Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Valilik yasakları nedeniyle kullanılamayan toplanma ve gösteri yapma özgürlüğü konusuyla ilgili 1 Ocak 2019 ile 31 Ocak 2020 tarihleri arasındaki ihlalleri raporlaştırdı.
21 il ve bir ilçede 147 kez eylem ve etkinlik yasağı getirildiği açıklanan raporda “Toplanma ve gösteri yapma hakkı/özgürlüğü demokrasilerin vazgeçilmez koşulu ve ayrılmaz bir parçasıdır. Bu hakkın/özgürlüğün güvence altına alınmadığı bir ülkede demokrasiden bahsetmek mümkün olmaz” denildi.
25 milyon 183 bin 911 yurttaşın yasaklardan etkilendiği belirtilen raporda yasak süresinin 2 gün ile 395 gün arasında değiştiği aktarıldı.
Bu durumun, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 34. maddesi tarafından da güvence altına alınan “önceden izin almaksızın barışçıl toplantı ve gösteri yapma hakkı”nın ihlali olduğu vurgulandı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) içtihatları ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) de hatırlatıldığı raporda “Toplantılar ortak bir ifade amacıyla yapılmakta ve dolayısıyla da bir mesaj iletmeyi amaçlamaktadırlar. Herhangi bir mesajın görsel veya işitsel içeriğine kısıtlama getirilmesi için yüksek bir eşik kullanılmalı ve ancak yakın bir şiddet tehdidi varsa kısıtlama getirilmelidir” denildi.
"2016'dan bu yana uygulanan yasak var"
Raporda özetle şu ifadeler kullanıldı:
“01 Ocak 2019 ile 31 Ocak 2020 tarihleri arasında valilikler ve kaymakamlıklar tarafından 21 İl ve 1 İlçede, en kısası 2 en uzunu 395 gün süreyle olmak üzere alınan tüm eylem ve etkinliklerin yasaklanması sonucu TÜİK 2019 verilerine göre söz konusu illerde ve ilçede yaşamakta olan toplam 25 milyon 183 bin 911 yurttaş, Anayasa’da “güvence” altına alınan toplanma ve gösteri yapma hak ve özgürlüğünü kullanamamıştır.
“Bu yasaklar sürecinde Van ilinin durumu özel olarak öne çıkmaktadır. Van Valiliği, art arda aldığı kararlar ile eylem ve etkinlik yasağını 21 Kasım 2016 tarihinden bu yana kesintisiz biçimde uygulamaktadır. Buna göre 31 Ocak 2020 itibarı ile Van’da eylem ve etkinlik yasağı süresi toplamda 1174 güne ulaşmıştır. Her anlamda ifrat olarak nitelenebilecek bu durum, süreklilik kazanmış bir OHAL, hatta sıkıyönetim halidir.
“Valilik ve kaymakamlarca alınan yasak kararlarının (gerek tüm ili kapsayan süreli, gerekse belli bir güne, eylem ya da etkinliğe yönelik yasaklar) gerekçeleri de yukarıda değinilen uluslararası insan hakları belge ve organlarının yaklaşımının aksine hakkın özünü ortadan kaldıran, geniş yorumlanan, keyfi, soyut ve ayrımcı değerlendirmeler içermektedir.”
Bu ifadelerin ardından TİHV valilik ve kaymakamlarca alınan yasak kararlarının gerekçelerine ve eylem ve etkinlik yasaklarının alındığı il ve ilçelere yer verdi.
TİHV’nın raporuna buradan ulaşabilirsiniz.
(HA)