TİHV, Adalet Bakanlığı’nın 25 Aralık’ta yapacağı ‘Yeni İnsan Hakları Eylem Planı Değerlendirme Toplantısı’na katılmayacağını yazılı açıklamayla duyurdu.
Vakfın açıklamasında “Son yıllarda, insan haklarının hem bir referans sistemi hem de bir denetim mekanizması olarak iyice erozyona uğradığı, siyasal iktidarın demokrasi ve hukuk taahhüdünden tümüyle uzaklaştığı koşullarda ülkemizde böylesi bir muhataplık ilişkisinin olmadığını düşünüyoruz” denildi.
TİHV’in açıklaması özetle şöyle:
“Sonuç paylaşılmadı”
“Adalet Bakanlığı’nca vakfımıza gönderilen yazıda “Bakanlığımızca, katılımcı ve çoğulcu bir anlayışla, ilgili tüm paydaşların katılımıyla İnsan Hakları Eylem Planı hazırlanması süreci yürütülmektedir. Bu kapsamda, çeşitli çalıştaylar, toplantılar, yazışmalar yapılarak, ilgili tarafların konuya ilişkin görüş ve önerileri alınmıştır. Ayrıca, ilgili uluslararası rapor ve belgeler incelenmiştir” denilmektedir.
Ancak, yapıldığı belirtilen tüm bu çalışmaların değerlendirme, sonuç ya da varsa raporları Adalet Bakanlığı tarafından bugüne kadar hiçbir biçimde bizimle paylaşılmamıştır. Kaldı ki, bu kapsamda 14 Şubat 2019 tarihinde benzer bir toplantı daha yapılmış idi. Katılmadığımız bu toplantının da sonuçlarına dair tarafımıza herhangi bir bilgilendirme yapılmamıştır.
"Yıllardır öneride bulunuyoruz"
TİHV, kurulduğu 1990 yılından bu yana işkence ve kötü muamelenin önlenmesi başta olmak üzere, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi amacıyla kesintisiz çalışma yürüten köklü bir insan hakları kuruluşudur. Bakanlık yazısında da ifade edildiği gibi konuyla doğrudan ilgili “taraflardan” biridir. Buna karşın yazı da iddia edildiğinin aksine, bilhassa da işkence konusunda uzman ve taraf bir kuruluş olarak bizimle herhangi bir görüş alışverişinde bulunulmamıştır.
“Yıllardır yaptığımız çok sayıda basın açıklaması, yayınladığımız tutum belgeleri ve raporlarla başta işkence ve kötü muamele olmak üzere ülkemizde yaşanan ağır ve ciddi insan hakları ihlallerine yönelik tespit ve değerlendirmelerde bulunuyoruz. Başta Adalet Bakanlığı olmak üzere tüm ilgili ve yetkililere ihlallerin önlenmesi ve cezasızlıkla mücadele doğrultusunda çağrılar yapıyor, talep ve önerilerde bulunuyoruz.
“Bunun en son örneğini 10 Aralık Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Günü vesilesiyle kardeş kuruluşumuz İnsan Hakları Derneği (İHD)ile ortak yaptığımız yaklaşık 15 sayfalık basın açıklaması oluşturuyor. Ne yazık ki şimdiye kadar tüm bu çağrı ve önerilerimize dair yetkililerden olumlu bir geri dönüş olmadığı gibi ihlallerin önlenmesi doğrultusunda resen işlem başlatıldığı yönünde bir bilgi dahi edinebilmiş değiliz.
"Muhataplık ilişkisi kalmadı"
“Bilindiği gibi Türkiye’nin de altına imza attığı pek çok uluslararası belge ve sözleşmede insan haklarının korunması ve geliştirilmesinde asli sorumluluğun devletlere/hükümetlere ait olduğu açıkça ifade edilir. Ancak, bu sorumluluğun yerine getirilmesinde başta insan hakları savunucusu kurumlar olmak üzere sivil toplum ile eşit koşullarda müzakereye dayalı bir muhataplık ilişkisinin kurulması olmazsa olmaz nitelikte evrensel kuraldır.
"Maalesef son yıllarda, insan haklarının hem bir referans sistemi hem de bir denetim mekanizması olarak iyice erozyona uğradığı, siyasal iktidarın demokrasi ve hukuk taahhüdünden tümüyle uzaklaştığı koşullarda ülkemizde böylesi bir muhataplık ilişkisinin olmadığını düşünüyoruz.
“Dolayısıyla 25 Aralık 2019 tarihinde Adalet Bakanı Sayın Abdulhamit GÜL'ün açılış konuşmasını yapacağı “Yeni İnsan Hakları Eylem Planı Değerlendirme Toplantısı”na bir insan hakları kuruluşu olarak katılımımızın şekli ve işlevsiz kalacağını, daha da ötesi araçsallaştırılacağını düşünüyoruz. Bu nedenle söz konusu toplantıya katılmayacağımızı kamuoyuna saygılarımızla duyururuz." (DB)