"Demokratik, Bağımsız ve Saygın Medyanın Hayata Geçirilmesi" başlıklı konferansta sunum yapan Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Müjdat Şakar, 212 Sayılı Basın İş Kanunu'nun başka kanunlara göre iyi olduğunu ancak medya patronlarının kendi çalışanlarına bu yasayı çok gördüğünü söyledi.
TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi ise, 212 Sayılı Yasanın değişmesini, sendikalılık oranının yüzde beş olması ve elde edilen haklarda gerilemeye yol açabileceği nedeniyle istemediklerini ifade etti.
Konferansın yeni toplantılarla sürdürülmesi gerektiğini savunan Özsever, sektördeki sorunlarla ilgili TGC, TGS, ÇGD ve Haber-Sen'in hem yetkililer nezdinde girişimde bulunmalarını hem de basında taban çalışması yapmalarını istedi.
Şakar: Gazeteci hak istemiyor çünkü terbiye edildi
Havuz sistemi, teknolojik gelişmeler, işsizlik, sendikasızlaştırma ve taşeronlaşmayı mesleğe zarar veren etkenler olarak sayan Prof. Şakar, "Sendika hakkı kağıt üzerinde, sendikalı olmak fiilen yok çünkü gazeteci açlık ve işsizlikle terbiye edildi" diye konuştu.
Medyayı, "Avrupa Birliği sürecini desteklemekle suçlayan" Şakar, medya işverenlerinin yakın çevresi ile ilgili olayların haberleştirilemediğini söyledi.
Şakar, maaşları geç ödenen gazetecilerin işveren aleyhine açtıkları davalarda Borçlar Kanunu'nun 44. maddesinin uygulanıp gazeteciye ödenmesi gereken yüksek tutarların büyük oranda indirildiğini söyledi.
İpekçi : 212'nin değişmesi tehlikeli
Panelist olarak ilk sözü alan TGS Genel Başkanı İpekçi ise, Türkiye'de basın sektöründeki çalışma şartlarının çok ağır olduğunu belirtti; 212 Sayılı Yasaya göre, gazetecinin haftada 48 saat çalışarak bir gün izinden; 10 yıla kadar 4 hafta, 10 yıldan sonra da 6 hafta yıllık ücretli izinden yararlanması gerektiğini hatırlattı.
Medya patronlarının 212 Sayılı Yasada değiştirmek istedikleri düzenlemeler içerisinde kıdem tazminatının bulunduğuna dikkat çeken İpekçi, TGS'nin 212'den kaynaklanan boşlukları toplu iş sözleşmeleri ile giderdiğini, sendikalılık oranın yüzde beş olduğu bir dönemde bu yasanın değiştirilmesini savunmanın geriye gidişe neden olabileceğini açıkladı.
Sendikal hakların kağıt üzerinde kaldığını savunan İpekçi, Sendikalar Yasası'nda bir değişiklikle, farklı işkollarının birleştirilmeye çalışıldığı konusunda uyardı.
Matbaa ve basının tek kolda birleştirilebileceği ancak bu birleşmenin çok farklı dallarla gerçekleştirilmesinin gazetecilerin kendi seslerini duyurmada engel olacağını, sendikanın faaliyetlerini aksatacağını belirtti.
"Şikayetlerimizi ilettik ancak anlaşılan bu yasa bir tehdit unsuru olarak görülüyor" diyen İpekçi, Basın Kanunu ve yeni TCK ile medya patronun baskısına yeni baskılar ekleneceğini bildirdi.
Konferans salonunda çok az sayıda çalışan gazeteci bulunduğunu, gazetecilerin kendi haklarına sahip çıkmadığını açıklayan TGS Başkanı, sendikasızlaşma ile ilgili geçmişte yaşananlara dair özeleştiri yaptıklarını, patronların ve yönetici konumdaki gazetecilerin de kendi özeleştirilerini yapmaları gerektiğini söyledi.
Tılıç: Gazetecilerin kendileri sorun
Gazetecilerin kendilerinin basının temel sorunu haline geldiğini ifade eden ÇGD Genel Başkanı Doğan Tılıç, medyanın sahiplik yapısının gazeteci ve gazeteciye duyulan güvensizlikte önemli bir rol oynadığını söyleyerek, "Sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada otomotiv veya silah sektöründe çalışan şirketlerin medyaya yatırım yapması güvensizlik getiriyor" dedi.
Medya,siyaset ilişkisinin Türkiye'de daha yoğun olduğunu savunan Tılıç, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidara geldiğinde, bir gün önce ona karşı yayın yapan medyanın ertesi gün tutum değiştirerek bu partinin yanında yer alabildiğini ifade eti.
Çözüm olarak Tılıç, gazetecilerin "kendisi için bir meslek grubu" haline gelmeleri gerektiğini, yoksa kendi sorunlarına sahip çıkamayacaklarını aktardı.
Sendikaya destek verilmesini isteyen Tılıç, gazetecilerden "su katılan haberleri" için mücadele etmelerini istedi.
Özsever : Konferans toplantılarla sürdürülmeli
Tılıç'tan sonra konuşan ve karamsar olmadığını açıklayan Maltepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi gazeteci Atilla Özsever, 12 meslek örgütüne duyurulan konferansa iki örgütün destek verdiğini bildirerek, yaşananlardan gazetecilerin de sorumlu olduklarını ifade etti.
"Geçmişte gazeteciler böyle değildi" şeklindeki sözlere karşılık geçmişte yaşanan ve bugünkü gerçeklerle benzerlik taşıyan örnekler veren Özsever, 2001'de işten çıkarılan dört binden fazla kişiden bir kaçının sendika hukuk bürosuna başvuru yaptığını, Gazeteciler Meclis Girişimi'nin önemli kararlar almakla birlikte Sendikaya üyelikle ilgili karar almadığını, gelinen süreçte son olarak işten çıkarılan Star Grubu çalışanları sendikanın çağrısına olumsuz yanıt verdiklerini söyledi.
Olumlu gelişmelerin de yaşandığını söyleyen Özsever, Doğan Grubu'nda Sözleşmeleri'ndeki bazı şartlara itiraz eden çalışanların alkışlı eylem yaparak buna engel olduklarını bildirdi.
Özsever, gazetecilerden "satışa göre 212'li gazeteci çalıştırma"yı öngören Asgari Norma ile mücadele etmelerini, kamuoyu ve diğer meslek platformlarının desteğini almalarını ifade etti.
Talu : Gazetecilik bölümlerinde ordu gibi hiyerarşi var
Gazeteci-yazar Umur Talu ise, gazetecilerin kendilerine yabancılaşmamaları için çevrelerinde, dünyada veya ülkelerinde neler yaşandığının farkında olmaları gerektiğini, kendi dışındaki konularda vicdanı harekete geçen kişinin işini daha iyi yapmakla birlikte kendi sorunlarına da çözüm üretebileceğini ifade etti.
Kötümser olduğunu bildiren Talu, "İnsanlar vicdanlarını bir türlü özgürleştiremiyorlar çünkü bir şeyden endişe ederler veya çıkar beklerler. İnsanlar bilmek ve hissetmek istemiyorlar artık" dedi.
Gazeteci, Üniversitelerin gazetecilik bölümlerinde askeri hiyerarşiye benzer bir yapılanmanın bulunduğunu söyleyerek, "korkmadan bir şey yapmak isteniyorsa, unvan korkusunu da yaşamamak gerekiyor" dedi.
Topuz ve Erinç bildirge açıklayacaklar
Serbest tartışma bölümünde söz alan Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Esra Arsan, İLAD'dan basın çalışanlarının durumu ile ilgili araştırma yapılmasını istedi. Galatasaray Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Özden Çankaya ise, İLAD olarak üniversite çalışmalarına destek verdiklerini belirterek çalışmalara ilgisizlikten yakındı.
İLAD Başkanı Hıfzı Topuz ve TGC Başkanı Orhan Erinç, raportörlerin iki gün süren konferansta hazırladıkları ortak raporlardan oluşan bir sonuç bildirgesini yarın kamuoyuna açıklayacaklar.(EÖ/EÜ)