"Bu küçük alanı çalışma, üretme, düşünme, durma, hayal kurma mekânı olarak tasarladık" diyor oyuncu Tilbe Saran, iki kadın arkadaşıyla birlikte büyük bir emekle hayata geçirdiği Atölye Portakallık'ı anlatırken.
Burası Muğla'nın Ula ilçesindeki Portakallık köyündeki 15 yıldır boş olan bir ahır. Bir keçi ahırı, iki odalı bir ev ve bir büyük ahır. Engin İyimen Taner ve ve kızı Irmak Taner ile birlikte kuruyorlar Atölye Portakallık'ı.
"Para yolla, sana ev alacağım!"
Dört yıldır üzerinde uğraştıkları proje fikri ilk olarak bölgede 15 yıldır yaşayan arkadaşı sayesinde düşüyor aklına Saran'ın:
"İstanbul'daki hayatımıza pek üzülerek ve endişeyle bakıyordu ve bir gün telefon etti bana 'para yollar mısın' diye. 'Tabi ne oldu, hayırdır' dedim. 'Sana ev alacağım' dedi. Böyle kulağıma kar suyu kaçmış oldu. Bir iki yer gösterdi bize Lale, sonra burayı gördük. İçinde yıkık üç tane bina vardı. Daha kapıdan girmeden burası güzel stüdyo olur dedim.
"Biz üç kadın bu işe giriştik. Zaman ve ekonomimiz el verdikçe, yerel ustalarla da bütün orijinal yapıları yeniden ayağa kaldırarak bir atölyeyi hayata geçirdik. İlk olarak eylül ayında Kadir Has Üniversitesi'nden kendi öğrencilerimi ve eğitmen kadrosunu davet ettim, acaba yeterli hizmet verebiliyor muyuz diye. Baktık ki tamam, bütün altyapı yeterli ve ihtiyacı karşılıyor."
"Hepimize hayal kurdurtan bir mekan oldu" diye ekliyor, başta da isminden o ilhamı aldıklarını söylüyor:
Beşi bir yerde yörük köyleri
"Portakallık ismini çok seviyoruz, çok etkilendik bu isimden. Beşi bir yerde gibi o köyler, yan yana. Karaböğürtlen, Elmalı, Portakallık, Yeşilova ve Gökova. Masalımsı isimler. Hepsi yörük köyleri. Bizim köyümüz, Portakallık, deniz tarafında değil, orman içinde."
Eylül ayında KeKeÇa Beden Perküyonu Topluluğu ile bir deneme atölyesi yapıldı. Bu sırada "Dirmit" isimli oyun da Portakallık Düğün Yerinde ilk kez tiyatro izleyen bir gruba sahnelendi.
Ekim ayında ise Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin katkısıyla Forum Tiyatro atölyesi hayata geçti.
Forum Tiyatro Atölyesi, toplumsal sorunlara yaratıcı çözümler üretmek isteyen bireylere tiyatro yoluyla dönüşüm eğitimi vermeyi hedefliyor. Atölye, Kuringa Berlin'den Christoph Leutch yürütücülüğünde ve Çatı Atölye kurucusu Klinik Psikolog-Psikodramatist İnanç Sümbüloğlu'nun kolaylaştırıcı rolündeki desteği ile gerçekleşiyor.
"Forum Tiyatro"yu şöyle anlatıyor Saran:
Seyredenle oynayan yer değiştiriyor
"Forum tiyatro bir teknik, ezilenlerin tiyatrosudur bir adıyla. Herhangi bir sosyal sorunu çözmek üzere tiyatronun kullanıldığı ve daha sonra seyredenle oynayanın yer değiştirdiği, dolayısıyla herkesin oyuncu olduğu ve böylelikle çözümsüz gibi duran meselelerin çözümünü seyircinin kendisinin ürettiği bir teknik. Tiyatro değil yani. Sadece seyredilen değil, oynanılan ve farklı çözümleri, bakış açıları ve sesleri duymamızı saylayan bir platform oluşturuyor."
Muğla, Ula, Akçapınar ve İstanbul'dan ağırlıklı olarak STK'lardan eğitmenler, uzmanlar toplam 26 kişi tiyatro forum için bir araya geldi.
"İyi şeyler yapmak isteyenlerin yeri"
"İyi şeyler yapmak isteyen insanların yeri" diye tarif ettiği Atölye Portakallık'ın tiyatro merkezli bir oluşum olmadığını söylüyor ve çalışma sistemini ise şöyle anlatıyor Saran:
"Aslında bu bir yıl sürecek bir proje. Biz her ay online eğitim vermeyi sürdüreceğiz. Çünkü yereldeki sorunların içinden beş başlık çıkarıp o başlıkların çözümünü üretmeyi düşünüyoruz. Konuları atölyeye katılanların ortaya koyması lazım. Öyle işleyen bir süreç bu. Dışarıdan gelenin dahil olduğu değil, orada yaşayanların hangi konularda çalışmak istediklerini kendilerinin belirlediği. Belediyeler de o önerilen projelerde bir tür yardımcı rol üstlenecek. Ve o projenin hayata geçmesi konusunda yardımcı olacak. Bu büyük bir ihtimalle geri dönüşüm, sağlıklı tarım, kadın istihdamı, çocuk istismarı gibi konular olacak. Yaptığımız atölyede konuşulanlar üzerinden bunu söylüyorum. Online görüşmelerimizin yanı sıra biz de her ay Muğla'ya gideceğiz ve bir yılın sonunda beş proje çıkarmayı düşünüyoruz."
"Yerelde değişimi odağa aldık"
"Yerelde değişimini odağa alabilecek farklı alanlarda her türlü atölyeye mekan olmak istiyoruz, ekşi maya ekmek atölyesi, ilaçsız geleneksel tarım atölyesi, kendi kendine çal atölyesi... Ben de mesela permakültür atölyesi yapmak istiyorum. Yerelde yaşayan insanları ihtiyacı olan ve merak ettikleri biriyle buluşma imkanı da sağlamak istiyoruz. Sinema günleri yapmak, küçük festivaller düzenlemek de olabilir."
Bu ve bundan sonra olacak atölyeler için de daha çok desteğe ihtiyaçlarının olduğunu belirtiyor Tilbe Saran. "Yurtiçi ve yurtdışından davet edeceğimiz hocalarımız girişimciler, sadece ders değil hayat deneyimini paylaşacak insanlar da olabilir. Orada bir mekan var ve o mekan neye ihtiyaç duyuluyorsa ona ev sahipliği yapacak." (AÖ)