Ortadoğu uzmanı Prof. Dr. Haluk Gerger, Libya'ya saldırı için Türkiye'nin katılımını öngören tezkerenin TBMM'de kabul edilmesini bianet'e değerlendirdi. Gerger'e göre, bu açık bir saldırı ve Türkiye'nin bu saldırının bir parçası olması, Arap dünyasıyla ilişkilerini de ortaya koyuyor.
Gerger, özetle şunları söyledi:
* Libya'ya saldırı olduğu kuşkusuz, bunun adını böyle koymak gerekir. Bu, uluslararası hukukta da vicdanen de bir saldırıdır.
* Türkiye de saldırının bir parçası. Saldırıyı NATO gerçekleştiriyor ve Türkiye de fiilen katılıyor. Halbuki "Biz bu işte yokuz" diyorlardı.
* Saldırı, kara, deniz ve havadan yapılıyor. Denizden ablukaya alıp havadan vuruyorlar. Mısır'dan silah göndererek de kara yoluyla saldırıyı yürütüyorlar. Türkiye de bu topyekun saldırının bir parçası.
"Türkiye kediye 'kedi' diyemiyor, Fransa diyor"
* "Tunç yasası" işliyor. Bu, Türkiye'nin emperyalizme hizmet ettiğini gösteren politik bir yasa. Libya'ya şu anda silah gönderen olmadığı için silah ambargosu uygulaması anlamsız. Silahı zaten Batılı güçler gönderiyordu. Emperyalizme hizmeti kılıfına uydurarak yapacakları için silah ambargosu ortaya konuyor.
* Fransa "Kediye kedi diyor", biz diyemiyoruz. Başbakan Tayyip Erdoğan "Libya Libyalıların olsun diye mücadele edelim" dedi. Afganistan ve Irak oranın halkının değil miydi?
* Tezkere, çok boyutlu bağımlılık zincirinin sonucudur. Türkiye çok boyutlu biçimde emperyalizme bağlıdır. Türkiye'nin lafı uluslararası arenada geçmiyor.
* Türkiye ekonomik çıkarını güdebiliyor olsaydı, Libya'daki milyonlarca dolarlık yatırım bombalandığında sesini çıkarırdı.
"1 Mart tezkeresi istatistiki kazaydı"
* 1 Mart tezkeresi de yanlış anlaşıyor. Türkiye hükümeti işgale katılmaya karar vermişti. Bunu onaylatmak için parlamentoya gitti. Bunu da sadece ekonomik çıkar hesabıyla yaptı. Tezkere, üç eksik oyla geçemedi. Bu istatistiki kazadır. İkinci bir tezkere oylamasını da ABD kabul etmemişti.
* Türkiye, Arap dünyasında Batının Truva atıdır. Osmanlı işgalinden Soğuk Savaş tetikçiliğine uzanan bir bellek vardır Arap dünyasında. Bu tezkerenin kabulü ve saldırıya katılmakla, o bellek tazelenmiş olacak.
* "Eksen değiştiriyorum" diyerek Batı'nın kirli işlerini yapmayı Ortadoğu halkları yutmaz. İran'a karşı füze kalkanına evet dendiğinde, çelişki de su yüzüne çıkar.
* ABD, Türkiye'nin kendi adına İran, Suriye gibi ülkelerle ya da Hamas ve Hizbullah'la diyalog kurmasını istedi. Türkiye'nin o diyaloğu kurması için onların duyarlılıklarına hitap etmesi lazım.
* "Eksen kayması" dedikleri aslında Batı'nın çıkarlarını savunmak için ortaya konan bir yöntem değişikliği. Arap halkları bu tezkereyi de unutmayacak.
"Muhalefeti bastırma amacındalar"
* İzmir üssünün kullanılması da saldırıya katılmanın bir kanıtıdır. İncirlik'in varlık nedeni de zaten Arap dünyasıdır. 1957'deki Lübnan işgalinde de Irak ve Afganistan için de kullanıldı.
* Batı Libya'nın petrolünü alıyordu ancak yine de bu ülkedeki petrol de işgalin üç sebebinden biridir. İkinci sebep, Arap dünyasındaki muhalefet hareketi.
* Libya ve diğer ülkelerde demokrasi ve özgürlük isteğiyle ayaklanan halk muhalefetinden, anti-emperyalist olanlar devre dışı düşürülüyor.
* İsyanlar çarpıtılıyor. Devrimci taleplerin yönünü bozmaya yönelik hareket ediyorlar. Son olarak saldırının jeopolitik boyutu da göz ardı edilemez. (AS/EÖ)