebilir miyim’ dedim ancak izin vermediler. Daha sonra yaylacılarla aramızda bazı sorunlar yaşamamak için geri döndük. Geri dönemizin sebeplerinden bir tanesi de o sırada kalabalıklaşmamız mümkün değildi o saatte, bundan sonrakine bakacağız artık…
“Eylemimiz hukukidir, meşrudur”
“Bizi alma gerekçileri yanlıştı. Onlar iş güvenliği ile işi engellemekten aldılar. Oysaki biz kendi can güvenliğimiz için bulunuyorduk ve bunu da bizi gözaltına alanlara belirttik. Pratik sonuç, ekskavatör orada bizim can güvenliğimizi hiçe sayarak çalışabilir. Biz bunun engellenmesi için canımızı ortaya koyarak engelledik ve böylece ekskavatör durmak zorunda kaldı. Bunu gördüler, bu direnişi gördüler ve bundan korktukları için teker teker gözaltına aldılar ve alanı boşaltmış oldular böylece. Burada son derece teknik ve hukuk açısından doğrudan bir eylem vardır; hukukidir, meşrudur. Bunu çok ince anlamak ve anlatmak lazım…
“Arkadaşlarımın elinde Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı var TEMA vakfının açtığı, Doğu Karadeniz tur planını durduran karardır. Bu karar elimizdeydi bunu okuduk ve bununla ilgilenmediklerini emir aldıklarını söylediler. Önce izinlerinin olup olmadığını ve kimden emir aldıklarını sorduk. İzin belgelerini göstermeyip ve göstermek zorunda olmadıklarını da söylediler. Bunun üzerine bizler de orada kanunun verdiği hakkı kullandık. Sonrasında ise jandarma geldi…
“300 kişiyle yolumuza bırakılan dozeri 50 gün durdurduk”
“Şuan bir plan var 1965’den gelen kalkınma planlarıyla gelen darbeyle devam eden Yeşil Yol’a bağlanan bir üst plan. Burada insanlara ev yaptırmazlar, çivi çaktırmazlar, hayvanları otlattırmazlar, ayı salarlar bu bölgede insanların yaşamaması için her şeyi yaparlar. Yerel halk o kadar yıldırılmış ancak bir o kadar da yaşam sevinciyle dolu ki geçen sene 300 kişiyle yolumuza bırakılan dozeri biz, 50 gün durdurduk. Bunu bu halk yaptı. Dünya dayanışmasıyla birlikte yaptık. Yaylacılık hayvana bağlıdır. Ve oradaki direniş insanlarla hayvanların ortak direnişidir. Yeşil Yol’a karşı şimdi bir üst irade insanlar gitti, hayvanlar gitti diye fırsat bilip orada ekskavatörleri sokuyorsa benim halkım görüp bunları yazdı, unutmadı! Durum budur.
“Orman ve Çevre Bakanı Veysel Eroğlu, yaylaya ağaç dikilmez”
“Orman ve Çevre Bakanı Veysel Eroğlu bizim orada bulunmamız üzerine bir açıklama yapmış Artvin’de CNN muhabirine, ‘Biz yeşil yolu yapacağız’ diye. Ben şimdi söyleyeceğim sözlerden kaynaklı hicap duyuyorum. Bir bakan yaylaya ağaç dikelemeyeceğini bilmeli, şimdi ben soruyorum denize ağaç dikilir mi? Yaylaya ağaç dikilmez!” (OÜ/HK)