TGS 51 Yaşında

TGS, kuruluş yıldönümünde basın çalışanlarını sendikalaşmaya çağırdı; hükümetten gazetecileri medya sahiplerinin baskıları karşısında güçlendirecek düzenlemeler yapmasını, medya sahipliği, ticaret, bankacılık ve siyaset ilişkisinin engellenmesini istedi.

İstanbul

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), 51. kuruluş yıldönümünde, son 13 yıldır sendikal haklardan yoksun bırakılan basın çalışanlarını, iş güvencesiyle ilgili düzenlemelerin sağladığı yasal korumanın da cesaretlendirmesiyle sendikalaşmaya çağırdı.

TGS Yönetim Kurulu, yaptığı yazılı açıklamada, hükümetten de basın çalışanları üzerinde yeni yükler, baskılar, ağır hapis ve para cezaları getirecek düzenlemeler değil; gazetecilerin çalışma koşullarını iyileştirecek ve demokratikleştirecek, onları medya sahiplerinin baskıları karşısında güçlü kılacak yasal düzenlemeler yapmasını istedi.

Medyanın çarpık yapısı, demokratikleşme yolunda, toplumsal kesimlerin sağlıklı tartışma yürütmesini de engellemektedir. Medyaya demokrasi gelmeden, ülkenin demokratikleşmesi bir düştür denilen basın açıklamasında, medya sahipliğinin ticaret, bankacılık ve siyasetle ilişkisinin yasal yaptırımlar getirilerek önlenmesinin önemi vurgulandı.

Ekmek parası örgütlü sendikal mücadelede

Avrupa Birliğinin 2002 yılında yayımladığı Türkiye ile ilgili son İlerleme Raporunda, Örgütlü bir basın sendikasının yokluğu, basının bağımsızlığını zayıflatmaktadır ifadesinin yer aldığını hatırlatan açıklamada, şu ifadeler yer aldı:

* Gazetecilik mesleğinin etik ilkelerini kirleten; medya kuruluşlarının yayın politikalarını, medya sahiplerinin ticari ilişkileri doğrultusunda yönlendiren; habercilikte manipülasyon yapan; savaş çığırtkanlığını ön plana çıkaran; alternatif her görüşü azgın azınlık olarak gören; emperyalist güçlerin sözcülüğüne soyunan; medyayı kullanarak, sermayenin çıkarlarına hizmetten başka bir amaç taşımayan siyasi partilere, halkın tepki oylarını kanalize etmeye çalışan medya patronlarına ve medya yöneticilerine basın emekçileri mahkum değildir.

* Hiçbir basın emekçisi ekmek parası yakınmasıyla, medya sahiplerinin ahlaksız dayatmalarına sessiz kalamaz, kalmamalıdır. Basın emekçisi; ekmek parasını, medya sahiplerinin kapısında köle olarak değil örgütlü sendikal mücadeleyle aramalıdır.

* Her bir basın emekçisi; ticari çıkarlarıyla gözleri körelmiş medya sahiplerinin, gazetecilik mesleğinin ilkeleri üzerinde yaptığı tahribata karşı direncini ortaya koymalıdır.

* Hükümet, Avrupa Birliği üyeliği için uyum paketlerini hazırlarken, sendikal hakların garanti altına alınması, geliştirilmesi, emek-sermaye dengesinin toplu iş sözleşmeleriyle sağlanabilmesini öngören yasal düzenlemeleri de hayata geçirmelidir. Özellikle gazetecilik işkolundaki sendikasızlaşmanın yaratacağı tehlikeler gözden uzak tutulmamalıdır.

* Çalışma yaşamında yapılması öngörülen yasa değişiklikleriyle, hükümet, medya sahiplerinin etkisi altına girerek, gazetecilik işkolunda örgütlü bir sendikanın yok edilmesine yol açacak düzenlemelere imza atmamalıdır.(BB)