Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bünyesinde oluşturulan "Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu" ile ilgili görüş ve önerilerini kamuoyuyla ve komisyon üyeleri ile paylaştı.
Komisyon'a 6 başlıkta görüş ve önerilerini sunan TİHV, "Komisyon'un Türkiye'nin barışçıl bir çözüm süreci için önemli bir fırsat sunduğunu belirterek Komisyon'un insan hakları ilkeleri ışığında hareket etmesi gerektiğini" vurguladı.

DEM Parti’den komisyon açıklaması: Haftaya belirlenen isim ve kurumlar dinlenecek
TİHV, sürecin sağlıklı ilerlemesi için her türlü desteği sunmaya hazır olduğunu beyan etti.
"Keyfilik rejimin asli niteliği"
TİHV görüş ve önerilerinde pek çok uluslararası insan hakları örgütlerinin raporlarında da yer aldığı üzere son yıllarda demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve temel insan hak ve özgürlüklerine saygı açısından Türkiye’de endişe verici bir gerilemeye tanık olunduğunu belirtti.
Yapılan açıklamada şöyle denildi:
"Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve temel insan hak ve özgürlüklerine saygı açısından yaşanmakta olan böylesi ciddi bir gerileme, aynı zamanda Türkiye’de esasen insan haklarını referans alan bir rejim fikrinin terk edildiğinin, bunun yerine hakları sistematik olarak ihlal eden bir devlet pratiğinin egemen olduğunun da göstergesidir. Başka bir deyişle, kuralsızlık, keyfilik ve belirsizlik mevcut rejimin asli nitelikleri haline gelmiştir."
Bu çerçevede TİHV; Komisyon’un, toplumsal barışı, insan hakları ve demokrasinin ilke ve değerlerini yaşama geçirmenin yol ve yöntemlerini aramasının önemli olduğunu aktardı ve şu ifadelere yer verdi:
"Temel hak ve özgürlüklerin hiçbir ayrıma maruz kalmaksızın Türkiye’de yaşayan herkes tarafından kullanılmasının güvence altına alınması ilkesel olarak hiçbir mutabakat ya da müzakere konusu olamaz."
Öneriler
Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın önerileri arasında şunlar yer aldı:
"Komisyon, çalışmalarına başlarken evrensel insan hakları değer ve ilkelerini müzakere edilemeyecek temel normlar olarak kabul eden, Komisyon çalışmaları sırasında bu değer ve ilkelerin tartışma dışı bir zemin olarak gözetileceğini taahhüt eden bir irade beyanında bulunmalıdır.
AİHM ve AYM kararlarına uyulmalı
Söz konusu irade beyanı, mevzuatta hiçbir değişiklik gerektirmeyen konuların berraklaştırılmasına da katkıda bulunacaktır. Sadece mevcut Anayasanın ve yasaların, Türkiye’nin taraf olduğu, usulüne uygun şekilde onaylayarak iç hukukta yürürlüğe koyduğu uluslararası sözleşmelerin ve yargı yetkisini kabul ettiği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ile Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kararlarının gereğinin yerine getirilmesi halinde bile bugün karşı karşıya kalınan pek çok sorun, sorun olmaktan çıkacak, Komisyon kuruluş hedef ve amaçlarına kolayca ulaşabilecektir.
Komisyon, sadece yasama organı olmayıp aynı zamanda yürütmeyi denetleme yetkisine de sahip olan TBMM’nin, mevcut Anayasa ve yasalara aykırı olan, kurumsuzlaşmaya ve belirsizliklere yol açan, keyfi nitelikteki tutum ve eylemlerine son vermesini sağlamak üzere yürütmeye çağrı yapması için TBMM’ye tavsiyede bulunmalıdır.
Kapsamlı programlar oluşturmalı
Komisyon, BM uzmanlarının 11 Nisan 2025 tarihli doğrudan bu süreç ile ilgili çağrısında da yer verildiği gibi, bağlama özgü "silahsızlanma, terhis, yeniden entegrasyon" programlarına yönelik katılımcı bir yaklaşımla, konunun ulusal ve uluslararası uzmanlarından da yararlanarak, gerekli yasal düzenlemeler de dahil olmak üzere etkin ve somut hazırlıklar yapmalıdır.
Komisyon, kimlik ve kültürel haklar başta olmak üzere Kürtlerin temel hak ve özgürlüklerinin teminat altına alacak yasal düzenlemeler dahil kapsamlı programlar oluşturmalıdır.
"Geçiş Dönemi Adaleti"
Komisyon’un, ihlallere maruz kalanların merkezinde olduğu, katılımcı bir yaklaşımla 'hakikat arayışı', 'adaletin sağlanması', 'onarım' ve 'tekrarlanmama garantileri' gibi unsurları da içeren BM tarafından "Geçiş Dönemi Adaleti" olarak tanımlanan kapsamlı programların yaşam bulabilmesi için öncü rol üstlenmelidir.
Komisyon, karar alma usulünü, gözden geçirerek, toplumsal barışı sağlama amacıyla kurulmuş bir müzakere ortamının doğasına uygun biçimde, sadece kanun teklifi hazırlanırken değil her konuda iknaya dayalı konsensüs yöntemi ile karar almak üzere yeniden düzenlemelidir.
Sonuç
TİHV sonuç kısmında şu ifadelere yer verdi:
"Yukarıdaki tüm değerlendirme ve önerileri, başta Ortadoğu olmak üzere, dünyanın birçok bölgesinde insani kriz ve savaşların yaşandığı bir dönemde Türkiye’nin yakalamış olduğu ‘barışı konuşmak’ gibi bir fırsatı tarihsel ve toplumsal olarak iyi değerlendirilmesine katkı olması umudu ve dileği ile dile getirdik.
Ancak, yukarıda defaten vurguladığımız ve bir insan hakları örgütü olarak çok önemsediğimiz bir hususu bir kez daha yinelemek istiyoruz: Üstlenmiş olduğu tarihsel sorumluluk ve işlevi yerine getirirken evrensel insan hakları değer ve ilkelerini asli referans olarak almaktan vaz geçmediği, toplumun çalışmalara sivil aktörler ve örgütler aracılığı ile aktif ve etkin katılımını sağlayabildiği, mahremiyet ve şeffaflık ilkesini esas aldığı ölçüde Komisyon’un başarıya ulaşma şansı artacaktır.
"Her türlü katkıyı yapmaya hazırız"
TİHV olarak 35 yıldır bu alanda sürdürmekte olduğumuz çalışmalar sonucu elde ettiğimiz tüm bilgi ve birikimi, talep edilmesi halinde paylaşmaya ve yukarıda sözünü ettiğimiz fırsatı iyi değerlendirmek amacıyla her türlü katkıyı yapmaya hazır olduğumuzu ifade etmek isteriz."
(AB)




