Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) yayımladığı “Soma’da estirilen devlet terörü son bulmalıdır” başlıklı basın metninde, resmi rakamlara göre 301 kişinin öldüğü iş cinayeti sonrası ilçede uygulanan polisiye tedbirler, yasaklamalar ve gazetecilere yönelik şiddetin kabul edilemez olduğu ifade edildi.
Devlet erkinin “kader” sözcüğü ile yaşananları geçiştirme ve yasaklarla ihmallerin üstünü örtme gayretini kınadıklarını belirten TGC, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Demokrasiyle bağdaşmıyor”
“Yakınlarını kaybetmiş acılı bölge insanına karşı Başbakan Erdoğan ve korumalarının gösterdiği tahammülsüzlük, şiddet içeren eylemler bölgede bir korku iklimi yaratılmasına dönük, demokrasi rejimi ile asla bağdaşmayan tavır ve davranışlardır.
“TGC, bölgede estirilen devlet terörünün son bulmasını, halkın gerçekleri öğrenebilmesi için gazetecilere getirilen yasakların kaldırılmasını, acılarını dışa vuranlara yapılan baskılardan vazgeçilmesini toplumsal barış için vazgeçilmez bir koşul olarak görmektedir.
“Gazeteciliğin etik ilkeleri yok sayılıyor”
“Böylesi bir acılı ortamda bile gazeteciliğin etik ilkelerini ayakaltına alan kimi gazete gruplarının medyada var olan kutuplaşmayı daha da derinleştirecek yollara başvurmaları ibretliktir.
“İktidara yaranma adına nesnel haber ve yorumlardan kaçınmaları, haberleri sansürleme gayretleri ve nihayet aralarında BBC muhabirinin, bir gazete sahibinin de hedef gösterilmesine varan etik dışı davranışları meslek örgütü olarak üzüntümüzü daha da artırmaktadır.
Gözaltına alınan, dövülen, engellenen gazeteciler
“Ülkede her toplumsal olaylarda sıkça rastlandığı gibi sahada görev yapan meslektaşlarımızın çalışmalarının engellenmesi, darp edilen, yaralanan arkadaşlarımızın güvenliklerinin sağlanamaması düşündürücüdür.
“14 Mayıs Çarşamba, Karşı Direniş muhabiri Burak Öz Soma'da yaşamını yitiren işçilerin aileleriyle görüşürken Başbakan korumaları tarafından gözaltına alınmıştır. BirGün Foto Muhabiri Recep Yılmaz Ankara'da polis saldırısına uğramıştır.
“15 Mayıs Perşembe, Onur Öncü basın kartı olmasına rağmen polis tarafından darp edilmiştir. Hayat TV İzmir kameramanı Yiğit Ali Mercan’ı polis gözaltına almaya çalışmıştır. Agence Le Journal foto muhabiri Nazım Serhat Fırat çektiği fotoğraflar nedeniyle gözaltına alınmıştır. Ulusal Kanal kameramanı Serkan Bayraktar görüntü alırken polis tarafından tekmelenmiştir.
“16 Mayıs cuma günüTürkiye Foto Muhabirleri Derneği Başkanı Rıza Özel ensesinden plastik mermiyle yaralanmıştır.
“17 Mayıs cumartesi günü Başbakan Erdoğan'ın Üsküdar Kısıklı’daki evinden çıkışı sırasında görüntü almaya çalışan gazetecilere korumalar müdahale etmiştir. Başbakan korumaları tarafından yüzüne yumruk atıldığını belirten Gazete Habertürk Başbakanlık muhabiri Umut Tütüncü gözaltına alınmaya çalışılmıştır. Dicle Haber Ajansı (DİHA) Ankara Temsilcisi Kenan Kırkaya plastik mermiyle sırtından yaralanmıştır. Evrensel gazetesi muhabiri Hasan Akbaş, Ankara'daki protesto gösterilerini izlerken polisler tarafından tartaklanmıştır.”
Kocaeli’de altı haberciye saldırı ve protesto
TGC’den önce de, Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti, kentte Soma’da ölümlerin engellenmemesi nedeniyle 14 Mayıs akşamı yapılan eylemleri izlerken çok sayıda habercinin polis şiddetine maruz kalmasını kınayan bir açıklama yayınlamıştı.
Açıklamada, “Görevleri sadece kamuoyunu bilgilendirmek olan meslektaşlarımıza akşam saatlerinde emniyet güçlerince 14 Mayıs'ta yapılan saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Takipçisi olacağız ve sorumlular hakkında hukuki girişimleri de sürdüreceğiz” denilmişti.
Açıklamaya göre, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabiri Kaan Ülker, Manşet Kocaeli Gazetesi muhabiri Uğur Enç, Anadolu Ajansı (AA) muhabiri Yunus Emre Günaydın, Özgür Kocaeli gazetesi muhabiri Deniz Karamert, Demokrat Kocaeli gazetesi muhabiri Şive Bağdiken'e ve Güç Medya muhabiri Selda Hatun Tan'a saldırılmıştı.
Kocaeli’de görev yapan haberciler, polis şiddetini Sabri Yalım Parkı'nda yaptıkları bir basın açıklamasıyla ve “Şiddete Son” yazılı pankartla protesto ettiler. (EÖ - EKN)