Click here to read the article in Turkish / Haberin Türkçesi için buraya tıklayın
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü için yaptığı açıklamada “iktidara yakın olmayan ve nesnel gazetecilik yapan medya kuruluşlarının ve çalışanlarının hem mali, hem adli, hem de sosyal bir baskıyla kara listeye” alındıklarına dikkat çekti.
2016’da Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nün gazetecilik ve basın özgürlüğü açısından çok ağır baskıları yaşandığı bir döneme denk geldiğini belirten TGC, Türkiye’de gazetecilik hedef gösterilerek sözlü ve fiziksel şiddete uğrama, işsiz kalma, gözaltına alınma, tutuklanma riskiyle stresi en yüksek meslek haline getirildiğini vurguladı.
Gazetecilerin “terörist” ve “casus” diye nitelenerek Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ile sürekli gözaltına alındığını ve tutuklandığını hatırlatan TGC iktidara yakın olmayan medya kuruluşlarına uygulanan akreditasyonlarla ve her toplumsal olayın ardından yürürlüğe sokulan yayın yasaklarıyla halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkının engellendiğini belirtti.
İktidarın baskısıyla, kamudan ve özel sektörden reklam almaları engellenen, kayyumlar aracılığıyla zarara uğratılarak iflas ettirilen yayın kuruluşları nedeniyle Türkiye’de yılda ortalama 500-1000 gazetecinin işsiz bırakıldığını vurgulayan TGC basın sektöründeki işsizlik oranı ülke ortalamasının üç katına ulaştığını belirtti.
Benzer baskıların uluslararası basın çalışanlarını da hedef gösterildiğini belirten TGC açıklamasında “Bu tablo iktidarla arası iyi olmayan medya kuruluşlarının ve çalışanlarının hem mali, hem adli, hem de sosyal bir baskıyla kara listeye alındıklarını gösterdi” dedi. (EA)