Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) bu sene “işkence ve diğer kötü muamele” temasıyla düzenlediği TİHV 14. İnsan Hakları Belgesel Film Günleri Afiş Yarışması’nda birincilik ödülü Mahir Akkoyun’un oldu.
177 afiş/tasarım arasından Bertuğ Bilgin’in eseri ikincilik, Yasemin Altın’ın eseri de üçüncülük ile ödüllendirildi.
Ödül töreni İnsan Hakları Günü’nde
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), her yıl İnsan Hakları Haftası’nda gerçekleştirdiği İnsan Hakları Belgesel Film Günleri’nin afişini 2019 yılından beri yaptığı gibi yarışmayla belirledi. 131 kişinin 200 afiş/tasarım ile katıldığı yarışmada, 3’ü hareketli toplam 177 tasarım Seçici Kurul tarafından değerlendirmeye alındı.
Üç turlu değerlendirme sonucunda seçici kurul, Mahir Akkoyun’un çalışmasının birincilik ile ödüllendirilip, TİHV 14. İnsan Hakları Belgesel Film Günleri’nin afişi olmasına karar verdi.
Yarışmacılara ödülleri 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde, İzmir’deki ödül töreninde verilecek. Yarışmada birinci tasarımcıya 12 bin 500 TL, ikinciye 7 bin 500 TL, üçüncüye 5 bin TL ödül veriliyor.
Dereceye giren ve derecelendirme dışında beğeni alan ilk 27 eser İnsan Hakları Haftası olan 10-17 Aralık arasında www.tihvbelgeselfilm.org adresinde sergilenecek.
Seçici kurul
İlk olarak 2019 yılında “İfade özgürlüğü” temasıyla gerçekleştirilen yarışmaya bugüne kadar 1040 tasarımcı, 1433 eser ile katıldı.
Yarışmanın seçici kurulu şöyle:
Emre Senan, Grafik Tasarımcı, Sanatçı, Emre Senan Tasarım Vakfı Kurucusu, Grafik Tasarımcılar Meslek Kuruluşu (GMK) Üyesi
Atilla Karabay, Happy People Project – Creative & Desing Director, Grafik Tasarımcılar Meslek Kuruluşu (GMK) Yönetim Kurulu Üyesi / Genel Sekreter
Umut Altıntaş, Dr., Öğr. Üyesi, Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü, Grafik Tasarımcılar Meslek Kuruluşu (GMK) Üyesi
Nilgün Toker, Prof. Dr., TİHV Yönetim Kurulu Üyesi
Coşkun Üsterci, TİHV Genel Sekreteri
“Toplumda farkındalığın artması”
TİHV Genel Sekreteri Coşkun Üsterci, yarışmayla ilgili açıklamasında, bu yılki tema olan “işkence ve diğer kötü muamele”nin, insanın sahip olduğu onur ve değeri korumak adına uluslararası sözleşmelerle mutlak olarak yasaklandığını söylemişti:
“İnsanlık ailesinin ortak kazanımı olan ve modern insan hakları hukukunun en temel kurallarından birini oluşturan bu yasak, normlar hiyerarşisi açısından üstün kural, başka bir deyişle buyruk kural niteliğindedir. Bu açık ve net kurala karşın işkence, maalesef hâlen dünyanın pek çok ülkesinde devletler tarafından toplumlara karşı insanlık dışı bir cezalandırma ve yıldırma aracı olarak kullanılıyor.” (AS)