Vakıf, başkanı Yavuz Önen'in imzasıyla yaptığı açıklamada, operasyonun nedenlerinden ve sonuçlarından biri olan F tipi cezaevlerindeki tecrit koşullarının "ağır bir insan hakları ihlali" olduğunu da vurguladı; "başta hükümet olmak üzere tüm tarafları cezaevlerinde yaşanan tecrit sorunun çözülmesi için çaba harcamaya" davet etti.
"Hak ihlalcileri yargılanmadı"
Vakıf, ikisi asker toplam 32 kişinin doğrudan öldüğü operasyonla ve sonrasında gerçekleştirilen sevkler sırasında gerçekleşen kötü muamele ve işkence iddialarına ilişkin başlatılan soruşturmaların çoğunun takipsizlikle sonuçlandığına, ama cezaevlerinde bulunan mahkumlar hakkında değişik gerekçelerle davalar açıldığına dikkat çekti.
"Ne yazık ki cezaevi operasyonunda ölenlerle ilgili hazırlanan adli tıp ve uzman raporlarında güvenlik görevlilerinin doğrudan hedef gözeterek ateş ettiklerinin belgelenmesine karşın uzun süren hukuki süreçlerin ardından operasyonları gerçekleştiren güvenlik görevlileri hakkında sınırlı sayıda dava açıldı.
"Operasyonun ardından Bartın, Ceyhan, Elbistan ve Malatya cezaevleri ile ilgili soruşturmalar takipsizlik kararı ile sonuçlandı. Bayrampaşa, Ümraniye, Çanakkale cezaevleri ile ilgili davalar sürüyor. Bayrampaşa'da 167 mahkum ile 933 güvenlik görevlisi, Ümraniye'de 399 mahkum ile 276 güvenlik görevlisi, Çanakkale'de ise 154 mahkum ile 563 güvenlik görevlisi hakkında dava açıldı."
Davaların hâlâ sürdüğünü belirten TİHV, "Bu davaların kimileri yılda yalnızca bir kere görülüyor. Bu durum hukuk açısından kabul edilemez bir durumdur" dedi.
Ölüm oruçları sürüyor, Müdür Ertosun'a üstün hizmet madalyası ödülü alıyor
20 Ekim 2000 tarihinde başlayan ölüm orucu sürecinde 48 kişi cezaevinde ölüm orucunda, 7 kişi destek ölüm orucunda, 13 kişi tahliye olduktan sonra ölüm orucunda olmak üzere 68 kişi ölüm orucuna bağlı gerekçelerle öldü. Cezaevi operasyonunda ölenler, kendini yakanlar, intihar edenler tedavi ya da saldırı sırasında ölenler, intihar saldırısı düzenleyenler ile bu saldırılarda ölenlerle beraber bu sayı 130'u aştı.
Ölüm oruçlarının hâlâ sürdüğünü vurgulayan TİHV, operasyonun gerçekleştirildiği dönemde Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü olan Ali Suat Ertosun'un "üstün hizmet madalyası"yla ödüllendirilmesininse "üzerine bir kere daha düşünülmesi gereken bir durum" olduğunu belirtti.
Önen: Türkiye'de cezaevi sorunu çözülmemiştir
"Türkiye'de cezaevi sorununun çözülmediğini" söyleyen Önen, "Hayata Dönüş" operasyonunun ardından F tipi cezaevlerine nakledilen tutuklu ve hükümlülerin ağır tecrit koşulları altında olduğunu, "tecrit"in sonuçları bakımından "gayri insani, ağır bir insan hakkı ihlali" olduğunu vurguladı.
TİHV rakamlarına göre, 2003-2005 yılları arasında Vakfa başvuran F tipi cezaevlerinde kalmış 404 başvurudan psikiyatrla görüşen 203'ünde yaygın olarak kronik ve akut Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), uyum bozukluğu, majör depresif bozukluk, anksiyete bozukluğu belirlendi.
F tipi cezaevlerinin genel koşullarının, görüşme, okuma, giyim, sağlık gibi temel hakların kısıtlanmasının, hükümlülerin beden ve ruh bütünlüklerini ya da kişiliklerini korumaları önünde ciddi birer engel olduğunu bildiren Önen tecrit uygulamasının sonuçlarını şöyle özetledi:
"Bugüne kadar bu konuda yapılan çalışmalar göstermiştir ki tecritin ve 'dış uyaran kısıtlılığının' ruh sağlığı üzerinde yıkıcı etkileri bulunuyor.
"İnsanın psişik, fizyolojik ve sosyal işlerliğini sürdürebilmek için uygun, yeterli ve değişken duyusal ve sosyal uyarana gereksinim duyduğu, uyaranların yeterli ve uygun olmaması durumunda karakteristik bazı semptomların ortaya çıkabildiği saptanmıştır.
"Araştırmacılar; tecrit koşulları ne kadar katıysa, duyusal uyaranlar ne kadar kısıtlıysa, süre ne kadar uzunsa, tecridin o kadar ağır ruhsal sorunlara neden olabileceği konusunda ortaklaşıyor."
"Hayata Dönüş"
6 yıl önce F tipi cezaevlerine karşı sürdürülen ölüm orucu eylemine son vermek, Türkiye'deki "cezaevi sorunu"nu çözmek amacıyla eşzamanlı bir operasyon gerçekleştirildi. Ölüm orucu ve açlık grevlerinin sona erdirilmesi için yürütülen çabalar sürerken, ısrarla "müdahale düşünülmediğini" açıklayan koalisyon hükümetinin emriyle cezaevlerinde 19 Aralık 2000 sabahı saat 04:30 sıralarında 20 cezaevinde eşzamanlı olarak binlerce mahkuma yönelik on binlerce güvenlik görevlisinin katıldığı "Hayata Dönüş" adı verilen operasyon başlatıldı. Operasyonda iki askerle birlikte 32 kişi öldü, yüzlerce tutuklu ve hükümlü yaralandı. (TK)